Çözüm Sürecinden GARA’ya

105

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı üç konuda tanımla deseler hafızamda şu
üç özelliği canlanır.

1-     
Her seçimden sonra Balkon Konuşmaları,

2-     
Çılgın projeleri,

3-     
Müjdeli Haberleri.

Balkon Konuşmaları:
İktidara geldiğinin ilk dönemlerinde her seçimden sonra balkon konuşmaları
yapar, kendisine oy vermeyenlerin de gönlünü alarak: “Kimsesizlerin kimsesi olacağını” her konuşmasında tekrarlardı.

AKP seçmeni taban yapıp, belli bir yüzdeyi tutturunca
zamanla balkon konuşmaları yapılmaz oldu. Çünkü artık ihtiyaç kalmamış, nasıl
olsa her seçimi tek başına kazanması için yeterli seçmen sayısına ulaşılmıştı.

***

Çılgın Projeler: Aslında
çözüm süreci de onlar için bir Çılgın
Proje
’ydi ancak akıbeti başarısızlıkla sonuçlanınca, Cumhurbaşkanının
tabiriyle adı devlet projesi olarak kaldı. CHP bu projeye katkı sunmak
istiyordu, başaracaklarından o kadar emindiler ki, kendilerine: “gölge etme başka ihsan istemez” cevabı
verildi.

Gelelim projenin esas çılgınına: Yandaş Medya, bir hafta süreyle
Cumhurbaşkanının açıklayacağı çılgın projenin reklamını yaptı. Gazetelerin
birinci sayfaları, köşe yazarlarının konu başlıkları, televizyonlar hep bu çılgın
projeden bahsediyordu ancak projenin ne olduğu yazılıp söylenmiyordu. Nihayet
projenin açıklanacağı gün ve saat geldi, vatandaşlar televizyonlarının başında
ve Sayın Cumhurbaşkanı, etrafında gazeteci ordusuyla sürpriz çılgın projeyi
açıklamaya başladı.

Evet, İstanbul’un Trakya kesimine boğaz trafiğinin yükünü
hafifletmek için bir kanal açılacaktı ve Adı: “Kanal İstanbul” Türkçe yazım kuralına göre İstanbul Kanalı. Yapılma gerekçesi ise hem boğazın trafiğinin
azaltmak, hem de açılacak kanal üzerinden para kazanmak.

Bu kanal sonradan yapılır mı bilemiyorum ama bilinen bir şey
var ki, henüz kanalın nereden geçeceği tespit edilir edilmez, etrafındaki
arsalar Katar’lılara pazarlanarak o paralar çoktan kazanılmıştı bile.

Olay günlerce tartışıldı, ilim adamları, çevreciler, köşe
yazarları ikiye bölündü. Bir kısım şiddetle karşı çıkarak; İstanbul’un su
havzaları elden çıkar, ilerde olacak depremlere davetiye çıkarır gibi sebepler
söyleseler de Cumhurbaşkanı bu projenin yapımında kesin kararlı görünüyor.

Bunun yanında yeni gündeme taşınan Ay’a iniş projesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “2023
sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit
roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz.”
Dedi.

  Aslında uzay projesinde
Mustafa Kemal Atatürk her ne kadar: “İstikbal
Göklerdedir
” sözüyle hedef belirlemiş olsa da Türkiye’nin ekonomik şartları
uzay çalışmalarına yeteri kadar bütçe ayrılmasına fırsat vermiyordu. Bu gün
ayırabilir mi derseniz, fert başına düşen milli gelir 13 000 dolarken ay’a
ulaşamamışız, bugün 8 000 dolara düşen milli gelirle nasıl gerçekleşir bu proje
anlamakta zorlanıyor insan. (Fert başına
düşen milli gelirleri elli binlerde olan Almanya ve Japonya’nın bu konuda hiç
sesleri çıkmadığına göre onların çılgın projeler üretecek beyinleri olmasa
gerek.
)

Eskiden ne ile yapacaksınız bütün bunları denildiğinde: “paramız var yaparız” derlerdi. Doğru o
günlerde para vardı çünkü özelleştirilecek kamu kaynakları vardı ve acımadan
hepsi satıldı, kazanılan paralar gerekli yerlere mi yatırıldı derseniz maalesef
hayır hepsi beton ve asfalta gömüldü.

Bu gün ise bırakın vadesi gelen dış borç ödemeyi, o borcun
faizini ödemek için yeniden borç arıyoruz.

Halk, gittikçe yoksullaşıyor, intiharlar, soygun ve
cinayetler bunların en bariz örnekleri değil mi? Artık iktidar milletvekilleri
çarşıya pazara çıkamıyor çıksa halk yakasına yapışacak.

***

Müjdeli Haberleri: İstanbul Kanalında medya ve basının tutumu ne
ise, Karadeniz de bulunan Doğalgaz olayında da aynısı yapıldı. Bir hafta
evvelinden açıklanacak müjdeli haber zihinlere nakşedilmeğe başlandı. Atalarımız
her ne kadar: “Uzaktaki su acil
susuzluğu gidermez
.” Dese de, millet olarak bir hafta boyunca 2023 yılından
sonra çıkarılması düşünülen 320 milyar metreküplük Doğalgazın sevinciyle mest
olduk.

Cumhurbaşkanı tarafından ikinci
bir müjdeli haber verileceği geçtiğimiz hafta duyuruldu ancak, GARA’dan gelen 13
şehit haberi bütün Türkiye’yi yasa boğdu.

Hernekadar bu planın,
Cumhurbaşkanına ait olduğu söylense de başarısızlıkla sonuçlanınca, Çözüm
Sürecinde olduğu gibi devlet planına dönüştü.

Gara operasyonunda şehit olan 16
askerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifalar dilerim.

Sağlıklı kalın.