7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri sonucunda oluşan siyasi tablo, tek partiye iktidar olma imkânı vermemiştir. Bu durumda yapılacak olan, siyasi partilerin ortak noktalarda buluşarak bir koalisyon kurup ülkeyi hükümetsiz bırakmamaktır. Bu ülke son yıllarda en çok ötekileştirici ve kutuplaştırıcı nefret dilinden çekti. Şimdi ülkenin ılıman bir siyasi iklime ve uzlaşma kültürüne ihtiyaç vardır. Zaten hiçbirsiyasi partinin, siyasi menfaat hesaplarıyla ülkeyi hükümetsiz bırakma hakkı yoktur.
Şu anda oluşan Meclis tablosunda çok sayıda koalisyon seçeneği bulunmaktadır. Bu seçenekleri genel olarak, “çoğunluğa dayalı seçenekler”,”azınlığa dayalı seçenekler” ve “Meclis dışından seçenekler” olmak üzere üçe ayırabiliriz. Şimdi bu seçenekleri birer birer ele alalım.
1. Çoğunluğa dayalı seçenekler:
a. AKP+CHP+MHP+HDP Koalisyonu: En ideal seçenek olmakla beraber en ileri demokrasilerde bile gerçekleşmesi mümkün olmuyor.
b. CHP+MHP+HDP Koalisyonu: Üç muhalefet partisinin toplam 292 milletvekili çoğunluğuyla kurabileceği bir koalisyondur. Ama MHP ve HDP’nin kan uyuşmazlığı nedeniyle gerçekleşmesi hiç mümkün görülmüyor.
c. AKP+CHP+HDP Koalisyonu: Kurulması mümkün olan bir koalisyon seçeneği olup 470 milletvekili çoğunluğuna dayanmaktadır. Özellikle MHP’nin kırmızı çizgisi olan “çözüm süreci” konusunda bu üç parti rahatlıkla anlaşabilirler. Devlet Bahçeli’nin seçim gecesi yaptığı ilk değerlendirme konuşmasında önerdiği seçenektir. Fakat bu üç parti de MHP’nin bu durumu kendilerinin aleyhinde kullanacağını düşünerek bu seçeneğe pek yanaşmazlar.
d. AKP+CHP Koalisyonu: Seçenekler içinde en mümkün olan, birinci ve ikinci partinin, yani AKP ve CHP’nin koalisyonudur. Çünkü, CHP’nin MHP’ye göre AKP ile anlaşacağı nokta daha fazladır. Güneydoğu’da yok mesabesinde olan CHP, çözüm süreci”ne ortak olarak bu bölgede söz sahibi olmak istemektedir. Sağ ve sol seçmeni temsil eden bu iki büyük partinin koalisyonu ile toplumun yüzde 66’sı hükümette temsil edilmiş olacaktır. Şu anda da Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda istekli görünmektedir. Bu durumu farkeden Recep Tayyip Erdoğan da, Deniz Baykal’ı aracı koyarak süreci başlatmıştır. Bana göre bu seçenek, gerçekleşebilecek bir numaralı seçenek olarak görülmektedir.
e. AKP+MHP Koalisyonu: Bu seçenek de gerçekleşebilecek bir seçenektir. AKP’lilerin çoğu da, bu seçeneğe daha sıcak bakmaktadırlar. Fakat MHP’nin “çözüm süreci”ne karşı olması, AKP’nin ise Türkiye genelinde kaybettiği çok sayıdaki Kürt oylarını geri alabilmek için yeniden “çözüm süreci”ne sarılmak istemesi, bu seçeneğin gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır.
f. AKP+HDP Koalisyonu: Bu seçenek de kolaylıkla gerçekleşebilecek bir seçenektir. Her iki parti de, “çözüm süreci”ni sürdürmek ve sonuçlandırmak istemektedir. Fakat AKP, bu seçeneğe sıcak bakmayacaktır. Böyle bir koalisyonun, MHP’ye kaymaya başlayan AKP oylarının kayış hızını arttıracağını düşünecektir.
