Belli Yaş Gruplarına Konulan Sokağa Çıkma Yasağı

67

Değerli okuyucular, malumlarınız
olduğu üzere, 65 yaş üzerinde bulunan
vatanDaşlara konulan sokağa çıkma yasağı
süresi bir ayı geçmiş
bulunmaktadır. Takdir edersiniz ki, bu zaman dilimi yaşlılar için oldukça uzun
bir süre sayılır. Bu yasağa maruz kalanlar artık, evlerinde de olsa oldukça
sıkılmaya başladılar. Nerede ise,   psikolojileri bozulup, ruhi bunalıma
girecekler.
Üstelik bu yasağın ne kadar daha devam edeceği de belli değil. Amiyane
tabirle ucu açık bulunmaktadır.  Haliyle, bu belirsizlik de ayrı bir huzursuzluk ve tedirginliğe sebep olmaktadır.

            Ayrıca doktorların ifadesine göre, uzun süre hareketsiz kalan ve güneş görmeyen 65 yaş üstü insanlarımızın
D vitamini eksikliği, kas ve kemik problemleri ve bağışıklık sisteminde
zayıflama olacağı (enfeksiyon kapma riskinin artacağı) bildirilmektedir.

            Bu arada ehemmiyetine binaen şu hususu ifade edeyim ki,
yaşlıların sağlık ve sıhhatini koruma maksadı ile alınan yasak kararları, zaman
geçtikçe, koruma gayesine matuf olmaktan çıkmış olup, adeta yaşlılara bir zülüm
haline gelmiş bulunmaktadır.

Bugün
bir TV kanalında Dr. Serdar Savaş
diye uzman birini dinledim. Doktor Bey’in söylediği şu: “Yaşlılar ile alakalı olarak bu kadar katı yasak kararı, dünyanın hiçbir
memleketinde bulunmamaktadır
. Yaşlıları
Koronavirüsten koruyalım derken, onların başka hastalıklardan ölmelerine kendi
elimizle zemin hazırlıyoruz. Mutlaka yasak kararları gevşetilmeli, yaşlılar
rahatlatılmalıdır.

En azından genel sokağa çıkma yasağının olduğu hafta sonlarında bir gün bile olsa,
65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkmalarına izin verilmeli, yürümelerine,
güneşlenmelerine fırsat verilmelidir”
diyor.

Ne
kadar haklı bir talep değil mi?

Âcizane
kanaatime göre, insanoğlunun hayatında hiçbir zaman karşılaşmak istemeyeceği husus
belirsizliktir. Üç aşağı beş yukarı
süre, az çok belli olsa insanlar ona göre şartlanır, tedbirini de ona göre alırlar.

            Sokağa çıkma yasağı konulduğu tarihten beri hiçbir
işimizi halledemiyoruz. Elimiz kolumuz bağlandı kaldı. Bu işler öyle zannedildiği gibi, söylendiği gibi ısmarlama ile
olmuyor.
Herkesin kendine göre bizzat kendisinin yapması icap eden bir sürü
işi oluyor. Bu itibarla, İşlerini takip edip, halledememenin verdiği sıkıntıyı
tarif etme imkânsızdır. Başına gelmeyen bunu bilemez, anlayamaz.

Bir
aydan beri saç tıraşı filan da
olmadığım için hiç sevmediğim hippi kılıklı insanlara benzemeye başlamıştım. Bu
duruma daha fazla tahammül edemediğim içinde bu gün bu yaştan sonra kafamı,
torunum Enes’e sıfır numara tıraş ettirdim. Bu suretle, adeta oldu kafam bir su
kabağı. Düştüğüm halleri düşünebiliyor musunuz? Bu arada şu hususu da ifade
edeyim ki, yasaklar başladığından beri,
ayağıma ayakkabı ve pantolon, sırtıma ceket giymedim.
Bu husus da tabii ki,
 ayrıca psikolojik olarak insana sıkıntı veriyor.

