Bilindiği üzere, bundan önce alınan
bir karar ile camiiler de cemaat ile 5 vakit Namaz kılınması yasaklanmıştı. Son
alınan karara göre ise de sadece öğle ve İkindi Namazları cemaat ile kılınacak,
diğer vakitlerde ki, yasak devam edecek. Sade bir vatandaş olarak, alınan bu kararın mantığını
bir türlü anlayamıyorum. Şöyle ki,
Ben,
kendimi bildim bileli vakit namazlarını umumiyetle, camii de cemaat ile kılmaya
gayret eden birisiyim. Sabah
Namazlarının cemaat sayısı maalesef
bazı camilerde hiçbir zaman 9 – 10 kişiyi geçmez. Şimdi, 65 üstü yaşlılar da sokağa çıkamadığı
için bu sayı daha da azalmış bulunmaktadır. Bu sebeple, bu kadar az cemaati
olan Sabah Namazını yasak kapsamın da bırakmanın ne gibi faydası ve haklı bir
sebebi olabilir ki, Esasen, madem ki, iki
vakte müsaade edildi, diğer vakitlere de pekâla müsaade verilebilirdi.
Sebep, her ne olursa olsun, eğer beş
vakit için yasak devam etmiş olsaydı belki bunun anlaşılabilir bir tarafı
olabilirdi. Böyle bir uygulamanın sebebini,
caminin hocasına sorduğum da verdiği cevap şu oldu .“Bize gelen emir böyle” Cami hocası başka ne diyebilir ki. Hocalara gelen
emir böyle de, gelen emrin bir izahı bir mantığı olmaz mı? Bir yasak konuluyorsa bu yasağa muhatap
olanlar, konulan yasağın az çok sebebini bilmeleri icap etmez mi? Ben bir camii Cemaati olarak bu hususta
herhangi bir malumata sahip değilim. Düşünüyorum, düşünüyorum da hiç bir makul
bir sebep ve gerekçe aklıma gelmiyor. Bu bakımdan, ben bu yasağı bir nevi,
amiyane tabirle, askeriyede ki, “Yasak
Hemşerim” mantığına benzetiyorum. Demokrasi ile idare edilen Ülkemizde bu
ve buna benzer yasakların olmaması icap ettiği kanaatinde bulunmaktayım. Bilmem
yanılıyormuyum.
Bir de Cuma Namazı meselesi var. Bir
ara Bütün camilerde Cuma Namazı kılınması yasaklandı. Ben bu yasak kararı doğru
mudur, yanlış mıdır tartışmasına girmiyorum. Zira yetkili makamlar bir karar
almış, bize de alınan bu kararlara riayet etmek düşer. Aradan bir müddet geçtikten
sonra tekrar Cuma Namazı kılınmasına müsaade edildi Fakat ne hikmetse bu defa verilen
bu müsaadeye göre bütün camilerde
Cuma Namazı kılma imkanı bulunmuyor. Sadece bir şehirde tespit edilen
muayyen camilerde kılınabiliyor. Benim oturduğum İzmit Cumhuriyet Mahallesinden
bir misal vermek icap ederse; Plaj Yolu civarın da Şirin Evler isimli bir cami
bulunmaktadır. Bu cami ismiyle müsemma, şirin mi şirin, temiz mi temiz olmasına
rağmen, bu camide Cuma Namazı kılınamıyor. Bu sebeple bu mahalleden Cuma Namazı
kılmak isteyen vatandaşlar ya en az 2 Km. uzaklıktaki Şirin tepe Camiine
veyahut da köprüleri geçmek suretiyle, karşı tarafta bulunan Kuru Çeşme Camine gidecekler.
Acizane kanaatime göre, hiç bir mantıki sebebi olmadan alınan bu karar mahalle halkı
için adeta zulümdür, işkencedir. Zira Cuma Namazına gidecekler arasında yaşlısı
var, uzun yola gidemeyecek kadar halsiz olanları var. Bunların tek başlarına oralara kadar
gitmelerine imkân ve ihtimal yoktur. Hâlbuki Şirin Evler Camiinin hazır imamı
var, müezzini var iken, bu camiinin cemaatini başka yerlere gitmeye mecbur
bırakmanın haklı bir sebebi olduğuna bir türlü inanmak istemiyorum. Mesele
vatandaşın sağlığını sıhhatini korumak ise,
cemaati birkaç yerde toplamak daha mahzurlu olmaz mı?
Netice itibariyle, ifade etmek istediğim husus şudur
ki, alınan kararlar vatandaşın işini zorlaştırmamalı, kolaylaştırmalıdır.
Bilindiği üzere, bu husus ile alakalı olarak, güçleştirmeyin, kolaylaştırın diye bir Hadis-i Şerif de
bulunmaktadır.