Kesin İnançlılar

105

Yazı başlığımın kaynağı, 1970 li yıllarda okuduğum bir kitaba ait. Düşünce sistemini liman işçiliğinden filozofluğa yükselten Eric Hoffer, her sınıftan insanın sosyolojik ve psikolojik yapısını inceleyerek güzel bir kaynak eser meydana çıkarmış.

Cahil, bilgisiz ve bilinçsiz insanlar çabuk kandırılır lâkin düştükleri karanlıktan çıkmaları çok güçtür. Öylesine güçtür ki, yıllar önce bir kütüğe çaktığınız paslanmış çiviyi sökersiniz de, cahil insanın kafasındaki şartlanmış lığı söküp atmanız son derece güçtür.

Bu yüzden celladına âşık koyunlar gibi güdüldüklerinden habersiz, yöneticileri ne kadar despot, ne kadar diktatör olursa olsun yine hep onu seçer, onun peşinden giderler.

Kendilerine her zaman oy kazandıran, sözlerine tanrı kelamı gibi sarılan bu insanların durumunu iyi bilen politik diktatörler, sürekli büyük yalanlar pompalayarak, oy aldıkları bu kitleyi ellerinde tutmayı başarırlar.

Kendi iktidarları döneminde yaptıklarını yabancı kalkınmış ülkelerle kıyaslamazlar, her zaman yaptıklarının başına “biz yaptık biiiiz” kelimelerini koyarak kendilerinden önceki hükümetleri suçlama yöntemini seçerler.

Hâlbuki olay çok basit dünya küçüldü ve istediğiniz bilgiye istediğiniz zaman ulaşma imkânına sahipsiniz. Türkiye, bir OECD üyesidir. OECD, kuruluşundan bu yana üye ülkelerin kişi başına düşen gayri safi milli hasılasının bir grafiğini çıkarmış. 1970 ten 2010 yılına kadar bu grafikteki konumumuz hiç değişmemiş. Yani onlarla karşılaştırdığımızda 40 yıldır aynı seviyede yerlerde sürünüyoruz.

İktidar partilerinin, attıkları nutuklarda, nasıl yükseldiğimiz, nasıl kalkındığımız, Avrupa’yı ve komşularımızı nasıl kıskandırdığımızı her gün dinliyoruz. Yukarıda anlatmağa çalıştığım insan tipi, bu konuşulanları dinledikçe adeta kendinden geçip içinde yaşadığı duruma bakmadan söylenenlerin hayaline kapılıyor.

Oysa gerçekleri bir an için düşünsek göreceğiz ki, bu ülkeyi kalkındırmak için büyük adamlara, olağanüstü insanlara ihtiyacımız yok, zaten dünyada böyle kurtarıcı kahramanlar da yok. O halde bu ülkeyi hep birlikte biz kalkındıracağız. Kalkındıracak olanda, başarısız olup milleti süründürecek olan da yine biz olacağız yani siz!

Türkiye’nin tabii ki düşmanları, rakipleri var. Kalkınmamızı istemeyecekler. Dünya bir milletler mücadelesi arenasıdır. Ama o düşman ve rakiplere bu fırsatları veren bizleriz. Onların davranışlarını biz düzeltemeyiz ama kendi davranışlarımızı düzeltip, vatanımızı kurtarma imkânımız var.

Kalın sağlıcakla