Türkçe Âdem Lisânı

118

İlk
Meclisin suali

Ruhlar
demi bu hali

Hangi
lisan var idi

Hem
cevap hem suali

 

Türkülerle
gezerim

Türk’ü
Türk’le bezerim

Cihana
ezgi dolsa

Türk
olanı sezerim

 

Türk’ün
Töresi candan

Kurulmuştur
ilk andan

Boynum
başım vursalar

Özüm
vazgeçmez ondan

 

Hak
Âdem’e emretti

“Konuş
Ya Âdem” dedi

Binlerce
lisan sundu

Türkçeyi[1]
tercih etti

 

Hikâye
değil bunlar

Ezelde
vardır onlar

Levh-i
mahfûz okunsa

Görünür
yazar bunlar

 

İlk
peygamber lisanı

Anlatır
biz insanı

Âdem
kendini bildi

Türkçe
Cennet lisanı

 

Türkçeyi
iyi belle

Hem
de Türkçeyle söyle

Dedi
Ahmed[2] ashaba

Yerde
gökte o dille

 

İnsanlık
bir millet[3]ti

Ayrılık
bir zilletti

Lakin
hikmet gereği

Değişmek
bir Rahmet[4]ti

 

Tanış
ve biliş diye

Hep
Hakk’a yönel[5] diye

İnsanlar
ayrı ayrı

Kaldılar
sorsun diye

 

Ayrıldı
renkle lisan

Şaşırdı
onca insan

Sanki
Babil kulesi

Her
şey değişti bir an

 

Unuttular
o anda

Hepsi
ayrı bir zanda

Uçmak
denen o yurdu

Bıraktılar
zamanda

 

İnin[6]
dendi onlara

Karışın
hep kanlara

Sandınız
hayat budur

Emanettir
canlara

 

İnsan
o an anladı

Sözü
öze bağladı

Gurbet
denen yolculuk

Bu
inişle başladı

 

Hakk’ın
hikmeti bunda

Anlaşılır
sonunda

Uzlaşılmaz
sorular

Cevap
bulur o anda[7]

 

Sınar
bir birimizi

Gösterir
içimizi

Bulursak
Hak Cemali

Sileriz
kirimizi

 

özden
masal anlatmaz

İnsan
asla aldatmaz

Şu
üç günlük dünyada

Hak
sözü pula satmaz

 

Türkçe
nazlı bir gelin

Sevgiyle
değsin elin

Unutursan
Türkçeyi

Savurur
seni ilin[8]

 

hilmi
özden

2005

Nottingham/İngiltere

 

 

 

[1] XV. asır mutasavvıf
şairlerinden Kaygusuz Abdal’ın; Hak buyurdu Cebrail’e var dedi / Âdem’i Cennet
içinden sür dedi. Geldi Cebrâil Âdem’e söyledi / Hak buyurduğın ayân eyledi.
Cebrâil dedi ‘Çıkgıl uçmakdan Âdem / Tanrı’nun buyuruğu budur işbu dem. Niçe ki
söyledi hergiz gitmedi / Cebrâil’in sözünü işitmedi. Türk dilin Tanrı buyurdı
Cebrâil / Türk dilince söylegil “Dur git” degil. Türk dilince Cebrâil
“Hey dur!” dedi / “Duru gelgil uçmagın terkin ur” dedi.
şiirinden Tanrı’nın, Âdem’i cennetten çıkarmak için Cebrâil’i görevlendirdiği,
Cebrâil’in ne kadar söylese de, muhtemelen Cebrâil’in dilini bilmediği için,
Âdem’in oralı olmayıp cennetten çıkmadığı için Tanrı’nın Cebrâil’e Âdem’e
Türkçe olarak “Kalk, cennetten çık git!” demesini emrettiği anlaşılmaktadır
. XVIII. asır mutasavvıflarından İsmâîl Hakkı Bursevî ise,Şerh-i Hadîs-i
Erba’în (Kırk Hadis Şerhi) isimli eserinde, ikinci sıradaki hadisi şerh ederken
“Âdem cennetten lisân-ı Türkî ile “kalk” demekle kıyâm edip
çıkmışdır.” diyerek (İsmail Hakkı Bursevî 2005: 114, 175) bu fikre katılmıştır.

[2] “Türk dilini
öğreniniz, çünkü onların egemenlikleri uzun sürecektir” (Hadis) Kaşgarlı Mahmut
ve Divân-ı Lüğati’t Türk.

 

[3] “İnsanlık tek bir
toplum idiler. Sonra Allah duyurucu ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi”(
Bakara suresi/213.ayet)

 

[4] “Her birinize bir yol
ve yöntem verdik. Eğer Allah dileseydi sizi bir tek toplum yapardı” (Maide
suresi/48.ayet)

 

[5] “iyi işlerde
birbirinizle yarışın” ( Maide suresi/48.ayet)

 

[6] “inin oradan” dedi
Allah “birbirinize düşman olarak! Ve sizin için yeryüzünde bir süreye kadar bir
yerleşme ve yararlanma olacak” (Araf suresi/ 24.ayet)

 

[7] “Evet, ayrılığa
düştükleri konularda Diriliş günü, aralarında muhakkak ki Rab’in karar verecek”
(Secde suresi/25.ayet)

 

[8] Vatan