Derkenar:
Türkiye’mizde 2015 yılında toplam 620.751.618 adet kitap üretildi. Böylece bir önceki yıla nazaran kitap üretiminde yüzde 10,6 artış sağlandı.
Millî Eğitim Bakanlığı 2015 yılında ilk ve orta öğretim öğrencilerine 236.697.255 adet ücretsiz ders kitabı dağıttı.
Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre Türkiye’nin nüfusu 77.695.904. Toplam kitap sayısının nüfusa oranına göre, 2015 yılında kişi başına 8 kitap düştü. 2014’te Türkiye’de 561.103.770 adet kitap üretilmişti. Kişi başına düşen kitap sayısı 7,3’tü.
Milletlerarası Yayıncılar Birliği’nin (IPA) 2015 verilerine göre Türkiye dünyanın en büyük ülkeler arasında 11. sırada yer alıyor. Yayıncılık sektörü ve üretilen yeni kitap çeşidinde yine yanı sırada bulunuyor.
YAYFED verilerine göre 2015 yılında bir önceki yıla göre %12’lik bir büyüme ve 384.054.363 adet ile bütün zamanların en yüksek bandrol satışı görülmektedir. Bu dönemde yayıncılık sektöründeki büyüme, ülke ekonomik büyümesinin çok üzerinde gerçekleşmiştir. 2016 yılı için büyüme eğiliminin artarak devam edeceği öngörülmektedir.
2015 yılında ithal edilen kitap sayısının 6.810.000 adet olduğu görülmektedir. Bu adet ile ithal kitap, yayıncılık sektöründe yüzde 2’lik bir orana karşılık gelmektedir. İthal kitaptaki büyüme yüzde 8 ile yayıncılık sektörünün genel büyümesinin gerisinde kalmıştır.
Yurt içinde basımı gerçekleştirilen eserler kategorik olarak ele alındığında, yüzde 55 ile Eğitim yayınları sektörün en önemli faaliyet alanıdır.
2015 yılında yayınlanan kitapların çeşitlerine göre tasnifi:
Araştırma-İnceleme……. 63.927.760 (% 17)
İnanç Kültürü Kitapları: 51.719.114 (% 14)
Çocuk-Gençlik Kitapları: 30.292.818 (% 8)
Edebiyat-Sanat kitapları: 19.053.842 (% 5)
Akademik Yayınlar: 5.218.990 (% 1)
Ders Kitapları: 206.020.473 (% 55)
İthal kitaplar 6.811.473
Toplam: 384.054.363
Kaynak: Yayıncılar Federasyonu (YAYFED) www.yayfed.org
Gerçekten Bu Kadar Çok Kitap Okuyor muyuz?
Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) yıllardır Türkiye’deki kitap üretimi verilerini açıklıyor. 2015’in verilerini de TYB ikinci başkanı Fahri Aral Çukurova Kitap Fuarı basın toplantısında açıkladı.
Kendimizi küçümsemeyi severiz. Sevindirici rakamlar söylendiğinde inanmaz, şüpheyle yaklaşırız. Yayıncılık verileri konusunda bu şüphe dönemini aştığımızı ümit ediyorum. Şimdi kötümserler daha ayrıntılı sorular sormaya başladılar. 620.751.618 kitabın yaklaşık 238.000.000’unun ders kitabı olduğu, bunların kitaptan sayılıp sayılmayacağı sorgulanıyor. Bütün dünyada yayıncılık verileri hesaplanırken ders kitapları da dâhil ediliyor. Çünkü eğitim yayıncılığı yayıncılık sektörünün temel taşı. Üstelik insanların çoğunun öğrenmek maksadıyla kitap okuduğunu söylediği göz önüne alınırsa ders kitaplarını görmezden gelemeyiz. Bizdeki temel problem bu kitapları Millî Eğitim Bakanlığı’nın üretmesi veya ürettirmesi. Bu sebeple Türkiye’nin en büyük yayıncısı Millî Eğitim Bakanlığı, yani devlet. Devlet bu alanı özel yayıncılara bıraksa, sâdece denetlemekle yetinse hem ders kitaplarının kalitesi artacak, hem de yayıncılık sektörü daha da güçlenecek.
İkinci soru, ‘Çok kitap satılıyor ama peki bu kitaplar okunuyor mu?’ Okuma oranlarını ölçmek için anketler yapılması lâzım. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2011 yılında ‘Türkiye Okuma Kültürü Haritası’ (TOKH) adlı çok geniş bir araştırma yapmış ve şahıs başına yılda ortalama 7,2 kitap okunuyor‘ neticesine varmıştı ki bu sonuç TYB’nin o yıl açıkladığı kişi başına düşen 6,6 kitap sayısından fazlaydı. Bu anketin tekrar yapılması faydalı olacak.
