‘İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, sahte insanlar vardır…’
Oğuz Çetinoğlu: Klasik tarife göre; ‘Sigorta, beklenmedik kayıplara karşı sigortalıyı koruma prensibine dayalıdır. Belli bir prim karşılığında istedikleri teminatı sigorta kapsamına aldıran ve bunun karşılığında sigorta poliçesi satın alan sigortalılar; oluşan hasarlarını sigorta şirketlerinden tazmin ederler.’ Sigorta sektörü bu prensipler dairesinde sağlıklı işliyor mu?
Atilla Çilingir: Her zaman böyle işlemeyebilir! Bazı insanlar veya kurumlar; olmamış hasarı olmuş gibi göstererek, ‘suiistimal’ diye tabir edebileceğimiz bazı usulsüzlüklere başvurarak, haksız kazançlar elde etmektedirler.
Çetinoğlu: Neler oluyor?
Çilingir: Sigorta suiistimalleri, gerçek kayıpları karşılamak üzere birçok dürüst sigortalı tarafından ödenen primlerle oluşan fonların; sahte hasar başvuruları ile tüketilmesi sonucunda sisteme büyük zararlar vermektedir.
Çetinoğlu: Hangi sigorta dallarında suiistimallere rastlanıyor?
Çilingir: Sigorta suiistimalleri hayat, hayat dışı ve sağlık sigortası ayırt etmeksizin her türlü sigorta dalını etkilemektedir.
Çetinoğlu: Neler yapıyorlar, nasıl yapıyorlar?
Çilingir: 1-Sigorta teminatı almak için yapılan başvurularda; asılsız ve eksik bilgi vermek veya sigorta teklifinde sorulan sorulara asılsız veya eksik cevaplar vermek;
2-Gerçek bir talebin abartılması da dâhil, yanıltıcı veya asılsız kayıpların öne sürülerek, tazminat başvurusunda bulunmak;
3-Sigorta sözleşmesine dayanarak, bu sözleşmeden fayda sağlamak için sigortacı ile yapılan anlaşmada; yanıltıcı ve gerçek olmayan tavırlar sergilemek!
Çetinoğlu: Bütün bu hareketler suç unsuru değil mi?
Çilingir: Sigorta suiistimalleri, birçok dürüst sigortalının mağdur olmasına sebebiyet veren ve dikkatle incelenmesi gereken bir suçtur. Bu suç, 1 Haziran 2011 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’nun 158’nci maddesine göre, ‘nitelikli dolandırıcılık’ olarak sayılmış olup; ‘bu suçu işleyenlere, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar’ hükmü getirilmiştir.
Çetinoğlu: Genel olarak bu suçu kimler işliyor?
Çilingir: Sigorta suiistimalleri, poliçe sâhibi veya tazminat talebinde bulunan üçüncü bir şahıs tarafından yapılabilmektedir. Sigorta suiistimalleri, hayalî yolcu hasarları, gerçek olmayan trafik kazaları ile birlikte fırsatçı tazminat taleplerinden, beyan edilmeyen kritik hastalıklara ve profesyonelce planlanmış organize suç zincirlerine kadar geniş bir alana yayılabiliyor.
Çetinoğlu: Eskiden beri var mıydı?
Çilingir: Tarihin ilk sigorta suiistimali hakkında şu bilgilere ulaşılmıştır: ‘Yunanlı tüccar Hegestratos’un M. Ö. 300 yılında gemi ipoteği diye adlandırılabilecek, geminin ve içindeki mısırın sigorta teminatı kapsamındayken yapılmıştır! Olayın özü; tüccarın borç ile almış olduğu mısırın gemi ile taşınması ve kargo-mısırın müşterisine teslimatı yapıldığında, paranın faizi ile birlikte geri ödenmesiydi. Borcun ödenmemesi durumunda alacaklı gemiye kargosuyla birlikte el koyabilecekti. Hegestratos’un suiistimal planı; boş gemiyi batırarak, aldığı borcu ödememek ve mısırı da satarak, haksız kazanç sağlamak üzerine kurulmuştu! Fakat bu planı yürümemiş. Geminin diğer yolcuları onu iş başında yakaladığında, kaçmaya çalışırken boğularak ölmüştür…’
Ticaretin doğuşundan itibaren hilenin de başladığını bize gösteren ve bilinen bu ilk olay gibi buna benzer, şeytanın dahi aklına gelmeyecek, pek çok suiistimal olayları yaşanmış, yaşanmaya da devam edecektir. (‘Sigortalı Hayatın Gerçekleri’ isimli kitabımda bune benzer pek çok olayın hikâyesi vardır.)
