Konaklar Mahallesi Muhtarı ASLI AKYÜZ Hanımefendi ile ülkemizin sorumlu ve fakat yetkisiz mülkî âmirlerinin meselelerini konuştuk. Çok önemli iki teklifi gündeme getirdi.

100

Oğuz Çetinoğlu: Konaklar Mahallesi Muhtarlığı, rahmetli annenizden babanıza, babanızdan da size seçim yoluyla intikal etti. Benzerine ender rastlanabilecek bir durum…

Vazife süreniz içerisinde siz de benzerine ender tesadüf edilecek bir hizmet gerçekleştirdiniz.  Belediye ek hizmet binası ve muhtarlık binasında mahalle kütüphanesi kurdunuz.

Bu fikir nereden doğdu, nasıl gelişti?

Aslı Akyüz: Önce muhtarlık vazifemin oluşumunda başlayayım: Seçimle görevlendirilmek suretiyle anne ve/veya babadan sonra evlâdın muhtar seçilmesinin başka ve bolca örnekleri var.

Kütüphane kuruluşu fikri mahalle sakinlerimizin profilinden doğdu diyebiliriz. Mahallemiz sakinleri, okumayı çok seven, eğitim seviyesi yüksek, aydın, bilgili kişilerden oluşuyor.  Çok çeşitli ve çok değerli kitaplar geldi. İlk basım romanlar, çocukluğumuzdaki cep fotoromanlar, artık nostalji olan ansiklopedi çeşitlerine varana kadar her türlü kitap var. Bazısı çok zor vedalaştı kitaplarıyla ama burada bir kütüphane fikri ve faydalanılacak olması onlara çok cazip geldi.

Çetinğlu: Ne kadar kitabınız oldu?

Akyüz: Yaklaşık 10.000 kitabımız var. Bu sayı yerimizin izin verdiği ölçüde daha da artacak. Ancak 1,5 yıl içinde bize ulaşan kitap sayısı 20.000 civarında idi. Kitapların bir kısmı bizim kütüphanemizdekilerle aynı idi. Mükerrer olan kitapları köy, ilçe veya il kütüphanelerine bağışladık.  Birçok yerde kütüphane oluşumuna büyük katkı verdik. Yabancı dilde romanlarımız, çocuk kitaplarımız, kısacası bir kitapçı dükkânına girdiğinizde ne varsa aynısı ve hatta daha da fazlası bizim kütüphanemizde mevcut.

Çetinoğlu: Kitapları nasıl ve ne şartlarla veriyorsunuz?

Akyüz: Kitaplarımızı verdiğimiz kişileri ve kitabı, özel defterimize kaydediyoruz.  Okuyup getirince kayıttan düşüyoruz. Ancak bu kış daha profesyonel bir sisteme geçeceğiz, kitaplarımızı kayıtlayıp, bilgisayar ortamında sistem kuracağız. Ama tabii isteyen burada da okuyabilir. Okuma bölümümüz mevcut.

Çetinoğlu: Kitap bağışları bu şekilde devam ederse, yakın bir gelecekte muhtarlık konağı kâfi gelmeyecek. Müstakil bir kütüphane binası düşünülüyor mu?

Akyüz: Şu an da mahallemizde bina yapmaya müsait bir alanımız yok.  Mevcut yerimizde içerde sürekli eklemelerle kütüphanemizi büyütüyoruz. Hem ayrıca bu kütüphaneden ve kitaplarımdan ayrılmak istemem. Seçimi, kaydedilmesi, gruplandırılması, yerleştirilmesi. Hep ben yaptım. O yüzden benden başka bir yerde olmasını istemem açıkçası. Çok ilgileniyorum ve elim sürekli kütüphanemizdedir.

Çetinoğlu: Kütüphane dışında faaliyetleriniz de var… Neler yapıyorsunuz?