İnternet ortamında kitap ve e-kitap satışı üzerine çalışan Libronet grubu bir ‘okur profili ve kitap satın alma davranışları araştırması‘ yaptırmış. Artı Araştırma Firması’nın yürüttüğü 18 yaş üstüne yönelik araştırma Türkiye çapında yapılmış. Ne kadar kitap okunduğu konusunda önemli veriler içeriyor. 7 bölgede, 14 ilde toplam 1542 kişi ile görüşmüşler. Görüşülen kişilerin yüzde 68’i kitap okuduğunu söylemiş. Bu, önemli bir rakamdır. Klasik kötümserliğimize uygun olarak bu haber; ‘% 32 hiç kitap okumuyor’ başlığıyla yayımlandı. TOKH’de hiç kitap okumayanların oranı % 32.9’du. Hiç kitap okumayanların oranında 5 yılda yüzde 0,9 bir azalmadan söz edebilir miyiz?
En çok kitap okuyan yaş grubu 18-35 yaş. TOKH’de en çok okuyan yaş grubu 7-14 yaş çıkmıştı. Libronet’in araştırması 18 yaş üstüne yönelik olduğu için iki veriyi birleştirip en çok kitabı çocuklar ve gençler okuyor diyebiliriz. Genel kanaatin aksine en az kitabı yüzde 10’la yaşlılar (51-65 yaş) okuyor. Kitap okumama sebebi olarak iş yoğunluğu ve ev işleri gösteriliyor. Buna rağmen kadınlar daha çok kitap okuyor. Ankete cevap verenlere göre kitap okumanın temel sebebi ‘kendini geliştirmek, yeni bilgiler öğrenmek‘ olduğuna göre daha çok okuyan kadınların gelecekte toplum içinde daha önemli konumlara geleceğini de söyleyebiliriz. Kitap okuyanların % 16’sı ‘roman ve hikâye okumanın zaman kaybı olduğu‘ kanaatinde. Bu veriler ders kitaplarını neden kitap olarak saymamız gerektiğinin bir göstergesi.
Araştırma ‘yılda ortalama 11.6 kitap okunuyor‘ sonucuna varmış. Yani satın aldığımızdan daha çok kitap okuyoruz. Bu da sevindiricidir.
(Metin Celal. Cumhuriyet 13.01. 2016)
Sultan İkinci Abdülhâmid Han:
Dr. Vâhid Çabuk’un ‘Sultan 2. Abdülhâmid’ isimli kitabı, İBB Kültür A.Ş. Yayınları Kültür Medeniyet Serisi’nin 17. kitabı olarak yayımlandı.
Dr. Çabuk, 1946-2000 yılları arasında yaşamış ve görev yaptığı İstanbul Üniversitesi’nde ‘kürsüsüz profesör’ olarak tanınmıştır.
Kültür-Medeniyet Serisi’nden çıkan kitap, döneminde ve sonrasında çeşitli tartışmaların, algıların, övgü ve ithamların merkezinde yer alan Sultan 2. Abdülhâmid Han’ı anlamak ve objektif olarak değerlendirmek durumunda olanlar için güvenilir bir rehberdir.
Eser, Sultan 2. Abdülhâmid’in doğumu, şehzadeliği, tahta çıkışı ve 1. Meşrutiyet’i ilân etmesiyle başlıyor. Ardından ‘93 Harbi‘ olarak da bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’nı, Meclis’in kapatılmasını, Berlin Antlaşması’nı, Tunus’un ve Mısır’ın işgalini konu ediniyor. Ermeni meselesine de değinen kitap, Sultan’ın büyük askerî başarısı Türk-Yunan Savaşı, Bağdat Demiryolları meselesi, Balkanlar ve Ortadoğu’da yaşanan çekişmelerden bahsediyor. Sultan Abdülhâmid Han’ın tahttan indirilme sürecinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ortaya çıkışı, 2. Meşrutiyetin ilânı ve sonrasındaki 31 Mart hâdisesine de geniş yer ayıran eser, sultanın şahsiyetine, ailesine ve hayratına da bir bölüm ayırmış. Son bölümde ise Sultan Abdülhâmid’in gerek yurt içinde gerek yurt dışındaki devletlere karşı takip ettiği politikalar ele alınıyor.
Bütün bu başlıkları genel hatlarıyla inceleyen Dr. Vâhid Çabuk, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemindeki değerli kaynak ve araştırmalardan faydalanmış. Özellikle Sultan 2. Abdülhâmid Han’ın kızı Ayşe Osmanoğlu’nun babası hakkındaki hatıralarının yer aldığı ‘Babam Sultan Abdülhâmid’ isimli eser ve sultanın kendi hatıraları, Dr. Çabuk’un eserine kaynaklık etmiş.
