“Ana rahmindeki cenine kalkıp biri dese:
Dışarıda, çok muhteşem bir dünya var,
Hoş, uzun ve geniş, zevkler, tatlar,
Yiyecek şeylerle dopdolu,
Dağlar, denizler, ovalar,
Binbir kokulu meyvelikler,
Bahçeler ve ekili tarlalar,
Çok yüksek ve ışıkla donanmış bir gök,
Güneş, ay ve yüzlerce yıldızın parıltıları,
Güney rüzgârı, kuzey rüzgârı, batı rüzgârı
Bahçelere düğün ve bayram şölenleri vermede.
Bu harikulâde güzellikler,
Her türlü tasvirin de ötesinde…
Öyleyse, bu karanlıkta niçin kalasın sersefil?
Hapishane, pislik ve ıstırap içindeki
Bu dar yerde neden kan içesin böyle?
Cenin, hâlen içinde bulunduğu durumdan ötürü,
Umursamaz görünecek, bu haberi bir yana atacak
Ve ona inanmayacaktır. ‘Saçma bu, aldatmaca.
Ve de bir kuruntu senin söylediklerin!’ diyecektir.
Körlerin düşünme gücü, hayalden yoksundur çünkü.
Cenin böyle şeylerin farkında olmadığı için,
Kulak verip dinlemeyecektir (hakikati),
Aynı şekilde bu dünyada, Veli de alelâde insanlara,
Öte âlemden bahseder.
‘Bu dünya, son derece loş ve dar bir hendekten ibarettir;
Dışarıda korkudan ve renkten uzak bir âlem var!’ der.
Onun sözlerinden hiçbiri,
İnsanlardan birinin bile kulağına girmez,
Çünkü şehvet arzusu kocaman
Ve sarsılmaz bir engel oluşturur.
Arzu, kulağı tıkar, duymasına mâni olur;
Bencillik duygusu gözünü kapatır,
Görmesine set çeker.
Tıpkı ceninin, o değersiz barınaktaki
Besini olan kan arzusu ve hevesi,
Onun bu dünyanın haberlerine
Kulak vermesini engellediği gibi.
Öbür dünya sevincinden, öte âlemin mutluluğundan Mevlâna habire söz eder durur. O saadet onun için varılacak sonuçtur. Zaten bizler bir gün o âlemi tanımak üzere yaratılmış bulunuyoruz. Sürekli hayranlık içredir ve onun bu husustaki derin düşünceleri kendisini zaman zaman alışılmadık yollara sürükleyip götürür.”
(Prof. Dr. Eva de Vitray-Meyerovitch, İslâm’ın Güleryüzü, Çeviren: Cemal Aydın, İstanbul – 2017, s: 90 – 91)
Hakikaten, anne karnındaki bir çocukla konuşmak kabil olsa da, ona, dışarıda; bulunduğu âlemden had ve hesaba gelmeyecek kadar büyük ve geniş bir dünya var desek; acaba onu inandırabilir miyiz buna? Dış dünyanın büyüklüğü yanında rahmin o denli küçüklüğünden söz edebilir miyiz ona? İşte Dünyanın büyüklüğü karşısında Rahim ne ise; Ahiretin büyüklüğü karşısında da; Dünya odur.