Akıl Fikir Yayınlarından Üç Kitap İbnülemin Mahmud Kemal İnal

112

İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Osmanlı
Sadrâzamlarından Yusuf Kâmil Paşa’nın mühürdarı Mehmed Emin Paşa’nın oğludur. 1870
yılında İstanbul’da doğdu. Özel hocalardan; ve Mehmed Âkif Ersoy’un babası
İpekli Tâhir Hoca’dan Arapça, Farsça, Fransızca, din, edebiyat, hat ve gramer
(dil bilgisi) dallarında eğitim alarak yetişmiş, genç yaşında Sadâret Mektubî
Kalemi’nde devlet hizmetine girmiş, 33 yıl boyunca, Sadrâzamlığın çeşitli
kademelerinde hizmet etmiş, ‘Sabih
isimli romanı, ‘Hoş Sâdâ’, ‘Son Sadrâzamlar’ ve ‘Son Hattatlar’ isimli eserleri
yazmıştır. Gazetelerde makaleleri yayınlanmıştır.

Yahya Kemal
Beyatlı ve Süleyman Nazif’in yazdığı birer mısrada oluşan;

Hezar gıbda o devr-i kadim efendisine                                                                                                                   Ne
kendi benzer kimseye ne kimse kendisine

beytinde ifâde
edildiği gibi, nev’i şahsına münhasır bir insandı. Çok zengin kütüphânesini ve
hat koleksiyonunu İstanbul Üniversitesi Kütüphânesine bağışladı. 

Harita
Mühendisi Emekli Kıdamli Albay Orhan Bayrak, hazırlamış olduğu 12,5 X 19,5
santim ölçülerinde 168 sayfalık eserinde;

İbnilemin
Mahmud Kemal İnal’ın hayat hikâyesini, vefat haberini, O’nun tanıyanların
hakkında yazdıklarını, eserlerinden konular ve pasajları, şiirlerini,
vasiyetnâmesini ve Mahmud Kemal İnal’ın hayat kronolojisini veriyor.

Ayrıca Kâmil
Paşa’nın sadâreti ve konak meselesi, makalelerinden seçmeler, basılmamış
eserlerinin isimleri, şiirlerinden örnekler ve vasiyetnâmesi ile hayatının
kronolojisi ile eser tamamlanıyor.

Arka kapak
yazısı:

Yazdığı örnek eserleri
ile herkese faydalı olmuş üç biyografi yazarını, her eserini inceleyerek
sizlere sunmayı kendim için görev saydım. Yazı hayatımda İbnülemin Mahmud Kemal
İnal, Ahmed Refik Altınay ve İbrahim Alâaddin Gövsa adlı üç üstad yazar
eserleri ile bana örnek oldular. Onun için bunları ‘Üç dev biyografi yazarı’
olarak bir araya getirdim.

Elinizdeki eser üç dev
biyografi yazarından ilkine ait. İbnülemin Mahmud Kemal İnal eserlerinde
ölülere hayat veren bir canlı kütüphane idi. Yakın târihimizde önemli simaların
biyografilerini tanışarak hazırlayan başka bir yazara rastlamak mümkün
değildir. Bu eseri hazırlamakla ben de kendisine hayat vermek istedim. Fakat
onun kadar bunu başardığımı sanmıyorum. Lâkin duyduğum hazzı ifade etmek
isterim. Ruhunun şad olmasını dileyerek kendisini selâmlıyorum. Her üç yazarı
daha iyi tanımış olmakla çok şey kazanmış olacaksınız.

İbnülemin Mahmud Kemal İnal, hakikaten
bilinmesi tanınması geren bir âbide şahsiyettir. Kendisinden önceki, çağdaşları
arasında ve kendisinden sonra yaşayan hiç kimseye benzemeyen, târih, İslâmiyet,
kültür, edebiyat ve benzeri sâhalarda âlimdi. Disiplinli, otoriter, eğitimci,
mürebbi (terbiyeci), ahlâklı… Hülâsa mükemmel bir insanda bulunması gereken
bütün hususiyetlere sâhip örnek alınacak bir âbide şahsiyetti.

