Son yıllarda
ülkemizde işler hiçbir yönden iyi gitmiyor. Başta ekonomik bunalım, Adalet,
eğitim, dış politika derken Türkiye’nin durumu her yönüyle kurtarıcı bir kadro
bekliyor. Mevcut Cumhur ittifakının bu işi daha fazla götüremiyeceğini
kendileri de aşikârane biliyor olmalılar ki, yapmaları gereken icraatları
bırakıp muhalefetle kavga etmeğe başladılar.
Sadece muhalefete
değil 84 Milyon Türk vatandaşının hepsine eşit mesafede durması gereken Sayın Cumhurbaşkanı
zaman zaman televizyon kameralarının karşısında millete ayar veriyor,
azarlıyor. Damattan söz edilir: “Damat
kadar kafanıza taş düssün.”, Öğrenci yurtlarının yetersizliğinden
bahsedecek olsanız: “Gözünüze dizinize
dursun be!” cevabını alıyorsunuz.
İYİ Parti lideri
Meral Akşener’in Bingöl ziyaretinde yaşanılan Lütfü Türkkan olayı, basın ve
medyada köpürttürüldükçe köpüttürüldü. İktidar ve yandaş medya sanki bir bahane
arıyormuşcasına olayın üzerine anında atladı, demeçler birbirinin arkasından
sıralandı. Neredeyse ellerinde idam fermanıyla kelle isteriz diye dolaşır oldular.
Herkesin aynı ortak
fikirde olduğu gibi bizimde bu olayı tasvip edecek durumumuz yok. Böyle
yakışıksız bir durum asla olmamalıydı, özellikle bir vatandaşa onun vekili
tarafından küfür edilmemeliydi. Lütfü Bey hatasını anladı ve Türk Milletinden,
İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’den özür diledi ve İYİ Parti Gurup
Başkan Vekilliğinden istifa etti. Ama bu yetmedi tabii, iktidar ve yandaşlar illa
ki kelle istiyorlardı.
Yalnız burada
özellikle yandaş yazar-çizerler tarafından bir şey görmezden gelindi. Küfür
edilen kişinin hep şehit ağabeysi ön plana çıkarıldı. İyi de şehit ailesinden
bir kişinin küfür etme özgürlüğünün olduğunu hangi kitap yazıyor? Bu kişi Sayın
Meral Akşenere sosyal medyadan defalarce küfretmiş ve bu küfürler neticesinde
ceza almış. Bu da yetmemiş olacak ki, bir de Bingöl’deki İYİ Parti ziyaretini
proveka etmek için İkamet ettiği İzmirden Bingöl’e gelmiş. Neresinden
bakarsanız bakın işin içinde bir provekasyon olduğu aşikârane belli oluyor.
Sayın Cumhurbaşkanı,
“Bu işin affedilir tarafı yok bunlar
bundan sonra sokağa bile çıkamayacak” derken kendilerinin şehitler ve şehit
ailelerine söylediklerini görmezden geliyor.
Aşağıda
sıralayacağım sözler Allah aşkına yenilir yutulur cinsten sözlermi?
-Şehit’e kelle, vatandaşa: “Al ananı da git buradan!”
Bebek katili Öcalan’a: “Sayın”, gazi’ye: “Burası sakatatçı dükkânı değil. 2012
yılında AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: “Bir Mehmet öldü diye meclis’i
toplayamayız.”… Bunlar gibi şehitlere, şehit yakını ve gazilere söylenmiş daha bir çok hakaretamiz
sözler var.
Şunu da
hatırlatmakta fayda var ki, şehit anası ve Şehit Anaları Dernek Başkanı Pakize
Akbaba, onca yaşına rağmen 4 yıldır sözlerinden ve eylemlerinden dolayı
yargılanıyor. Bumudur sizin şehit’e ve gazilere saygınız?
Son söz olarak şunu
demek isterim ki; iktidarı ve muhalefetiyle birlikte abesle iştigal edip boş
yere gündem oluşturmayı bırakın. Türkiyenin meseleleri cumhuriyet tarihimizin
en zor günlerini yaşıyor, lütfen elbirliği ile memleket meselelerine eğilin.
Yok küfürdü, hakaretti bunlar kimseye bir şey kazandırmaz ve milletin karnını
da doyurmaz.
Sağlıklı kalın.