Akyüz: Neler yapmıyoruz ki. Sürekli mahalle sakinlerimden fikirler geliyor. Sık sık toplantılar yapıyoruz, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Meselâ sakinlerimizle toplanıp sokaklara çıkıp çöp topluyoruz, mesela ‘kadına şiddete hayır!’ diyoruz, mesela düzenli olarak ‘Mahalle Buluşmaları‘ adı altında mahalle sakinlerini bir salonda toplanıp bir konu üzerinde harika söyleşiler yapıyoruz. Gıda malzemesi ve 2. el giyecek topluyor, ihtiyaç sâhiplerine dağıtıyoruz. Atık kâğıt, pil ve yağ topluyoruz, mahallemize kendimizin aldığı çok sayıda ağaç fideleri dikiyoruz hem de çocuklarla birlikte ve o fidelere çocukların adını vererek, bize gelen talep doğrultusunda köy okullarına devamlı olarak kütüphanemizden kitap bağışında bulunuyoruz. Mahallemizde eğitim ve hobi kursları açıyoruz, eğitim seminerleri düzenliyoruz. Bütün bunları sanal medya aracılığı ile mahalle sakinlerimize gönderiyoruz. Böylece hem mahalle sakinlerimize hizmet sunuyor, Konaklar Mahallesi’nin diğer mahallelerden farkını ortaya koyuyoruz. Mahalle sakinlerim muhteşem. Bu birliktelikle yapamayacağımız hiçbir şey yok gibi. Biz mahalle kültürünü en iyi yaşatan sayılı mahallelerdeniz.

Çetinoğlu: Henüz uygulamaya koyma fırsatı bulamadığınız, tasarı hâlindeki yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Akyüz: Henüz netleştiremediğimiz, üzerinde çalıştığımız bazı düşüncelerimiz var. Son şeklini alınca mahalle sakinlerimize duyuracağız ve onların katılımı ile gerçekleştireceğiz.

Çetinoğlu: Belediye ve kaymakamlık gibi resmî kuruluşların bu hizmetlerinize yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Akyüz: Belediyemiz elindeki imkânlar dâhilinde bize yardımcı olmaya çalışıyor. Ama sosyal etkinliklerimizi sakinlerimizle birlikte kimseye ihtiyaç duymadan gerçekleştiriyoruz. Kaymakamlığımız ise resmî işlerimizde ve problemlerimizin halli hususunda her zaman yanımızda.

Çetinoğlu: Bahsi geçen kuruluşlardan, devam ettirdikleri yardım ve desteklerinin dışında beklentileriniz nelerdir?

Akyüz: Destekleri bu şekilde devam ederse, yeterlidir. Yeni durumlarla karşılaştığımızda da aynı desteklerinin devamı bizi memnun eder.

Çetinoğlu: Mahallenin bir şakini olarak tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah bu örnek teşebbüsünüz ve çalışmalarınız, yurdumuzun dört bir tarafında yaygınlaşır. Bu röportajı, bu ümidin gerçekleşmesi maksadıyla yapmak istedim. Lütfedip kabul ettiniz. Sağ olun.

Şimdi, mahallemizden ve umumi olarak muhtarlık hizmetlerinden konuşalım.

Konaklar Mahallesi’nin envanteri hakkında okuyucularımıza bilgi verir misiniz?

Akyüz: 1958 yılında 4. Levent adı altında yerleşime açılan mahalle, 1960’larda Ordu Yardımlaşma Kooperatifi’nin kurulmasıyla oluşan Yeni Levent Mahallesi adı ile gelişimini devam ettirmiş, askerî lojmanlar ve site inşaatlarıyla yaklaşık 16.000 nüfusu barındırır hâle gelerek, ‘Konaklar Mahallesi’ ismini almıştır. Mahallemizde, 2 adet camii, 12 adet park, 4 adet okul, 2 adet Metro çıkış-giriş istasyonu, konsolosluklar, plazalar, çarşı ve esnafı bulunmaktadır. Ayrıca 57 sokağımız ve 6200 hanemiz var.

Çetinoğlu: Muhtarlık olarak hangi hizmet taleplerine muhatap oluyorsunuz? Bu talepleri nasıl karşılıyorsunuz?