Târih ilmi, geçmişte yaşanan olayları
kronolojik bir sıra ile veren bilgi demetinden ibâret değildir. Onun asıl fonksiyonu,
geçmişteki olaylardan ders alarak geleceğin plânlamasının doğru yapılmasını
sağlamaktır. Veciz ifâdesiyle; ‘geçmişini
bilmeyenler, geleceğin câhilidir
.’ İnsanlarımız, târihini öğrendikçe
geleceğini dosdoğru inşa etme imkânı bulur. Mahmud Kemal İnal, daha iyi bir
gelecek için, yaşadığı dönemden çok bu günün insanının faydalanabileceği bir
şahsiyet âbidesidir.

İnsan-I
Kâmil ve Zamanın Fitnelerinden Korunmak

Eserin
müellifi Erzurumlu İbrâhim Hakkı Efendi Hazretleri (1703-1780) ‘Mârifetnâme’ isimli eserin müellifi,
Türk mutasavvıf, sosyolog, astronomi bilgini ve İslâm âlimidir. Müderris olarak
çok sayıda talebe yetiştirdi. Oğluna yazdığı mektupta şöyle nasihat ediyordu: ‘Tekkelerde eğlenmeyip ilim meclisine
gelesin; herkese şefkat nazarıyla bakıp hiçbir ferdi hakir görmeyesin ve
kimseden hiçbir nesne istemeyip kimseye bir hizmet buyurmayasın; tezyîn-i
zâhiri koyup gökçek ahlâk ile tezyîn-i bâtına gidesin
.’

Bu ulu kişi
Erzurumlu İbhâhim Hakkı Efendi’nin; ‘İnsan-ı
Kâmil
’ ve ‘Zamanın Fitnelerinden
Korunmak
’ isimli iki eseri bir arada, Mâsum
Aydın
tercümesi ile Akıl Fikir yayınları tarafından 13,5 X 21 santim
ölçülerinde 109 sayfa olarak 2022 yılında okuyucuya sunuldu.

İbrâhim Hakkı
Efendi, İnsan-ı Kâmil isimli birinci
eserinin giriş kısmında toprağın çeşitli hayvan ve bitkilerin abası-elbisesi
olduğundan bahisle bitki ve hayvanın da insan bedeninin temeli ve esası
olduğunu söylemektedir. İnsan bedeni ise kendi kalbinin süslü canfes kumaştan
elbbisesidir. Yani, insan kalbi Mevlâ’ya muhabbetin mekânı, bilme ve tanıma hazinesinin
sığınağıdır. Eser, insanın bu mekânı ve sığınağı ahlâkın en güzeli ile
güzelleştirmesinin, niyetlerini arı-duru hâle getirmesinin ve gönlünü
eğitmesinin yollarını konunun özüyle okuru muhatap ederek dile getiriyor.
Erdemlerin, güzel ahlâkın, insanın tutum ve davranışlarına yansıması,
yapıp-etmelerine kendi rengini vermeleri insanın onları kendine prensip edinip
rızâyı esas alarak hayatlarına tatbik etmeleriyle mümkündür. Kâmil İnsan her şeyden
önce insanın, âlemin en şerefli varlığı olduğunu insana yeniden duyuruyor. Ve
insanı kendini bilmeye ve tanımaya çağırıyor.

***

Zamanın Fitnelerinden Korunmak isimli
50 bölümden oluşan risâlesinde; ‘Ey Ârif-i Billah (Ey Hakk’ın nuru ile Allah’ı
bilen, âlemi ve hâdiseleri ilâhî feyzin ve ilmin nuru ile gören, Allah’ın
dostu!) hitabı ile başlayıp; Âyet-i Kerîmelerden ve Hadis-i Şerîflerden
örnekler vererek insanın huzur ve saadet içerisinde âsûde bir hayat yaşamasına
imkân verecek şartları dile getiriyor.

