Kamu Görevinden Atılanlar

91

Devletten FETÖ’cüleri temizleme operasyonu kapsamında görevden çıkarılan/ meslekten atılan memur sayısı 60 bini geçti. Böyle bir uygulama Cumhuriyet tarihimizde hiç yaşanmadı.

Burada çok soğukkanlı bir şekilde sorgulanması gereken hususlar “yapılan ihraç işlemleri haklı mı, hukuka uygun mu, kurunun yanında yaş da yanıyor mu ve de terörle mücadeleye hizmet ediyor mu?” sorularının cevaplarıdır.

Bu konularda yazarken hep vurguluyorum: Lanet darbe teşebbüsüne karışanların cezalandırılmasını ve FETÖ veya diğer terör örgütlerinin devlet içindeki uzantılarının temizlenmesini yapmak zorundayız. Fakat hukuk kurallarına bağlı olarak ve yeni mağdurlar yaratmadanözenli bir ayıklama ile yapmalıyız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın tabiriyle “örgütün altı ibadet, ortası ticaret üstü ihanet” ise devletin cezalandırması gereken kesim örgütün ihanet içinde üst kesimidir.

Prof. Dr. Ümit Özdağ‘ın ifadesiyle “FETÖ’nün 3 ana yapısı var. Bunlar çelik çekirdeksempatizanlar ve güçlünün yanında olanlardır. Öncelikle çelik çekirdeğe yoğunlaşıp kırılmalı ve imha edilmeli.”

“Fakat tam tersi bir yöntem izleniyor. Üst düzeydeki FETÖ’cüler yerinde duruyor. Türk milliyetçisi ülkücü bürokratlar, milliyetçi, Atatürkçü memurlar tasfiye ediliyor.”

Şimdi haksızlığa uğrayan on binlerce ailenin ocağında yanan ateşi görmezden gelmek mümkün mü?

**************************************************

Memurluktan Atılmak Demek…

Kamu görevinden çıkarılmak FETÖ’cü damgası yemek, toplumda vebalı muamelesi görmek demek.

En yakın dostların bile selam vermekten çekindiği insanlar olmak demek.

Herhangi bir şirketin, kurumun iş vermekten çekindiği, serbest ticaret yapsa insanların alışveriş yapmak istemeyeceği için başarısız olacağı kesin olmak demek.

Dahası hakkında adli soruşturma yürütülenlerin maaşına, mal varlıklarına bloke konuluyor. Bu da sadece işten atılan kamu görevlisinin değil, ailesinin de cezalandırılması demek.

Bu insanlar ne yiyip, ne içecek, çocuklarını nasıl okutacak, sağlık hizmetlerine nasıl erişebilecek? Hadi kendisi bir ihtimal suçlu çıktı. Ya ailesini cezalandırma hakkımız var mı?

Bu “suçların şahsiliği ilkesine” aykırı bir uygulamadır.

Basında yer alan haberlere göre, Kamu görevinden çıkarılanlara gelen “gizli” damgalı yazıda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne darbe girişiminde bulunan FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı, ilişkili ve destek içinde olduğu şüphesi bulunan personel hakkında soruşturma açılması ve bu süre içerisinde görevlerinden uzaklaştırmalarına karar verilmiştir” yazılmakta.

Şimdilik 60 bini aşan kamu görevlisini görevinden atarken, mesleğini yapamaz hale getirirken buna kimler karar veriyor, uygulanan kriterler neler?

Ortada bir iddianame yok, insanlar neden FETÖ ile ilişkilendirildiğini bilemiyor, savunma yapmalarına imkân verilmemiş, itiraz hakkı yok.

İhraç kararlarıyla ilgili yargı yolu kapalı.

Bugüne kadar pek uygulanmamış sert, radikal, yargısız infazlar bunlar.

************************************************

KHK ile Görevden Alma Yanlış

60 bin memur hakkında verilen görevden alma kararları mahkeme kararı değil. Bu memurlar, idari ve siyasi birimlerden alınan bilgilerle hazırlanan, KHK ile meslekten atılmakta.

Bu kararlara muhatap olanlar hakkında muhtemelen ihbarlar veya sorgulamalarda itirafçı şüphelilerin ismini verdiği kişiler olması etkili olmakta.