Akyüz: Muhtarlık olarak genellikle mahallemizdeki eksik ve yapılması gereken işler talep ediliyor. Bunları Belediye ile birlikte çözüme kavuşturuyoruz. İşlerimizi sonuna kadar takip edip, mahalle dokumuzu bozmadan, yeşilimizi koruyarak tadilat veya yapılacak işlerimizi yaptırıyoruz. Ayrıca muhtarlığa gelip sosyal faaliyet talep eden de oluyor, onları birlikte çalışarak yapıyoruz.

Çetinoğlu: Ne gibi faaliyetler?

Akyüz: Mahallemizde oturan yazarlarla ve sahne sanatkârlarıyla sohbet toplantılarımız oluyor.

Çetinoğlu: Muhtarların sosyal hakları tatminkâr mı?

Akyüz: Muhtarlık artık eski görev tanımından çıkarıldı maalesef.  Mahalle bilgileri artık Nüfus Müdürlüklerince tutulmakta, kayıt ve nakil işleri Nüfus Müdürlüklerince yapılmakta. İkametgâh, Nüfus Sureti, kimlik kayıp belgeleri artık birçok kurum tarafından talep edilmemekte, bilgisayar ortamında bütün resmî kurumlar Nüfus Müdürlüğü sisteminden faydalanıyorlar. E-devlet sistemine bilgi-belge yüklenmiş olduğundan muhtara pek fazla iş kalmadı zaten. Dolayısıyla da maddî olarak kazanç sıfır noktasındadır. Asgarî ücretin altında verilen bir maaşımız var ve bu yıl hükümetin aldığı kararla Sosyal Güvenlik Kurumu primlerimiz devletimiz tarafından ödenmekte. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin biz İstanbul muhtarlarına verdiği bir kart ile toplu taşıma vâsıtalarını ücretsiz kullanabilmekteyiz. Faturalarımızın bir kısmında ise belediyemizden yardım alıyoruz. Ancak bu bahsettiğim kendi ilçemle alakalı, Türkiye’de ki bütün muhtar arkadaşlarımın durumu aynı olmuyordur.

Çetinoğlu: Kamu kuruluşlarının mahallenize verdiği hizmetler tatmin edici mi?

Akyüz: Geçmiş yıllara baktığımda, bugün bu işler daha çok hızlandı. Meselâ elektrik kurumu, İSKİ ve İGDAŞ gibi kuruluşlar, kendilerine duyurduğumuz problemlere anında müdahale ediyorlar. Sosyal medya ve akıllı telefonlarla mahallelerimizle bağlantıyı çok çabuk sağlıyorlar. Belediye hizmetleri de aynı şekilde, ellerindeki imkânları hizmetimize sunuyorlar. Güvenlik konularında Emniyet güçlerimiz benimle sürekli bağlantı halinde, 7/24 kendilerine kolaylıkla ulaşabiliyorum. Canla başla güvenliğimiz için çalışıyorlar. Hizmet veren bütün birimlerin anlayışlarında eskiye göre iyi yönde çok büyük değişim var.

Çetinoğlu: Konaklar Mahallesi’nde gecekondu gibi meskenler ve çarpık yapılanma yok. Sakinlerinin eğitim ve kültür seviyesi, muhtemelen il ve ilçe ortalamasının üzerindedir. Bu durumun sağladığı kolaylıklar ile beraberinde getirdiği zorluklar nelerdir?

Akyüz: Bu durum bize çok artılar getiriyor, bahsettiğim sosyal faaliyetler hep bu sâyede karşılık buluyor, anlıyorlar, anlatabiliyorum ve karşılıklı çok güzel işler ortaya çıkarıyoruz. Zorluğu pek yok ancak tabii bu kadar yüksek eğitim düzeyine sâhip olunca ne istediğini bilen işten anlayan o zaman karşımızdaki kurum zorlanıyor. Biz hep en iyisini ve en güzelini, kalitelisini arıyoruz. Böyle bir mahalle şakini profili benim için büyük şans. Muhtarlığım süresince sürekli öğreniyorum, hep araştırıyorum, hep beğendirmeye çalışıyorum. O kadar değerli insanlar ki, her sohbetimiz benim için bir ders şeklinde geçiyor. Mesela siz. Sizinle konuştukça ufkum genişliyor. Gerçekten şanslı bir muhtarım.