Çetinoğlu: Suiistimallerin boyutunun anlaşılabilmesi için suiistimallerinin sigorta şirketlerinde sebebiyet verdiği zararlar hakkında neler söylemek istersiniz?
Çilingir: Sigorta suiistimallerinin sigorta şirketlerinde sebebiyet verdiği zararların bir kısmı şöylece sıralanabilir.
–Sigorta şirketlerinin kârlarında azalma olur.
–Hasar prim oranlarının artırılmasına, sigorta şirketlerinde finansal sıkıntıların oluşmasına sebebiyet verir.
-Sigorta primlerinin yükselmesi ve küçük şirketlerin ödeme iş hacimlerinin azalmasına yol açar.
-Tazminat ödemelerinde aksamalar olur.
–Sigorta şirketlerinin kredi derecelendirilmelerinde düşüşler meydana getirebilmesidir.
Çetinoğlu: Geniş kapsamlı bir etkilenme söz konusu. Önlenmesi için ne gibi tedbirler alınıyor?
Çilingir: Türkiye sigorta sektöründe giderek artan suiistimal artışının, dürüst sigortalılar ve sigorta şirketlerine yüklemiş olduğu olumsuz maliyetin fazlasıyla büyümesini önlemek amacıyla Hazine Müsteşarlığı, Sigorta Bilgi ve Gözlem Merkezinin (SBM) bünyesinde; Sigorta Suiistimalleri Bilgi Sistemi (SİSBİS) projesini hayata geçirmiş, 2011 Haziran’ından itibaren yürürlüğe giren yönetmelikle de desteklemiştir.
Bu uygulama, sigorta şirketlerinin tespit ettikleri suiistimal olaylarını SİSBİS’E raporlamalarıyla yürütülen bir sistemi içermektedir.
Ancak sektörde yaşanan sigorta suiistimallerinin tespiti için görev tanımları yasal müeyyidelerle belirlenmiş, ‘sigorta müfettişliği ya da sigorta dedektifliği’ titri olan görevliler ne yazık ki hâlâ sektörümüzde hizmet vermemektedirler.
Çetinoğlu: Sigorta sektörünün ülke ekonomisindeki yerini ve suiistimallerin hacmini rakamlarla belirlemek mümkün mü?
Çilingir: 2018 yılı Türkiye Sigorta Sektörünün prim üretimi 54,6 milyar TL’dır. Bu meblâğın %10’luk kısmı suiistimal/eksik beyana odaklı hasar meblağı olarak değerlendirilebilir.
Tespit edilemeyen /araştırılması yeterli seviyede yapılamayan suiistimal odaklı hasarları da dikkate aldığımızda; sektörün suiistimal odaklı hasar meblağının yıl bazında %10’luk seviyenin de üzerinde olacağı çok açıktır.
Çetinoğlu: Alınan tedbirler, suiistimalleri önlemekte yeterli olabiliyor mu?
Çilingir: Sigorta sektöründe giderek artan sigorta suiistimallerinin önlenebilmesine yönelik, son dönemde Hazine Müsteşarlığının almış olduğu tedbirler, yayınlamış olduğu SİSBİS yönetmeliği ve SBM (sigorta bilgi merkezi) bünyesinde oluşturulan veri tabanı elbette ki, çok önemli gelişmelerdir. Suiistimalleri belli bir ölçüde enlemek için faydalıdır. Fakat tam olarak önlemek için yeterli değildir.
Çetinoğlu: Neden?
Çilingir: Çünkü bu sistemde kayıt altına alınan suiistimal olaylarının tespiti için sahada çalışan / çalışacak yetişmiş ve hukuki yetkileri olan sigorta müfettişi / dedektifine ihtiyaç vardır. Bu görev tanımı, hukuki çerçevesiyle bir an önce belirlenmeli ve sektörde faaliyete başlamalıdır.
Şu hususun altını bir defa daha çizmek gerekirse; sigorta eksper’inin göreviyle, sigorta müfettiş’inin görev tanımını birbirine karıştırmamak gerekir! Zira bir tanesi hasarın teknik analizini, diğeri ise; hasar suiistimalini ortaya koyan uzmandır.
Çetinoğlu: Sigorta şirketlerinin ve yöneticilerinin konumundan söz eder misiniz?