Fasıllardan
bir örnek:

Hikâye olunur ki, bir
sultanın doğanı varmış ve bu kuş bostanda bağlı imiş. Bir gece bülbül, doğana
yaklaşıp demiş ki:

-Ey kuşların sultanı!
Senin bu kadar muhterem ve mesrur sevinçli olmanın hikmeti nedir? Senin makamın
ve yerin sultanın eli üzerinde mekân tutmaktır. Yiyeceğin her zaman kuş etidir.
Ben ise korku, gam, keder ve üzüntülerin her çeşidini yaşayarak bütün gece, bir
gülün çiçek açmasını beklerim. Gül açınca, uykum gelir, böylece gülün çiçek
açtığını görmek zevkinden mahrum kalırım. Kaldığım yer ve mekânım ise, gülleri
kuşatan dikenlerin olduğu yerdir.

 Doğan, bülbülü irşat ederek:

-Senin çektiğin
sıkıntıların, zahmetlerin ve eziyetlerin ve her arzu ve isteklerinden mahrum
kalmanın sebebi: Ruh ve gönülle ilgilidir. Sen muradına ermeden önce, her sabah
bin sefer öterek insanlara: Sabahın geldiğini haber verirsin. Oysaki ben
aksine, bin muradıma nâil olduğum hâlde, nâil olduğum muratlarımı da hiç
kimseye söylemem ve haber de vermem.

İşte bunun gibi sır
saklamanın çok faziletleri ve faydaları olduğu gibi sırrı ifşa etmenin de çok
rezillikleri ve zararları da vardır. Peygamberlere ait kıssalarda ve
Evliyaullaha ait tezkirelerde (biyografilerde] bu konuda anlatılanlar,
sayılmayacak kadar çoktur. ârif olana, bir kimseden gelen bir işâret kâfidir.
Onu çadır ipleri veya ağaç kökleri ile bağlamaya gerek yoktur.

Eserin bütün bölümlerinde benzer mâhiyette
faydalı bir öğüde bağlanacak hikâyeler var.

Sonsuza
Köprüler Kurmak

Durali Yılmaz, 1948 yılında Acıpayam’a bağlı
Köke köyünde doğdu. İlköğrenimini burada yaptıktan sonra orta ve lise
öğrenimini Burdur’da, yükseköğrenimi İstanbul’da tamamladı. Yeni Türk Edebiyatı
sahasında doktora yaptı. Aynı sahada doçent, 1993’te profesör oldu. İstanbul
Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Tanıtım ve Halkla İlişkiler Bölüm
Başkanlığı yaptı, değişik idârî vazifeler üstlendi. 2001 yılında İstanbul
Kültür Üniversitesi’ne geçti. Burada Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün
kuruluşunu tamamladı. Hâlen bu üniversitede görev yapmaktadır.

Kitap hâlinde yayınlanmış eserlerinden
bâzıları: *Romanımız ve İnsanımız (1976), *Roman Kavramı ve Türk Romanının
Doğuşu (1990), *Türkçe ve Kompozisyon (1990), *Roman Sanatı ve Toplum (1996), *Şeyh
Bedreddin Sufinin İsyanı (2001), *Siyah Perdeli Evler (1975), *Çilekeş
Müslümanlar (1982), *Dansedebilmek (1997), *Kıyam (1997), *Gel İçimde Ağla
(1985), *Akrebin Dansı (1989).

Usta ve velût yazar Prof. Dr. Durali
Yılmaz’ın 13,5 X 21 santim ölçülerindeki 102 sayfalık eserinde hepsi zevkle
okunabilecek 17 adet hikâye bulunuyor.

Hikâyelerin başlıkları:

*Şimşek ve Kelime,
*Sonsuza Köprüler Kurmak, *Bir Hikâye Uğruna, *Sanatın Başlangıcı, * Başbakanın
Gözyaşları, *Şaheser Yazmak, *Gazali’ye Mektup, *Celâlettin Harzemşah’m Bastığı
Çizgi, *Pir Sultan’ın Romanı, *Alevi İftarında Abdal Musa Nefesi, *Sürgündeki
Şeyh, Uzaydaki Kapı, *Thales’in Mezar Taşı Yazısı, *Kayıkçı Parası, *Bu, Benim
Müziğim,  *Bakkal, Hikâyenin Hikâyesi,
*Gürgen Sonrası.