Çetinoğlu: Kapalı Pazar alanı, okul ve işyeri servis araçlarının mahallenin cadde ve sokaklarını işgal etmeleri, aydınlatma, ulaşım, sosyal tesis… Ve diğer hizmet ortamları ile alakalı ihtiyaç, şikâyet ve görüşlerinizi, buradan ilgili makamlara intikal ettirmek ister misiniz?

Akyüz: Evet, tabii ki. Şu güzel ve yaşanası mahallemin kurulduğu gündeki yerleşim düzeni, sokakları hiç değişmedi. Araç sayısı arttı. Ancak, bize ait sokaklarımız yıllardır plazaların personelini taşıyan servis arabalarının işgali altında. Yıllardır yazmadığım kurum, kuruluş kalmadı. Resmî veya gayrı resmi, yazılı ve sözlü her bulduğum kişiye kuruluşa şikâyette bulundum, hâlâ da bulunuyorum. Ancak tek bir aracın bile park etmesi engellenemedi. Bu durumun, bütün İstanbul’un büyük problemi olduğunu biliyorum ama bu mahalle bunları kaldıracak alana sâhip değil. Sokaklarımız caddelerimiz müsait değil. Yollarımız çift yönlü olarak trafiğe açık durumda. Sakinlerimiz perişan. Burunlarının dibinde sabahtan akşama kadar bu araçların ve türlü çirkinliklerini seyredip duruyorlar.

Salı günleri mahallemizde kurulan Semt Pazarı ve bu pazarın bizde yarattığı olumsuzluklar; trafikle alakalı sıkıntılar, gürültü kirliliği, çevre kirliliği, yolu kapatmalarından dolayı ambulans, itfaiye girememesi, güvenlik hizmetlerinin aksaması, hırsızlık vs gibi sebeplerle Salı günleri çok sıkıntılı yaşanıyor.

Buradan yetkililere sesleniyorum. Lütfen bu problemlerimize çare bulunuz. Bizleri özellikle servis arabalarının işgalinden kurtarınız.

Çetinoğlu: Osmanlı döneminde muhtarlık mühürleri darphanede yapılıyor, padişah onayı ve beratı ile muhtarlara veriliyormuş. Denilebilir ki değer verilen bir makam imiş. Günümüzde durum nedir?

Akyüz: Günümüzde de Muhtarlık kuruluşları gerçekten çok önemli. Muhtar demek, mahallenin, köyün yönetimi demektir. Muhtar mahallesinde yaşayanların problemlerini, taleplerini, şikâyetlerini bilen sorumlu demektir. Muhtar sorumluluğu altındaki bölgenin âmiri demektir. Seçimle geliyoruz düşünün. Hiçbir partinin ve siyasetçinin desteğini almıyoruz. Tek tek oy alarak seçiliyoruz. Tamamen halkın iradesi ile seçtiği kişiyiz. Mühürcümüz resmîdir. Devletin darphanesinde basılır. Muhtarlık kapısı, bir mahallede veya köyde herhangi bir iş için, ne olursa olsun, ilk çalınan kapıdır. Vatandaş, belediyeye, kaymakama, valiye gitmez; işini, önce muhtarı ile haletmenin yollarını arar. Gerçekten değer verilen bir makamdır. Ve bana sorarsanız yetkilerimizin daha da arttırılması gerekir.

Çetinoğlu: Muhtarlar birçok kurum ile bağlantılıdır. Mahallî idareler, emniyet, adliye, nüfus idaresi, askerlik şubesi ve benzerleri gibi… Mahallesinde çok sayıda görev hizmeti üstlenmiştir. Mahalle sakinleri ile devlet kurumları arasında köprüdür. Kanunda belirtilmiş görev alanlarının çok olmasının yanında belirtilmiş görevlerin dışında birçok işi de kendilerine vazife edinmeleri gerekiyor. Buna rağmen yetkileri çok sınırlıdır. Dışarıdan bakılınca muhtarların ‘yetkisiz sorumlu oldukları‘ söylenebilir.

A-Muhtarların sorumluluk ve yetkilerinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var mı?