İhbarların ve itirafların ne kadar gerçeği yansıttığından emin değiliz.

FETÖ ile irtibatlandırılmasını hiç mümkün görmediğimiz kişilerin kamu görevinden uzaklaştırıldığını veya tutuklandığını gördüğümüz için şüphelerimiz artıyor.

KHK’lar ile alınan bu kararları alan veya bunlara emir veren insanların çoğu bugüne kadar, 17/25 Aralık 2013 öncesinde de olsa, “FETÖ ile bir şekilde ile iltisaklı, ilişkili ve destek içinde olan” kişiler.

En azından kendi kurumlarında görevden uzaklaştırılan bu kadar FETÖ şüphelisini işe alan, kadro veren veya terfi ettiren kişiler. Kamu arazilerini, taşınmazlarını, kaynaklarını FETÖ’cülere veren, tahsis eden yetkililer. Kendileri ilişkili olsa da olmasa da en yakın çalışma arkadaşlarını FETÖ’cülerden seçme basiretsizliğini göstermiş zevat.

Bu zevatın şimdi verdiği kararların ne kadarı doğru olabilir?

KHK’nın en kısa sürede TBMM’de ele alınıp yasalaşması gerekiyor. Ama hükümet bunu yapmıyor. Yapsa KHK’larda yapılan hatalar azaltılabilir ve sorumluluğa muhalefet de ortak edilmiş olur.

Bana göre ister Kanun Hükmünde Kararnameler ile ister kanunla görevden almalar yapılmamalıdır.

Kişiler hakkında kanuni düzenleme uygun değil. Kanunlar ve KHK’lar genel nitelikli düzenlemeler olmalı. Kişiler hakkında bireysel kararları yargılama süreci sonunda mahkemeler vermelidir.

********************************************

Savunma Hakkı Olmadan

Türkiye’de haklarında soruşturma yapılıp, kuvvetli suç şüphesi oluşturan delillerin varlığına dayanarak iddianame hazırlanıp yargılanan sanıklardan yüzde 60’ı beraat ediyor.

Soruşturma yapılmadan, savunma hakkı tanınmadan yapılan işlemlerde hata payı kaçınılmaz olarak daha yüksek olacaktır.

Hiçbir delil tespiti yapılmadan, “Bank Asya’da hesabı olduğu, çocuğunu falan okulda okuttuğu için” gibi, hukuki anlamı olmayan gerekçelerle memurlar kamudan atılmakta. Bu kişilerin içinde gerçekten FETÖ üyesi olmayanların oranı muhtemelen daha yüksek olacaktır.

Bu kadar masum insanın cezalandırılmış olması, on binlerce mağdur yaratılması, altından kalkılması güç “kul hakkı” vebali bir yana, terörle mücadeleye fayda değil, zarar verir.

**********************************************

Emeklilik Hakları

FETÖ soruşturmalarına muhatap olan memurlardan emekliliğini doldurmuş olanların yasal hakkı olan emeklilik hakkı KHK ile önlendi. Soruşturmalar sona ermeden emekli olunamayacak. Kamudaki görevi sona erdirilenlerin tüm emeklilik hakları yani emekli maaşları ile tazminat haklarının da akıbeti meçhul.

Bunlar hukuka uygun şeyler değil, ama bu ortamda yapılacak bir şey yok.

İleride normal hukuk düzenine geçildiğinde bu hakların iadesi için binlerce dava açılır ve muhtemelen haklar verilir. Ama bu insanlar bu arada mağduriyet yaşamış olacak.

**********************************************

Teşekkür

3 Eylül Cumartesi günü ailemize yeni katılan Malhun kızımız ile oğlumuz Ahmet Buğrahan Sönmez‘in nikah törenlerini şereflendiren, mutluluğumuzu paylaşan, tebrik ve mutluluk dileklerini ileten bütün dostlarımıza ve akrabalarımıza ailem adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum.

 

 

Önceki İçerikDünyanın Sayılı, Türkiye’nin Bir Numaralı Çocuk Kalbi Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu Hayatı Doya Doya Yaşamak İsteyenlere Yaşama Sanatının Şifresini Veriyor.
Sonraki İçerikZübükler!
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.