Bağışıklık Sistemimiz ve Aşılanmanın Önemi

123

Korumak, tedavi etmekten her zaman çok daha iyidir; zira kişileri hasta olma eziyet ve külfetinden uzak tutar…’   (  Thomas Adams, 1629)

Sağlığımızın iyi olmasında ve sürdürülmesinde bağışıklık sistemimiz önemlidir. Bu sistemimiz öncelikle enfeksiyonlara karşı direncimizi sağlar. Şimdi biliniyor ki bağışıklık sistemimizin zayıflaması daha çok, daha kolay ve sık enfeksiyonlara yakalanmamızın sebebi olduğu gibi kanser gibi diğer bazı önemli hastalıklarında ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

Vücudumuzun hastalıklara karşı savunma gücü olarak da tarif edebileceğimiz bu sistem, bebekliğin ilk dönemlerinde, anneden kanımıza geçen ve antikor denilen bazı destek maddeleri ile takviye görmektedir. Doğumdan sonra anne sütü, özellikle ilk günlerdeki süt, bu yönü ile de çok önemlidir. Daha sonraları ise vücudumuzun geliştirdiği davranış biçimleri ve genetiğimize göre bu sistemiz de yapılanmaktadır.

Bağışıklık alanındaki gelişmeler enfeksiyonlar ile mücadele edilmesindeki araştırmalar ile paraleldir. Salgın yapan enfeksiyonlarla mücadele tıp tarihinin başarılı ve önemli bir alanıdır. 17. Yüzyıla kadar çiçek hastalığı eski kıtada insanların önemli bir sağlık sorunu idi. Ölüm oranı yüksek ve özürler bırakması sebebiyle de insanların korkulu bir rüyası idi. 1706 da İngiltere de E.Jenner, bu hastalığa karşı ilk sistematik aşılamayı başlatmıştır. Daha önceleri Çin de ve  biz Türklerde de yer yer  çiçek hastası döküntülerinin sağlam çocukları korumada kullanıldığı bilgileri doğuyu anlatan seyahatnamelerde  vardır. Bu tarihten 100 yıl sonra Pastör, kuduz aşısı uygulaması ile, zayıflatılmış enfeksiyon etkenlerinin bu tür hastalıkların tedavi ve korunmasında kullanılabileceğini bulmuştur.

Aşılama ile elde edilen bağışıklanmalar sayesinde birçok enfeksiyona karşı önemli başarılar elde edilmiştir. Günümüzde bir program şeklinde yapılan aşılamalar ile primer bağışıklık dediğimiz  bir mukavemet  oluşturularak birçok bulaşıcı hastalıktan korunabilmekteyiz. Bağışıklığın gücü rapel doz dediğimiz ek aşı uygulaması ile uzun süre devam ettirilebilmektedir.Aşılar sayesinde insanlık bir çok bulaşıcı hastalığı kontrol altına alabilmiş, hatta bazı bölgelerde ortadan kaldırmıştır (çiçek, çocuk felci).Yine aşılar sayesinde   1980  de %5-6, hatta bazı bölgelerimizde %12 olan hepatit B taşıyıcılığı şu anda %2-3 e düşmüş durumdadır.Biz sağlıkcılar için önemli bir meslek hastalığı olan hepatit B,  aşı sayesinde bir risk olmaktan çıkmıştır.Dolayısı ile önemli bir koruyucu kalkan olan aşılara ve bu aşı programlarına ihmal etmeden uymamız gerekir.

Aşılar özellikle bulaşıcı çocukluk dönemi hastalıkları için koruyucu yönü ile ayrı bir önem taşır. Aşılar  yaşlılıkta ve bağışıklık sistemimizi bozan bazı hastalıklarda enfeksiyon hastalıklarından (grip, zaturiye gibi) korunmaya da imkan sağlar. Ayrıca riskli bölgelere yapılacak seyahatlerde de koruyucu aşılar vardır. Bu uygulama ile de bulaşıcı menenjit gibi sarı humma gibi ciddi bazı hastalıklara karşı korunma sağlanabilmektedir. Hac ve umre seyahatleri öncesi uygulanan menenjit aşısı bu bakımdan takdir edilmesi gereken bir uygulamadır.

Bağışıklık sistemimiz için aşılanmanın önemi yanında bu sistemi koruyan ve geliştiren doğru davranış biçimleri, hayatı doğru yaşama tarzımız da önemsenmelidir. Yeterli ve dengeli beslenme, vücut direncimizi kuvvetlendirecek derecede bir hareketlilik, bedenimizi dinlendirecek bir uyku düzeni bağışıklığımızı kuvvetlendiren hususlardır. Stres, sigara-alkol gibi direnç kırıcı zararlı etkenler, başta antibiotikler olmak üzere gelişi güzel, yersiz-ilgisiz ilaç kullanmak, yaşadığımız ortamdaki çevre kirliliği ise bağışıklık sistemimiz bozan etkenlerdendir.Tıp ilminin önemli bir buluşu olan ve enfeksiyon hastalıkları ile mücadelede önemli imkanlar sağlamış olan aşılarla ilgili ilim dışı yaklaşımlarla aşılanmayı reddettiren yaklaşımlara itibar edilmemelidir.Böyle bir yaklaşım ortadan kalkmış bazı hastalıkların yeniden meydana çıkmasına ve insanlarımız için tehlike oluşturmasına sebep olur.

Sağlıklı olup, sağlıklı kalmanız dileğiyle.