İlk
Meclisin suali
Ruhlar
demi bu hali
Hangi
lisan var idi
Hem
cevap hem suali
Türkülerle
gezerim
Türk’ü
Türk’le bezerim
Cihana
ezgi dolsa
Türk
olanı sezerim
Türk’ün
Töresi candan
Kurulmuştur
ilk andan
Boynum
başım vursalar
Özüm
vazgeçmez ondan
Hak
Âdem’e emretti
“Konuş
Ya Âdem” dedi
Binlerce
lisan sundu
Türkçeyi[1]
tercih etti
Hikâye
değil bunlar
Ezelde
vardır onlar
Levh-i
mahfûz okunsa
Görünür
yazar bunlar
İlk
peygamber lisanı
Anlatır
biz insanı
Âdem
kendini bildi
Türkçe
Cennet lisanı
Türkçeyi
iyi belle
Hem
de Türkçeyle söyle
Dedi
Ahmed[2] ashaba
Yerde
gökte o dille
İnsanlık
bir millet[3]ti
Ayrılık
bir zilletti
Lakin
hikmet gereği
Değişmek
bir Rahmet[4]ti
Tanış
ve biliş diye
Hep
Hakk’a yönel[5] diye
İnsanlar
ayrı ayrı
Kaldılar
sorsun diye
Ayrıldı
renkle lisan
Şaşırdı
onca insan
Sanki
Babil kulesi
Her
şey değişti bir an
Unuttular
o anda
Hepsi
ayrı bir zanda
Uçmak
denen o yurdu
Bıraktılar
zamanda
İnin[6]
dendi onlara
Karışın
hep kanlara
Sandınız
hayat budur
Emanettir
canlara
İnsan
o an anladı
Sözü
öze bağladı
Gurbet
denen yolculuk
Bu
inişle başladı
Hakk’ın
hikmeti bunda
Anlaşılır
sonunda
Uzlaşılmaz
sorular
Cevap
bulur o anda[7]
Sınar
bir birimizi
Gösterir
içimizi
Bulursak
Hak Cemali
Sileriz
kirimizi
özden
masal anlatmaz
İnsan
asla aldatmaz
Şu
üç günlük dünyada
Hak
sözü pula satmaz
Türkçe
nazlı bir gelin
Sevgiyle
değsin elin
Unutursan
Türkçeyi
Savurur
seni ilin[8]
hilmi
özden
2005
Nottingham/İngiltere
[1] XV. asır mutasavvıf
şairlerinden Kaygusuz Abdal’ın; Hak buyurdu Cebrail’e var dedi / Âdem’i Cennet
içinden sür dedi. Geldi Cebrâil Âdem’e söyledi / Hak buyurduğın ayân eyledi.
Cebrâil dedi ‘Çıkgıl uçmakdan Âdem / Tanrı’nun buyuruğu budur işbu dem. Niçe ki
söyledi hergiz gitmedi / Cebrâil’in sözünü işitmedi. Türk dilin Tanrı buyurdı
Cebrâil / Türk dilince söylegil “Dur git” degil. Türk dilince Cebrâil
“Hey dur!” dedi / “Duru gelgil uçmagın terkin ur” dedi.
şiirinden Tanrı’nın, Âdem’i cennetten çıkarmak için Cebrâil’i görevlendirdiği,
Cebrâil’in ne kadar söylese de, muhtemelen Cebrâil’in dilini bilmediği için,
Âdem’in oralı olmayıp cennetten çıkmadığı için Tanrı’nın Cebrâil’e Âdem’e
Türkçe olarak “Kalk, cennetten çık git!” demesini emrettiği anlaşılmaktadır
. XVIII. asır mutasavvıflarından İsmâîl Hakkı Bursevî ise,Şerh-i Hadîs-i
Erba’în (Kırk Hadis Şerhi) isimli eserinde, ikinci sıradaki hadisi şerh ederken
“Âdem cennetten lisân-ı Türkî ile “kalk” demekle kıyâm edip
çıkmışdır.” diyerek (İsmail Hakkı Bursevî 2005: 114, 175) bu fikre katılmıştır.
[2] “Türk dilini
öğreniniz, çünkü onların egemenlikleri uzun sürecektir” (Hadis) Kaşgarlı Mahmut
ve Divân-ı Lüğati’t Türk.
[3] “İnsanlık tek bir
toplum idiler. Sonra Allah duyurucu ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi”(
Bakara suresi/213.ayet)
[4] “Her birinize bir yol
ve yöntem verdik. Eğer Allah dileseydi sizi bir tek toplum yapardı” (Maide
suresi/48.ayet)
[5] “iyi işlerde
birbirinizle yarışın” ( Maide suresi/48.ayet)
[6] “inin oradan” dedi
Allah “birbirinize düşman olarak! Ve sizin için yeryüzünde bir süreye kadar bir
yerleşme ve yararlanma olacak” (Araf suresi/ 24.ayet)
[7] “Evet, ayrılığa
düştükleri konularda Diriliş günü, aralarında muhakkak ki Rab’in karar verecek”
(Secde suresi/25.ayet)
[8] Vatan