B-Ülkemizde muhtarlık kuruluşunun 190 yıllık mâzisi var. Yâni köklü bir kuruluş. Mevcut yapısı, köklü mâzi ile tatminkâr bir uyum teşkil ediyor mu?

C-Hâli hazır durum itibariyle giderilmesinde fayda mülâhaza ettiğiniz eksiklikler ve aksaklıklar nelerdir?

Akyüz: Evet! Muhtarlar için ‘yetkisiz sorumlu‘ ifadesi kullanılabilir.  Fakat bu durum, hizmetlerin yapılmasına engel teşkil etmiyor. Mahalle sakinlerimiz durumu biliyorlar ve bizden, yetkimizi aşacak hususlarda istekte bulunmuyorlar.

Sorunuzun diğer maddelerini de şöyle cevaplandırabilirim:

A-Muhtarlıkların sorumluluk ve yetkilerinin düzenlenmesine kesinlikle ihtiyaç var. Sorumluluk çok. Daha çok sorumluluklar da üstlenilebilir. Fakat yetki de mutlaka olmalı ve artırılmalı.

B-Eskiden öyle idi. Ancak şimdiki yapısı gereği bir hayli azaltılmış görevler içeriyor.

C-Öncelikle seçimlerde, birleşik oy pusulasına geçilmeli. Sosyal yardımlar muhtarlar aracılığı ile dağıtılmalı, çünkü muhtar mahallesinde kimin ihtiyaç sâhibi olduğunu en iyi bilendir. Ve en önemlisi Muhtar mutlaka Belediye Meclisinin tabii üyesi olmalı. Muhtar, bir mahallede neye ihtiyaç var veya yok, en iyi bilen kişidir. O yüzden Belediye Meclisinde üye olarak bulunmalıdır. Esasen bazı siyasi partilerimizin seçim beyannamelerinde vaat olarak yer almıştı. Seçimden sonra unutuldu. Buradan hatırlatmış olayım.

Çetinoğlu: Birleşik oy pusulası‘ meselesini açıklar mısınız?

Akyüz: Mahalle ve köy muhtarının seçimi sırasında kullanılacak oy pusulalarındı bütün muhtar adayların isminin bulunmasını faydalı ve hatta şart olarak görüyorum.

Çetinoğlu: Sebeplerini açıklar mısınız?

Akyüz: Muhtar adaylarının her biri, kendileri için oy pusulasını kendi imkânlarıyla hazırlıyorlar. Ve oy verme kabinine koyuyorlar. Kötü niyetli insanlar ve rakipler, oy verme kabinindeki oy pusulalarını alıp götürüyorlar. Her muhtar adayı, oy verme kabinini sık sık kontrol etmek mecburiyetinde kalıyor. Kendisine ait oy pusulası bitmişse veya yeterli sayıda değilse, oy pusulası ikmali yapıyor. Bu sebeple fazla miktarda oy pusulası bastırmak mecburiyetinde kalıyor. Bu durum, muhtar adayları için maddî fedakârlık gerektiriyor. Ayrıca aşırı ölçüde kâğıt israfına yol açıyor. Birleşik oy pusulası, seçim kurulları tarafından hazırlanır ve sandık kurullarına teslim edilir. Muhtar adayları, oy pusulası basımı için paylarına düşen meblağı öderler. Oy verme gününde muhtar adaylarının hiçbiri, başka bir muhtar adayının oy pusulasını yok etmeye teşebbüs edemez.

Çetinoğlu: Teşekkür ederim Aslı Hanım. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.

Akyüz: Ben teşekkür ediyorum. Sizinle olmak ve sohbet etmek büyük zevkti.

ASLI AKYÜZ:

1971 İstanbul doğumluyum. Cumhuriyet çocuğuyum. Ailemle beraber yaklaşık 40 yıldır bu mahallede yaşamaktayım. 2 dönemdir saygıdeğer mahalle sakinlerimin güven ve sevgi oyları ile seçilerek Muhtarlık yapmaktayım. Kitaplar, spor, gezilerim ve mahallem hobilerim arasında.

 

 

 

 

Önceki İçerikBu Telâş Niye? (2)
Sonraki İçerikVah Benim Kıbrıslım! (1)
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.