Kocaeli trafiğinde
her yıl gözle görünür bir artış var. Şehrin İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan bir
köprü konumunda olması; nüfusuna paralel olarak araç sayısının da artıyor
olması; tüm bunlara karşın Kocaeli’nin dar bir coğrafi alanda yerleşik olması
trafik sorununun ilerleyen yıllarda bir kâbusa dönüşeceğini gösteriyor.
Şimdiden gerekli önlemler alınmazsa, hatta şehrin ihtiyacı olan bir takım
gerçekten çılgın projeler hayata geçirilmezse Kocaeli’nin İstanbul’dan bile
daha beter bir trafik problemi olacak. Trafiği nasıl aşacağını bilen kişiler
ara bağlantı yollarını alternatif güzergâh olarak kullanarak hem trafik
sorununu şimdilik kendilerince çözebiliyor hem de ana arterlerin rahatlamasını
sağlıyorlar ancak ilerleyen yıllarda bu da kurtuluş olamayacak.
Şehrin doğu batı
istikametindeki ana ulaşım hattı olan E-5 veya D-100’ün Kocaelililerin şehir
içi ulaşımını sağlayan bir yol olmanın ötesinde İstanbul’u Anadolu’ya bağlama
özelliği Kocaeli’nin artan trafiğine devasa bir yük daha bindiriyor. Ancak
sorun sadece E-5 (D-100) hattı üzerinde değil. E-5 etrafındaki yerleşim
noktalarının E-5’e bağlantı noktası vazifesini gören kavşaklarda ciddi
sıkışmalar söz konusu. Bu tür bağlantı sıkıntılarını aşmak için inşa edilen
Derince Tüneli, İzmit Tüneli, Kandıra sapağı üst geçidi, Köseköy Tüneli vb.
gibi projeler söz konusu bağlantı noktalarını ciddi şekilde rahatlattılar ama
bunlar yeterli değil. Hemen Derince Tüneli çıkışında Derince Limanı bağlantı
kavşağındaki trafik lambaları o bölgede trafiği tek başına kahredici noktalara
getiriyor mesela. Yine Çenesuyu’ndan E-5’e bağlanmqk veya E-5’den tekrar
Çenesuyu’nda eski stadın önündeki kavşağa girmek tam bir eziyet. Bu iki bölgeyi
örnek olarak saydık, benzeri çok bağlantı noktası var.
Çözüm Ne?
Kocaeli trafiğini
çözebilmek için öncelikle niyetin temiz/halis olması gerekir. Birilerine ihale
peşkeş çekme anlayışını rafa kaldırmayan, halis niyetle Kocaeli’nin sorununu
çözme Kocaeli’ye hizmet etme kafasında olmayan hiç kimse bu sorunu kalıcı
olarak çözemez. Çünkü bu sorunun çözülebilmesi için çok ciddi bir finansman
harcaması yapmak gerekiyor. Bu kadar büyük paraların döndüğü yerde şeytana
uyacak tıynette olan kişiler o parayı milletin hayrına kullanmazlar. O nedenle
Kocaeli’nin sorunlarını çözebilmek için öncelikle zihniyet düzgün yerel ve
ulusal yöneticilere ihtiyaç var.
Zihniyet meselesini
hallettikten sonra işin teknik kısmına gelebiliriz.
Kocaeli trafiğini
rahatlatabilecek en büyük proje E-5 güzergahında Tuzla-İzmit hattında kurulacak
ve İzmit’ten üçe ayrılarak bir ucu Yalova’ya, bir ucu Umuttepe’ye ve diğer ucu
Kartepe ve Eşme üzerinden Adapazarı’na kadar gidecek olan metro projesidir.
Projenin Çayırova, Şekerpınar Darıca, Gebze ve Dilovası ayaklarında yan
hatlarla metro ağının daha geniş bir alana yayılması sağlanmalıdır. Ancak metro
projesiyle alakalı şöyle bir handikap var; İzmit’te E-5 ile deniz arasındaki
bölge büyük oranda doldurma olduğu için bu hatta zemin yer altından gidecek bir
metro hattına müsait olmayabilir. Bu koşulda da metro projesinin yerine iki
farklı alternatif konulabilir; İlki havaray hattı kurularak metronun E-5
güzergahında yer üstünden hatta havadan gitmesi sağlanabilir. İkincisi ise E-5
güzergahı biraz daha genişletilerek metro hattı yerine E-5 üzerinde metrobüs
güzergahı oluşturulup bu hatta yoğun olarak metrobüs seferlerine başlanabilir.