Kitapta yer alan bilgilere göre Sultan Abdülmecid’in Tir-i Müjgân Kadın Efendi’den, 21 Eylül 1842’de dünyaya geldi. Farsça, Arapça ve Fransızca dersleri aldı. Guatelli ve Lombardi isimli iki İtalyan’dan da batı musıkîsi öğrendi. Şehzadelik döneminde borsayı tâkip ederek para kazandı. Maslak çiftliğinde koyun besiciliği ve mâden işletmeciliği ile de uğraştı.
Sultan İkinci Abdülhâmid Han, çok düzgün bir hayat yaşadı. Sabahları erken kalkar, soğuk su ile banyo yapar, küçük yürüyüşleri ve gezintileri ihmal etmezdi. Çok sâde bir kahvaltıdan sonra hemen günlük çalışmalarına başlardı. İştahsız olduğu için yemeklerini az yer, vaktinin büyük bir kısmını devlet işlerine ayırır, daha sonra da çok zengin olan kütüphanesine çekilirdi. Geceleri sarayın bütün ışıkları yanar, kendisinin hangi odada yattığı bilinmezdi.
Sultan Abdülhâmid Han, sanatkâr kişiliği ağır basan ve çok okuyan bir padişahtı. Tiyatro ve konserleri sever, Çarşamba, Cuma ve Pazar akşamları özel tiyatro salonunda konserler verdirir ve tiyatro temsillerini tâkip ederdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A. Ş. Yayınları:
Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür Parkı Osmanlı Evleri, Topkapı, Zeytinburnu 34010 İstanbul. Telefon: 0.212-467 07 00 Belgegeçer: 0.212-467 07 99 e-posta: kultursanat@kultursanat.org www.kultursanat.org
Dr. Vâhid Çabuk
1946 yılında İskenderun’da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini İskenderun’da tamamladı. 1967 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Târih Bölümü’ne kaydoldu. 1971 yılında Yeniçağ Târihi Kürsüsü’nden mezun oldu.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan İslam Ansiklopedisi’nde görevlendirildi. İslam Ansiklopedisi’nde 22 yıla yakın görev yaptı. 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Târih Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak ders vermeye başladı.
İslam Ansiklopedisi Müdürlüğü görevini ifa etti. Süleymaniye Kütüphanesi’nde görevlendirildi. Normal bir memur olarak çalışmayı kabul etmedi ve Kültür Bakanlığı’na dâvâ açtı. Dâvâyı kazanıp eski görevine döndü. 8 yıla yakın üniversite hocalığından sonra emekli oldu, şeker hastalığından 5 Mart 2000 târihinde vefat etti.
Târih ve edebiyat dallarında hazırladığı 40 cilde yakın eserinden bâzıları: *Kuruluşundan Cumhuriyete Büyük Osmanlı Târihi (Büyük Boy, 10 Cilt), *Osmanlı Siyâsî Târihinde Sultan İkinci Abdülhâmid Han, *Osmanlı Teşkilatı ve Siyâset Kültürü, *Türk-İslam Ansiklopedisi, *Tiryaki Hasan Paşa’nın Gazâları ve Kanije Savunması, *Divan-ı Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman’ın Şiirleri – Üç cilt), *Âlimler ve Sanatkarlar, *Köprülüler, *Sultan 4. Murad Han, *Taliki-zade Mehmet Suphi Efendi’nin Eğri Seferi Şehnamesi.
Kuşbakışı:
Ortaçağda İstanbul:
Paul Magdalino kitabında; Fâtih Sultan Mehmed Han’ın eski sarayı ile Topkapı Sarayı’nın, Bizans saraylarının üzerine inşa edilmediğini, Ayasofya dışındaki kiliselerin camiye dönüştürülmediğini açıklıyor. Belirttiğine göre Osmanlı, görkemli camilerini İstanbul’un tepelerine inşa etmeyi tercih etmiştir. Antik şehirden Ortaçağ şehrine dönüşümde İstanbul’da neler yaşadığı da kitapta yer alıyor. Kitap, Bizans’tan Osmanlı’ya geçişteki şehir hayatının devamlılığını anlatmayı hedefliyor.
Başlangıçta üniversite ve müzelerde Bizans târihi üzerine araştırmalar yapan kişiler için hazırlanan kitap, Türk okuyucular için yeniden derlenerek herkesin ilgisini çeken bir muhtevâya sâhip kılınmış. Târihî çerçeve, Doğu Roma İmparatorluğu’nun 330 yılında Birinci Konstantin tarafından İstanbul’da kurulması ile başlayıp, 1453 yılında Fâtih Sultan Mehmed Han’ın bu şehri Osmanlı’nın başşehri ilan etmesi ile son buluyor. Bu hâliyle; İstanbul’un Konstantin iken önemi ve gelişimini merak edenler için bilgiler ihtiva ediyor.