            KORONAVİRÜS sebebiyle alınan muhtelif tedbirlerin
faydalarına inanmakla beraber, bazı yaş grubuna konulan tedbirlerin bu kadar
katı olmasını bir türlü kabullenemiyorum. Türk Ceza Kanunu hükümlerine
istinaden, işlemiş oldukları suçlar
sebebiyle
cezalandırılıp hapse
atılanlara dahi,
bildiğim kadarıyla,  muayyen zaman aralıkları ile evlerine gitme
izni verilmektedir.
 65 yaş üstü
olanlara, bu kadar dahi hak tanınmayıp, kat’i surette,  her ne olursa olsun sokağa çıkmalarına müsaade
edilmemektedir.

Hiç değilse haftada bir gün dahi
olsa izin verilebilir veya başka bir hal çaresi bulunabilir
diye
düşünüyorum.

ESNAFIN
HALİ

Geçen
gün bir arkadaş facebook’ta yapmış olduğu bir paylaşımda  “virüs sebebiyle meydana gelen
açlık ve yoksulluk tehlikesi, koronavirüs tehlikesini bastırmış, bulunmaktadır”
diyordu. Bu arkadaş yerden göğe kadar haklı.  Şöyle ki, bilindiği üzere, bugün birçok
işyeri kapanmış,  AVM ’lerde satışlar
durmuş,  adliyeler çalışmadığı için bütün
avukatlık büroları kapanmış, buralar da çalışan binlerce eleman aylık
ücretlerinden mahrum kalmıştır. Bunun neticesi olarak da kiralık evde oturanlar
kiralarını dahi ödeyemez hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durum ise, en basitinden
ev sahipleri ile kiracı arasındaki ihtilaflarının artmasına sebep olmaktadır.

            20 Yaş Altı

Bilindiği
üzere, bundan bir süre önce de 20 yaş altında bulunanlara sokağa çıkma yasağı
getirilmiş bulunmaktadır. Hadi diyelim ki, biz yaşlılar olarak, konulan bu
yasakların sebebini az çok anlayabiliyoruz. Fakat bunun sebebini hâlihazırda buluğ
çağında olan delişmen gençler ile daha küçük yaşta bulunanlara anlatmak mümkün
değildir. Sebebi her ne olursa olsun, alınan bu yasak kararları onların
hafızalarında hiçbir zaman müspet intiba bırakmayacaktır. Bir de mühim olarak gördüğüm şu husus var ki, gözden kaçtığını tahmin
ediyorum. O da şudur:
 

20
yaşın altında bulunan bütün gençlere sokağa çıkma yasağı getirildiğine göre, bu
yasağa hiç tereddütsüz 40 günlük bebek de, 2 yaşındaki çocuk da  dâhildir. Zira genelgede bu hususta hiçbir
ayırım bulunmamaktadır. Şimdi bu durumda, 25 yaşında bir anne düşünün.  İki yaşında bir çocuğu var. Diyelim ki bu annenin
eşi çalışıyor. Çocuğunu  evde  bırakacak 
kimi kimsesi de olmadığı için çocuğunu 
bebek arabasına  bindirmek
suretiyle çarşıya pazara, bakkala, manava gitmek üzere, sokağa çıktığı takdirde,
muhtemelen polis memuru bu annenin önünü kesip, “hanımefendi 20 yaşından küçüklerin sokağa çıkmasının yasak olduğun
bilmiyor musunuz?
Size bu yasağı ihlal ettiğiniz için 3.150.oo TL ceza
kesiyorum” dese ne olacak. Bazıları “hiç
böyle şey olur mu? Bu kadarı da fazla olur”
diye düşünebilirler… Fakat şu
hususu hiçbir zaman unutmamak lazımdır ki, Devletin
dili yazıdır.
Yasaklar Genelgesinde ve Kanunda ne yazıyorsa o uygulanır.
Bunun aksine herhangi bir yorum yapılamaz.

            Seyahat Yasağı

            Bu arada iller arası seyahat yasakları sebebiyle bir
aydan beri Balıkesir’de mahsur kaldım.
Denizli’den gelirken buraya uğramıştım. Fakat geldiğimin ertesi günü yasaklar
başladı. Bu sebeple de o günden beri Balıkesir’de mahsur kaldım.  Burada mecburi ikametim   halen
devam etmektedir.

Muhterem okuyucular, ben hayatın içinden sade bir vatandaş
olarak duygu ve düşüncelerimi yazdım. Tabii ki, takdir sizlerindir. Bu haklı taleplerimizin
yetkili merciler  tarafından mutlaka
nazarı itibara alınması gerektiğine inanıyorum.