Bunlar Hep Dış Güçlerin Oyunu!

96

Seçimlere çok az bir zaman kaldı ve propaganda bombardımanına nerede yakalanacağımızı kestirmek oldukça güçleşti. Sadece miting meydanlarında olmayan, kitlesel iletişim araçları sayesinde evimize, matbaa sayesinde yazılı basınlara ve siyasal İslamcılar sayesinde Kur’an-i Kerim’in içine kadar giren bu ‘kitlesel uyuşturma’ sürecinde ne ile karşılaşacak ve neleri kaybedeceğiz belli değil.

Bu duruma yabancı değiliz, lakin normal şartlarda seçim dönemlerinde yapılan bu çalışmaların seçim sonrası da devam etmesi geleneği yeni ortaya çıkmış bir durum. ‘İki seçim arasını’ da değerlendirme gayreti, ‘iki Cuma arasını’ doldurmaya kadar ilerledi.

Bu dönemde nelerle karşılaştığımızın farkında olan pek az insan var. Özellikle bir ‘Dünya Lideri’ ile karşılaşmış olduğumuz bu yıllarda, ilerleyip ‘Lider Ülke’ olma yolunda ayağımıza çelme takmak isteyen ‘Dış Güçler’ bu dönemleri hiç kaçırmıyor, halkı yanlış yönlendirmek için elinden geleni yapıyor. Burada ‘Dünya Lideri’, ‘Lider Ülke’ kavramları, gerçeği göremeyen vatandaşlar için ‘Paralel Evren’de uydurulmuş birer büyük yalandan öteye gidemiyor tabi. Allah’tan aramızda Kuran’la büyüyenler var da bu oyunlardan ucuz atlatıyoruz.

Bir çoğumuz Joseph Goebbels ismini bilmiyoruz ama o içimizde yaşıyor ve her geçen gün biraz daha bizden biri oluyor. Adolf Hitler’in Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı olan Goebbels bir propaganda üstadı. Aydınlatma için lamba yerine başka yöntemler kullanmış olması isminin duyulmamasına neden olmuş mudur bilemiyoruz.

Yalan ne kadar büyük olursa o kadar inananı olur diye düşündüğü için büyük yalanlar söyleyip, üstüne birde bu yalanların sürekli tekrar edilmesi gerektiğini savununa bir adam. Çünkü ne kadar çok tekrar edersen halk o yalana o kadar çok inanır ve hatta kendi doğrusuymuş gibi sahip çıkar. ‘Dünya Lideri’, ‘Lider Ülke’ gibi kavramların bunlarla alakası var mı yok mu takdir halkın.

Halkın her zaman ateşlenmesi gerektiğini, asla soğumasına ve düşünmesine izin verilmemesini gerektiğini de düşünüp ‘2023’, ‘dev projeler’, ‘2071’ ve daha nice hayal kurdurularak üstüne bir de ‘yeni Osmanlı’ gibi süslemelerle halkın sıcak tutulması taraftarı olan biri!

‘Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin’ diye telkinde bulunan, sürekli olarak; ‘biz biliriz’, ‘biz bu işi iyi biliyoruz’, ‘sizden öğrenecek değiliz’ gibi sözlerle ‘en büyük benim’, ‘siz konuşursunuz biz yaparız’ mesajları verilmesini de öneren biri!

Yargının devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkarı olması gerektiğini de savunuyor!

İnsanları geçmişte yaşadığı olumsuz şeylerle korkutup hizaya çekmek, olumsuz giden her şeyi bir düşman seçip, şayet bir düşman yoksa ‘üretip’ onun üzerine yıkmak gibi yapılan hareketlerde de payı oldukça büyük. Neticede bizden biri değil bizim iyiliğimizi isteyecek hali yok!

Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun diye nasihatte bulunan bu dış güçlerin adamını dinleyen liderler, kendisine söveni bile yanına alıyor, kedisi çıkacak diye televizyonu yükseğe çıkarma hassasiyeti gösterecek, açılışta kullandığı makası mübarek sayıp camekânda sergileyecek tipleri etrafına topluyor.

Kendisine vicdansız bir medya temin edilirse, yönetenlere bilinçsiz bir halk sunma vaadinde bulunan bu propaganda üstadı Türk medyasına ne derece tesir etti ölçmesi güç. Çünkü onun döneminde bu kadar havuz kurmaya yer ve zaman yoktu.

Bu oyunları görüp ona göre hareket etmek gerekiyor. İçimizde Kuran’la büyüyenler, her açılışta ‘Ya Allah Bismillah’ diyenler olmasaydı halimiz ne olurdu bir düşünün. Dış güçlerin bu oyunlarına kanmayalım.