***

Pir
Sultan’ın Romanı
’ başlıklı hikâyede bâzı deyişlerinden örnekler veriliyor. Bâzı
kaynaklarda Pîr Sultan, bağlandığı tarikatça yalnız dînî önder değil, devlet
başkanı olarak da görülen İran Şahları adına, Anadolu halkını Osmanlılara karşı
kışkırttığı, ayaklanmaya çağırdığı, belki de bir ayaklanmaya öncülük ettiği
için, Sivas Valisi Hızır Paşa’nın emriyle tutuklanmış, yolundan dönmeyeceği
anlaşılınca da asılmıştır. Bu bilgiler doğru olmayabilir.

Aşağıdaki deyişler de Pir Sultan Abdal’a âit
olmayabilir.

… mi acaba?

Değerli yazar, ‘Hakkında roman yazmayı düşündüğüne göre herhalde işin doğrusunu
biliyordur. Sonradan öğrenip de romanı yazmaktan vazgeçti ise, bu hikâyenin
mânâsı ne ola
?’ Diye düşünenler olabilir mi?

Gafil kaldır şu gönlünden gümanı

Bu mülkün sâhibi Ali değil mi

Yaratmıştır on sekiz bin âlemi

Rızıkların veren Ali değil mi

Gelin vazgeçelim böyle gümandan

Vallahi çıkarız dinden imandan

Şefaat umarız On’ki İmam’dan

Anların atası Ali değil mi

Yaratıldı Mülcem ol oldu düşman

Kasd etti Ali’ye oldu peşiman

Kangı kitapta var ol Ömer Osman

Kur’an’da okunan Ali değil mi

Bin bir adı vardır bir adı Hızır

Her nerde çağırsan orada hazır

Ali padişahtır Muhammed vezir 

Bu fermanı yazan Ali değil mi

Pir Sultan Abdal’ım ben bir fukara

Acep bulunur mu derdime çâre

 Yüzü
kara nasıl varam huzura

        Divanda oturan Ali değil mi

***

Arka kapak yazısı:

Hikâyeleri, Büyük
Doğu, Diriliş, Hisar, Türk Edebiyatı, Yedi İklim gibi edebiyatımızın önde gelen
dergilerinde yayımlanan Durali Yılmaz, daha ilk hikâyeleriyle hikâyeciliğimize
farklı bir ses getirmiştir. Necip Fâzıl Ksakürek, beklediğimiz ve muhtaç
olduğumuz bir hikâyeci olarak takdim etmiş; Ahmet Kabaklı, Nuri Pakdil ve daha
birçok yazar, Durali Yılmaz’ın hikâyelerinden övgüyle söz etmiş, onu
hikâyeciliğimizde farklı bir ses olarak kabul etmiştir.

Sonraki yıllarda
hikâyelerinin yanı sıra romanda da kendini kabul ettiren Durali Yılmaz’ın ‘Donuklar’ adlı romanı, Mısır Devlet
Kitaplarınca yayımlanmış, hakkında el-Hayat gibi Arap basınının en önde gelen
yayın organlarında çok geniş yazılar çıkmıştır. Bu roman Mısır’da kısa sürede
iki baskı yapmıştır. ‘Ayasofya Dile Geldi
romanı da Arapçaya çevrilmiştir. ‘Yesevi
Irmakları
’ romanı, Almaatı’da yayımlanmış ve Kazak basınında övgüyle söz
edilmiş, kısa sürede üç baskı yapmıştır.

Çok değişik bir
yöntemle kaleme alınmış hikâyelerden oluşan bu eseri, yazarın dördüncü hikâye
kitabıdır. Akıl Fikir Yayınları olarak, bu hikâyelerin, hikâyeciliğimizde yeni
bir açılım sağlayacağına inanıyoruz ve bu düşüncelerle okurlarımıza sunuyoruz.

AKIL FİKİR YAYINLARI

Alemdar Mahallesi, Alayköşkü
Caddesi, Küçük Sokak Nu: 6/3 Cağaloğlu, Fatih, İstanbul

Telefon: 0.212-514 77 77
e-posta:
bilgi@akilfikiryayinlari.com  www.akilfikiryayinlari.com  

Önceki İçerikNükte, Lâtife, İroni
Sonraki İçerik30 Ağustos’u 100. Yılında Hakkıyla Anabilecek miyiz?
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.