Ey İman Edenler! İman Ediniz! (20)

82

     “Allah’a inanmak,
eğer insanın iş ve davranışlarına etki etmiyorsa, hiçbir değeri yoktur.”

x

     “Kâfire de, bu
gökyüzünü, şu halkı ve âlemi kim yarattı, diye sorsan der k: ‘Allah yarattı!’
Yaratmak, Allah’a lâyıktır. Fakat onun küfrü, kötülüğü ve sitemi, bu çeşit
ikrarla bir araya gelir mi? O kötü ve çirkin hareketler, o noksan işler, bu
çeşit bir ikrarla bir araya sığar mı? İşi, ikrarını yalanlar. Bu suretle de o,
korku azabına lâyık olur.” (Mevlânâ)

x

     “Tevhid iki
kısımdır: Birisi âmiyane Tevhiddir ki: ‘Allah’ın şeriki yoktur ve bu kâinat
O’ndan başkasının olamaz.’ der. Bu kısım tevhid sahiplerinin fikirlerine, pek
çok gaflet hatta dalâletin müdahalesi mümkündür. İkincisi: Hakikî tevhiddir ki:
‘O Allah’tır, birdir, mülk O’nundur, vücud O’nundur, her şey O’nundur.’ der;
her şeyin üstünde Hakk’ın sikkesini görür ve her şeyin yüzünde hatemini okur.
Böylece huzurî bir şekilde, her şeyi Allah’a isnad eder. Bu Tevhid’e, dalâlet
ve evhamın müdahale imkânı olmaz.

     “Âmiyane Tevhid:
Anne babadan, çevreden duyulanlarla meydana gelen ‘Allah birdir, O’nun şeriki
yoktur.’ inancı. Ama böyle taklidî bir imanda pek çok gaflet ve dalâlet yer
alabilir. Söz gelimi, Allah’a inanır, ama bir hastalıktan iyileştiğinde ‘Doktor
beni iyileştirdi!’ deyip farkına varmadan şirke girebilir. Hakikî Tevhid ise,
tahkikî iman sahiplerinin tevhididir. Bunlar her şeyde Allah’ın varlık ve
birlik mühürlerini görürler, her türlü şek ve tereddütten kurtulurlar. En
küçük, en basit işlerin bile Allah’ın kudretinde olduğunu bilirler.”

x

     “Kavlî duanın
sağlaması, fiilî dua ile yapılır. Kavlî duada, ideal seslendirilir. Fiilî
duada, realite dikkate alınarak hedefe gidilir.”

x

     “Efendimiz
Kur’an’la önce kendini fethetti. İnen Kur’an’ı içine indirdi, içine sindirdi,
her âyeti davranışlarıyla tefsir etti.”

x

     “Sen ve içinde
bulunduğun Müslümanlar; böyle fetihlere vesile olmayı arzuluyor, insanların
‘fevç fevç’ Allah’ın dinine girmesini görmek istiyorsanız, işe kendinizin
fethinden başlayacaksınız. Güzel örneği olmayan dava, çekici bir dava olamaz.”

x

     “Ebedî hayatı
kaybetmek, dünyadaki kayıplar içinde en büyük kayıp olduğu için, en dikkatli
olunması gereken alanlardan birinin de, din olması gerekir.”

x

     “Kur’an Allah’ın
yazılı / sözel kitabı, Kâinat ise Allah’ın görsel / yaratılan kitabı.

     “Yaratılan kitabın
yazılan kitabı tefsir ve tasdik etmesi, yazılan kitabın yaratılan kitabın
gerçeklerine işaret etmesi, gayet normal ve olması gereken…”

x

     “ ‘Usulsüzlük
vüsulsüzlük getirir.’ Yani takip ettiğiniz doğru bir metodunuz yoksa,
maksadınıza ulaşamayabilirsiniz. Bu durumda usûl, diğer ilimlerdeki adıyla
metodoloji; doğru anlamak için, izlenmesi gereken yöntem oluyor.”

x

     “Bütünü görmeden,
parçadan yola çıkarak hüküm verilemez.

      Önce bütün
görülecek,

      Sonra bütün
içinde, o parçanın diğer benzer parçalarla münasebeti görülecek.

      Eğer, her hangi
bir hükme gidilecekse, veya bir değerlendirme yapılacaksa,

      Ondan sonra
yapılacak…

      Her âyet bütün
içinde değerlendiriliyor. O âyet hakkında başka âyetlere bakmak gerekiyorsa,…

      Kur’an’ı okumak
hayatı okumak (demektir)…”

Önceki İçerikAynaya Bak Derler
Sonraki İçerik“Yalnız Adam” Başardı Bizde Başarırız!
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.