2. Azınlığa dayalı seçenekler:
a. HDP azınlık hükümeti: CHP-MHP veyaAKP desteğiyle yeterli sayıya ulaşabilir. Fakat ilk seçimde üç parti de büyük oy kaybına uğrar. Bu nedenle bu üç parti de bu riske kesinlikle girmez. Bu nedenle bu seçeneğin hiç gerçekleşme şansı yoktur.
b.MHP azınlık hükümeti: CHP-HDP veya AKP desteğiyle kurulabilir. Ama bu üç parti de bunu seçmenine izah edemeyeceği için bu riske girmez. Bu nedenle gerçekleşme şansı yoktur.
c. CHP azınlık hükümeti: AKP-HDP, MHP-HDP veya sadece AKP desteğiyle kurulabilir. Ama bu üç parti de bunu seçmenine izah edemez. Bu nedenle gerçekleşme şansı yoktur.
d. AKP azınlık hükümeti: Bana göre azınlığa dayalı seçenekler içinde gerçekleşebilecek bir numaralı seçenek olarak görülmektedir. Üç partiden birinin desteğiyle kurulabilir. Fakat üç muhalefet partisinin tabanı da, bu seçeneğe sıcak bakmaz, destekleyen parti bir sonraki seçimde çok büyük oy kaybına uğrar. Bu yüzden bu seçeneğin de gerçekleşme şansı yoktur.
e.CHP-MHP azınlık hükümeti: Ancak HDP desteği ile kurulabilir. CHP, ve hatta HDP bu seçeneğe çok sıcak bakar, fakat MHP bu destekle hükümet olmayı kesinlikle istemez. Çünkü tabanına izah edemez. Bu yüzden bu seçeneğin gündeme gelmesi mümkün değildir.
f. CHP-HDP azınlık hükümeti: MHP böyle bir hükümete destek olmaz, bu yüzden gerçekleşmez
g. MHP-HDP azınlık hükümeti: CHP desteğiyle kurulabilir. Bu MHP’nin sonu demektir. Bu nedenle hiç düşünülmeyecek tek seçenektir.
3. Bütün bu seçeneklerin dışında;
a. Meclisteki dört partinin üzerinde anlaşacağı bir ismin başkanlığındabir “Milli Mutabakat Hükümeti” kurması veya
b. Dört partinin üzerinde anlaşacağı Meclis dışından bir isminbaşkanlığında bir “Teknokrat Hükümeti” kurulması mümkündür.
Bu iki modelin de, AKP’yi iktidardan düşüren muhalif seçmen kitlesini tatmin etmesi mümkün değildir. Hatta bu modeller bu kitleyi oy verdiğine pişman dahi edebilir.
Görüldüğü gibi, bu dört partili Meclis tablosundan çok sayıda hükümet kurma seçeneği çıkarmak mümkündür. Şu gerçek unutulmamalıdır, ekonomisi ve demokrasisi gelişmiş birçok refah ülkesi koalisyonla yönetilmektedir. Koalisyonlar kaos ve anarşi yaratmadığı gibi, hem istikrarı sürdürür, hem de uzlaşma kültürünü geliştirerek milli birlik ve beraberliğin güçlenmesini sağlar. Bu kadar seçenek varken, hükümet kurulamazsa, bundan en çok dar boğazda olan ülke ekonomisi, dolayısıyla Türk halkı zarar görür. Hükümet kurulamadığı için ülke birkaç ay sonra seçime giderse, seçmenin intikamı büyük olur. Bu süreci kilitleyen parti veya partiler, faturayı acı bir şekilde öder.
MHP Genel Bahçeli’nin seçim gecesi sonuçları değerlendirmeden, “Hükümeti AKP-CHP-HDP kursun, MHP’de Ana Muhalefet Partisi olsun” diyerek koalisyonlara kapıları kapaması yanlış olmuştur. Bahçeli bunu 1999 seçimlerinin ertesi sabahı da yapmış, “Millet DYP ve RP’ne muhalefet görevi vermiştir” diyerek bu partilerin kendisinin Başbakanlığında kurulacak MHP-DYP-RP Hükümetine yolları tıkamış, DSP ve ANAP’la hükümet kurmayı tercih etmiştir. Bence yanlıştan dönmek bir erdemdir. Bahçeli yeniden MHP’nin de içinde bulunacağı koalisyon seçeneklerine kapısını açmalıdır. Aksi takdirde süreci kilitleyen kişi ve parti durumuna düşecektir.
Şu anda gerçekleşmeye en yakın seçenek AKP-CHP Koalisyonu olarak görülmektedir. AKP’nin dışarıda kalacağı seçenekler üzerinde durmak, sadece ülkeye zaman kaybettirir. En son düşünülecek seçenek “Erken seçim”dir. Bu seçeneğin seçmen nezdinde ki cevabı, koalisyonlara karşı ayak sürüyenlerin sonu olacaktır. Milletimiz için hayırlı ve uğurlu olsun.