Mondros mu? Sevr mi?

120

Ülkede, bugüne kadar, ne vicdanî, ne hukukî, ne tarihî, ne millî hiç bir değeri olmayan bazı tartışmalar süre gelmiştir.

Bu tartışmaların en önemlilerinden birisi; Lozan Anlaşması’nın tartışılmasıdır. Bir diğer tartışma konusu; Sevr imzalandı mı, imzalanmadı mı? Vahdettin imzaladı mı?

Bir kere Lozan Türkiye Cumhuriyeti’nin TAPUSUDUR! Bu anlaşmadaki eksiklikler, fazlalıklar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kabul edip benimseyenler arasında yapılabilir. Lozan’da, İngiltere’yi, Fransa’yı, İtalya’yı ve Amerika Birleşik Devletleri’ni yenmiş bir ülke olarak masaya oturmadık. Kanımızın son damlasını kullanarak, onların maşası olan Yunanistan’ı yenerek oturduk. I. Dünya Savaşı’nın galip büyük devletleri, Türk Milleti’nin verdiği Millî Mücadelesi ile Sevr’i kabul etmeyeceğini anlatması yüzünden biraz yumuşatılmış bir Sevr uygulayabilmek için masaya oturdular. Bu gerçekleri ayrıntıları ile zamanı geldikçe anlatırız, anlatıyoruz. Millî Mücadele başladığı için galip devletler, 1921 ve 1922 Martlarında Sevr’i yeniden gözden geçirme girişiminde bulunmuşlar ve bu girişimlerini de İstanbul Hükümeti nezdinde yapmışlardır. Ama, bu girişimler, Ankara nezdinde ciddi bulunmamıştır ve oyunları bozulmuştur.

Sevr Anlaşması, bize sorularak, bizim fikrimiz alınarak, kabul edip etmeyeceğimiz merak edilerek hazırlanmış bir anlaşma değildir ki, senin imza edip etmemen onlar için önemli olsun! Almanya ile Versay, Avusturya ile Sen German, Macaristan ile Triyanon ve Bulgaristan ile Nöyi Anlaşmaları için o yenilen devletlerden izin  mi aldılar? Onlara, yahu bu maddeleri kabul eder misiniz diye sorarak bir incelikte mi bulundular?

Bırakın artık, bu Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Düşmanlığını!

Bırakın artık, Çanakkale’de sarsılan, Millî Mücadele ile dünya hakimliğinin sonu görünen İngiltere ağzı ile konuşmaları!

 Sevr anlaşmasını imzalasan ne olur, imzalamasan ne olur? Vahdettin imzalasa ne olur, imzalamasa ne olur?

Sevr, 433 madde olarak hazırlandı ve önümüze, UYGULANMAK üzere konuldu! Türk Milleti de, diğer yenilen devletler ve milletlerden daha büyük bir cesaret ve yiğitlik göstererek Lider Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları sayesinde SEVR’i yırttı ve tarihin çöplüğüne attı. 

Lozan’ı tartışabilmek için önce Sevr’i bir masaya yatırmak gerektir. Gerçekten, iyi niyetli bir tarihçi için Lozan ile ilgili konuşmak, ancak, Sevr ile karşılaştırması yapılarak olmalıdır. Bu karşılaştırmayı yapmadan Lozan’ı kötüleyen tarihçi, İngiliz ağzı ile konuşuyor demektir, kimse kusura bakmasın.

Ben de bugüne kadar, Lozan – Sevr karşılaştırması anlayışıyla bakmıştım. Halbuki, Mondros’u da gayet iyi biliyorduk. Ancak, EZBER BOZMA DÜŞÜNCESİ HAKİM OLMAYA BAŞLAYINCA gördük ki, Lozan’ı, zaten bu anlaşmalarla karşılaştırmaya bile gerek yok.

Esas olan; Mondros ile Sevr’i karşılaştırmaktır.

30 Ekim 1918’de Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda imzalanan Ateşkes Anlaşması maddeleri nelerdir ona bakmalıyız. Bu Anlaşma, Agamemnon Zırhlısı’nda, İtilaf Devletleri adına İngiliz Amiral Caltrop ve bizim adımıza da Bahriye Bakanı Rauf Bey imzaladı. 25 maddelik bu Anlaşma’nın bazı maddelerine bakalım:

– Boğazlarımız, galip devletler için açılacak ve istihkamlarımız işgal edilecek

– Savaşta aldığımız esirler geri verilecek

– Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli olandan fazla asker terhis edilecek

– Savaş Gemilerimiz Limanlarda göz hapsinde tutulacak

– Galip devletler, güvenliklerinin tehdit altında olduğunu gördükleri yerleri işgal edebilecekler

– Limanlar ve demiryolları bu devletlere açılacak, ancak, başka devletlere kapatılacak

– Bu devletler isterse, Kafkasları boşaltacağız, Toros Tünellerini işgal edebilecekler

– Telsiz ve telefon hatları denetlenecek

– Hicaz, Asir, Yemen, Suriye, Irak, Bingazi, Trablus’taki Türk birlikleri teslim olacak

– Almanya ve müttefikleri ile bütün ilgimizi keseceğiz

– Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Sivas’ta karışıklık çıkarsa bu devletler tarafından işgal edilebilecek

Silahlarımız zaten, asker terhis olacağı için gereği kadar kalacak ve gerisi teslim edilecek.

Şimdi herkes, Mondros mu, Sevr mi düşünmeye başlasın bakalım…

Gelecek hafta aynı konuya devam edeceğiz.