Yazar kitabı için; ‘Kayıp bir dünyanın keşfidir.’ Diyor. Çünkü bugün İstanbul’un 15. yüzyıl öncesine ait çehresinin neredeyse tamamı toprak altında kalmış durumda. İstanbul öyle bir şehir ki, Konstantin burayı inşa ederken, 21. yüzyılda merkez şehir olma idealinin hâlâ hayatta kalacağını tahayyül etmemişti şüphesiz.
Vakayinâmeler, konuşmalar, mektuplar ve azizlerin hayatlarının anlatıldığı metinlerde, merak uyandıran pasajlar var.
Barış Cezar’ın Türkçeye tercüme ettiği kitap, 15 X 21 santim ölçülerinde ve 215 sayfadır. 2012 yılında yayınlandı.
Koç Üniversitesi Yayınları:
Rumelifeneri Yolu Merkez Kampüs Ofis: SOS Z07-B 34450 Sarıyer-İstanbul
Telefon: 0.212-338 1797 Belgegeçer: 0.212-338 14 15 e-posta: kup@ku.edu.tr www.kup.ku.edu.tr
Alev Saçlı Çocuk:
Yazan: Christine Nöstlinger. Editör: Müren Beykan. Resimleyen: Huban Korman: Türkçeye Çeviren: Suzan Geridönmez.
Postacı; ‘Çocuklar kırmızı şeker, kırmızı top isterler de, neden kırmızı saç istemezler?’ diye sorar. Bunu küçük Frida da bilmez. Tek bildiği, sıradışı kırmızı saçları yüzünden okulda hep alay konusu olduğudur. ‘Alev alev Frida geliyor! Yangın var, yangın var!’ diye bağırırlar. Hatta O’nu suya atmaya bile kalkışırlar. Çok üzülen Frida’ya postacı yardım etmeye çalışır. Frida, teyzesiyle ve Kedi’yle birlikte yaşadığı evdeki, tuhaf cümlelerini bir türlü okuyamadığı kırmızı kitabı da çok merak etmektedir. Ama ne yazık ki, teyzesi bu tuhaf kitabın dilini unutmuştur…
Günışığı Kitaplığı:
Profilo Plaza, Cemal Sâhir Sokağı Nu: 26-28 B-3 Mecidiyeköy, Beşiktaş, İstanbul Telefon: 0.212 – 212 9973
Belgegeçer: 0.212 – 212- 99 74 e-posta: info@gunisigikitapligi.com internet: www.gunisigikitapligi.com
Denizin Çocukları / Barbarossa:
Deniz Uzunoğlu, 15. yüzyılın iki büyük kumandanı Barbaros Hayreddin Paşa ve Andrea Doria’nın hikâyesini, uzun saçlı kömür gözlü bir kadının aşkı ile harmanlayarak anlatıyor. Yaptıkları savaşın sebebi bu kadın imiş…
Târihin en kanlı deniz savaşlarına katılmış, sol elini kaybetmiş, göğsünden yaralanmıştı. Ömrünün 5 yılını Türk korsanların elinde, esarette geçirmişti ömrünün beş yılını… Savaşın çığlıklarında boğulmuş, kendi sesini duyamaz olmuştu… Oysa şimdi… Etraf ne kadar da sessizdi… Ölmek üzereydi… ‘Allah hepimizi affetsin’ diye geçirdi içinden…
12,5 X 19,5 santim ölçülerinde 448 sayfalık kitap, 2015 yılında yayınlandı.
Doğan Kitap:
19 Mayıs Caddesi, Golden Plaza Nu:1 Kat:10 Şişli 34360 İstanbul. Telefon: 0.212-373 77 00
Belgegeçer: 0.212-246 66 66 www.dogankitap.com.tr e-posta: satis@dogankitap.com.tr
Kısa Kısa… / Kısa Kısa…
5.1-Kırmızı Saçlı Kadın: Orhan Pamuk / Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık.
5.2-Yeni İstanbul Çalışmaları – Sınırlar, Mücâdeleler, Açılımlar: Hazırlayanlar: Ayfer Bartu Candan, Cenk Özbay / Metis Kitap
5.3-Mondros Mütârekesinden Lozan Barış Konferansına Millî Mücâdele Dönemi Türkiye-ABD İlişkileri – 1918-1923: Kenan Özkan / Ötüken Neşriyat)
5.4-Sultanın Paşaları: Olivier Bouquet – Devrim Çetinkasap / İş Bankası Kültür Yayınları
5.5-Âsım’ın Nesli – Çanakkale’de Doğan Ümit: Mustafa Armağan / Timaş Yayınları.