Banu Avar, “küresel çeteler ve içerdeki adamlarının sadece iktidarı kontrol ettiklerini mi sanıyorsunuz? Bunların muhalefeti boş bırakacaklarını düşünüyorsanız yanılırsınız” dediğinde içim daralmış ve bu dediğinin doğru olmaması için dua etmiştim.
Bundan tam 6 sene önce, Kocaeli Aydınlar Ocağı olarak İzmit’te misafir ettiğimiz Banu Avar’ın bu uyarısını sık sık hatırlıyorum.
Banu Avar bu sözü bize söylediğinde, Ak Parti içindeki milliyetçi- muhafazakâr bildiğimiz insanların dönüşümünü görmüştük. Fakat o yıllarda milliyetçilerin temsil edildiği tek parti olan MHP’deki değişim / dönüşüm başlamamıştı.
MHP Genel Başkanının Tayyip Erdoğan’ı en sert ve hakaret dolu cümlelerle eleştirdiği dönemdi.
O Bahçeli ve MHP gitti. Türkiye’yi, Parlamenter Sistemden koparıp, tek adama teslim eden biri geldi. Başbuğ Alpaslan Türkeş’in partisi, Tayyip Erdoğan’ı Başkanlığa taşımayı ve Başkan kalmasını Türkiye’nin bekası olarak gören bir zihniyete dönüştü.
Bahçeli ve MHP’deki değişim ve dönüşümün sebeplerini anlamaya çalışırken Banu Avar’ın bu sözünü hatırımdan çıkaramadım.
*******************************
Cumhuriyet Gazetesi de…
Cumhuriyet Gazetesi‘nde bir değişim yaşandı. Gazete sözde “bağımsızlığına, özgürlüğüne ve aydınlığına kavuştu. Sorosçu, cemaatçi, etnik milliyetçi tezler pazarlayan liberal yazarlar gitti ve yerine güya milli yazarlar geldi.”
Her nasılsa Cumhuriyet’in yazar kadrosuna alınan Bartu Soral, Osman Kavala hakkında bir yazı yazdı. Soral, benim de beğendiğim ve Facebook sayfamda paylaştığım yazısında, “Kavala’nın iddianame bile hazırlanmadan uzun süre tutuklu kalmasını ve diğer hukuka aykırılıkları elbette eleştirelim. Ama bu adamdan bir ‘özgürlük kahramanı’ çıkarılması kabul edilemez” tezini savunuyordu.
Çünkü Osman Kavala isimli bu zat Soros fonlarından beslenen, PKK ile ilişkileri bilinen, Çözüm Sürecinde PKK kanadında aktif rol alan, Nihat Genç’in ifadesiyle “Türk’ün egemenlik haklarına savaş açmış bir Sorosçu” idi. PKK’nın başı Apo’nun kendisine özel selam gönderdiği, “Ergenekon davasını genişletelim” açıklaması yapan bir “içerideki adam”dı.
***
Bartu Soral da 4 yıl önce Kocaeli Aydınlar Ocağı‘nda misafir ettiğimiz değerli bir aydın. 2009’da “Bitmeyen Ekonomik Kriz”i, 2010’da “Kurt Kapanı“nı, 2011 yılında “Türk Ekonomisi’nde Değişim“i, 2014 yılında ise “Paralel Kürdistan Kumpası“nı yayınlamış, Birleşmiş Milletler’de görev yapmıştı.
İzmit’teki Konferansında “Açılım denilen şey, bölünmenin bir süreci… Türkiye, uluslararası bir operasyonla karşı karşıya… ABD, Ortadoğu’da İsrail’in yanında bir kardeş devlet kurmak istiyor. Büyük Kürdistan’ı kuracak… Büyük Kürdistan için ABD, AKP ve PKK el ele. Kürdistan için paralel kumpas kurdular… Irak’ta, Suriye’de ve Türkiye’de olup bitenler, büyük oyunun parçaları” demişti.
Bartu Soral’ın bu konferansında Osman Kavala‘nın ismi de geçmişti. Konferans sonrası yazdığım köşe yazımda şöyle özetlemiştim:
Bartu Soral BM Kalkınma Programı Müdürü iken, Diyarbakır’da kullanılmak üzere 37 milyon dolarlık bir proje kredisi açılmış. Soral, Tarım Bakanı tarafından bu projenin başına getirilmek istenen kişiye itiraz ettiği için görevden ayrılmak zorunda kalmış. Tarım Bakanı Mehdi Eker‘in yönlendirmesiyle “fonun bölücülük için kullanıldığını” anlattı.
“Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda köyleri kalkındırmak için verilen 37 milyon doların bu kumpas yolunda harcanmasına direnen” Soral, “Paralel Kürdistan Kumpası“ adlı kitabında bu konuyu belgeleriyle açıklamış.
İlginç olan diğer husus, “37 milyon doları Kürtçülük için kullanmak” konusunda AKP’li Bakan Mehdi Eker ile CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Soros Vakfı, TESEV, Başbakan Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, Diyarbakır İnsan Hakları Derneği, Taraf Gazetesi, Uluslararası Af Örgütü, Osman Baydemir, Akillerden Osman Kavala gibi kişi ve örgütlerin ortaklaşa hareket etmesi idi.
**********************************
Karagöz ve Hacivat’a Değil, Oynatan Ele Bak
Bartu Soral’ın Osman Kavala hakkındaki yazısı üzerine Cumhuriyet Gazetesi’nin sözde milli yazarları “Orhan Bursalı, Ali Sirmen, Zeynep Oral, Enver Aysever, Özlem Yüzak, Zafer Arapkirli, Bartu Soral’a ‘insan hakları, hukuk, aydınlanma ve özgürlük’ dersleri veren karşı yazılar yazdılar. Hatta Zeynep Oral ‘Bartu Soral’ın yazısından iğrendiğini kustuğunu‘ belirtti.”
Bartu Soral, bu kişilerin hakaretlerinden sonra, yazdığı yazıyı yayımlanmak üzere gazeteye gönderiyor. Gerisini Soral açıklıyor:
“Maskeleri inince terbiyesizleşen Soroscuların, hakaretlerini yayınlayan genel yayın yönetmeni, bugünkü yazımı kesmiş. Hakaret serbest. Antiemperyalist olmak yasak. Düşünce zenginliği adı altında her türlü terbiyesizliği yapanların gerçek yüzü budur. Demokrat sansürcü..”
“Geçen gün CIA’nın ünlü istasyon şefi Henri Barkey, Cumhuriyet gazetesinden Barış Doster’e “ilkel insan” diye saldırdı, “Kavala hassasiyeti gösterenlerden” hiç ses çıkmadı!..”
“Karagöz ve Hacivat, malumunuz… Zevkle seyrederdik. Beyaz perdenin önünde Hacivat, Karagöze kızar… O, ona vurur, bu buna. Bir kavgadır gider… Ama perdenin arkasına bakınca bir el görürsünüz. Her ikisini de bir el oynatıyor, her ikisini de bir ağız konuşturuyor… Emperyalizm de Türkiye’ye bunu yapıyor!..”
Bartu Soral‘ın başına gelenler de bana yine Banu Avar‘ın sözünü hatırlattı: , “küresel çeteler ve içerdeki adamları, sadece iktidar ve muhalefet partilerini değil, bazı stratejik kurumları, medyayı, STK’ları kontrol etmek konusunda da çok etkilidirler.”