Metrobüsün E-5 hattında şerit sayısını azaltacağı bir gerçek ancak 7/24 yoğun
bir şekilde metrobüs seferinin yapıldığı ve insanların metro veya metrobüse
binerek gidecekleri yere şahsi araçlarından bile daha hızlı ulaşma imkanına
kavuştukları bir şehirde toplu taşıma daha cazip hale gelecektir. Burada
kendince hali hazırda devam eden tramvay hattını öne sürenler olabilir. Tramvay
(Akçaray) projesi devam etmelidir ancak Akçaray projesi Kocaeli’nin kursağını
bile doldurmaz.
İkinci proje ise
denizi yani Körfez’i daha aktif kullanma projesidir. Kocaeli bir deniz şehri
olmasına rağmen denizden faydalanma düzeyi minimum seviyededir. Hatta
diyebiliriz ki Kocaeli’de denizden Tüpraş, Hayat Kimya, Ford ve büyük
limanlardan başka faydalanan kimse bulunmamaktadır. Halbuki Gölcük-İzmit ve
Karamürsel-İzmit hatlarında yoğun bir şekilde vapur seferlerinin başlaması
Gölcük ve Karamürsel bölgesinde trafiği ciddi bir şekilde rahatlatacaktır. Hatta
İzmit ve denize kıyısı olan diğer ilçelerden İstanbul, Yalova ve Bursa’ya deniz
otobüsü seferlerinin konulması hem Kocaelilinin ulaşım imkanlarını rahatlatacak
hem de Kocaeli’nde trafik sorununun çözümüne ciddi bir katkı sunacaktır.
Elbette bu tür projelerin yapılması Kocaeli’ndeki bazı şahısların ve firmaların
hoşuna gitmeyecektir. Ancak artık üç-beş kişinin menfaatini korumak ile tüm
Kocaeli’nin menfaatlerini korumak arasında bir seçim yapmak zorundayız.
Üçüncü proje ise
alternatif ana güzergâhlar inşa ederek E-5’in trafik yükünü buralara dağıtmaktır.
An itibariyle Kocaeli’nin acil olarak iki tane yeni alternatif ana güzergâha ihtiyacı
bulunmaktadır. Bu güzergâhlardan biri doğal dokusunu bozmadan sahil hattında
yapılmalıdır. Çünkü Kocaeli’nin coğrafi konumu bunu gerektirmektedir. İkinci
alternatif güzergâh ise Körfez-Umuttepe, Derince-Umuttepe, İzmit-Umuttepe
olarak aslında birbirine paralel hatlar şeklinde gerçekleştirilmelidir.
Dördüncü proje,
Çenesuyu, Derince Limanı, Kandıra Yolu üzerinde Yeşilova kavşağı vb. gibi
bağlantı noktalarına köprülü kavşaklar inşa ederek Kocaeli trafiğinin
rahatlatılması gerekmektedir.
Elbette Kocaeli’nin
trafik sorununu çözebilmek için şehir planlamacıları tarafından çok daha güzel,
çok daha faydalı projeler üretilebilir. Zaten böyle projeler işin uzmanları
tarafından dile getirilmeli ve uygulanmalıdırlar. Benim yukarıda aktardığım
projeler, yaşadığı şehir için bir şeyler yapmak isteyen bir avukatın amatörce
tekliflerinden başka bir şey değildir.
Kocaeli güzel bir
şehir ancak bu şehir yanlış yönetimlerin elinde gitgide çirkinleşiyor.
Kocaeli’nin hala yaşanabilir bir şehir olmaya devam edebilmesi için bu şehre
ciddi müdahalelerin yapılması lazım. Bu müdahaleler yapılırken de şehrin
estetik dokusunun zarar görmemesi bilakis bu projelerle şehre bir ruh, bir
kimlik kazandırılması gerekli. Ancak daha da önemlisi bu müdahalelerin Kocaeli
ikinci bir İstanbul haline gelmeden yani iş işten geçmeden yapılması gerekli.
Kocaeli yaşanamaz
bir şehir haline geldiği zaman burayı terk edip başka şehirde de yaşayabiliriz
elbette. Ancak şunu unutmamak lazım; “Yaşadığın yeri cennete çeviremiyorsan
gittiğin her yer cehennemdir”. Kocaeli hala güzel bir şehir, gelin bu şehre
daha fazla yazık etmeyelim. Gelin, Kocaeli’yi daha yaşanılır bir şehir haline
getirelim. Gelin el birliğiyle Kocaeli’mizi cennete çevirelim.