Kırım Davasındaki Şeytanlıkları Rahman Yaz Dedi

86

 

Sevginaz Hamevioğlu

 

Kırım Özerk Cumhuriyetinde yaşayan Kırım Tatar Türklerinin durumunu incelemek üzere Dış İşleri Bakanlığı, Üniversitelerde, SSCB topraklarında yaşayan Türkler üzerine araştırmalar yapan bilim adamlarından oluşan gayrı resmi bir heyeti Kırım’a gönderdi.

Heyetin Kırıma girişi Ukrayna tarafından mı yoksa Rusya tarafından mı olsun görüşmeleri yaklaşık üç hafta sürdü. Rusya’nın etkin muhalefeti üzerine, heyetin Rusya tarafından girmesine karar verildi. Ve heyet Rusya kapısından Kırım’a girdi… Gayrı resmi Türk heyetiyle Kırım Etnik İlişkiler ve Sürgünden Dönen Vatandaşlar Komitesi Başkanı Zaur Smirnov, Kırım İşgal Yönetimi Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcılığına atanan Ruslan Balbek ve Kırım’ın Rusya Devlet Başkanlığı Temsilcisi Georgiy Muratov görüştü.

Sonrasında:

“Türkiye’deki Kırım Tatarlarının durumunu incelemek, kimliklerini,kültürlerini ve dillerini ve temel haklarının durumunu gözlemek için Türkiye’ye heyet göndereceğiz.. Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rus Dünyasını korumaya yönelik tutumu var, tüm Rusyalı ve Rus yurttaşlarını kapsıyor, şimdi Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları da buna dâhil.(!) Türkiye’deki Kırım Tatarlarının asimilasyon süreci bizleri endişelendiriyor, Türkiye’de Kırım Tatarları için bir tane bile milli okul yok.”

Açıklamasında bulundular.

Zehir zemberek açıklamaların iki muhatabı var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Kırım Sivil Toplum Örgütlerini manipüle eden az sayıdaki etkili ve yetkili mensupların

Türkiye Cumhuriyetine, Türk Dış İşlerine külhanbeyi edasıyla konulan posta esnasında sarf edilen sözlerin patenti, Kırım STK’larının şerli mensuplarına aittir. Yapılan zehir zemberek açıklamalar; Rusya’nın soğuk savaş düzeninin kaba, sert ve saldırgan üslubunun çok derinlerinde izaha muhtaç. Moskova’da uzun vadeli, ince eleyip sık dokunarak hazırlanan planının, Türkiye’de de uygulandığı görülüyor. Türkiye’de faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütlerinin söylem ve eylemlerinin çok sıkı takip edildiği, toplanan bilgilerin değerlendirilerek aktif politikalar geliştirildiği ortada.

Anlaşılan o ki Türkiye’de farklı görüşlere sahip Kırım STK’larının içlerindeki fikir ayrılıkları detaylarıyla biliniyor. Ayrıştırıcı, bölücü söylemlerde bulunan Kırım STK’larına mensup Tatar Türklerinin sözleriyle karşı atağa geçildi. Ancak yaşın yanında kuru da yandı. Ve herkes aynı kefeye konuldu. Buyurun ayıklayın şimdi pirincin taşını.

“Biz Kırım Türkü veya Kırım Tatar Türkü değil Kırım Tatarıyız. Türk gerçeğini inkar etmesek de soy değil boy bizim önceliğimizdir..Kırım Anavatanımız..Türkiye de diasporadayız…”benzeri zehirli sözlerle Tarihi, Sosyolojik ve Antropolojik gerçekliği inkar edip, Türklüğümüzü reddetme cehaletine veya öteleme gafletine düşürüldük.İçimizde ağzı laf yapan az sayıdaki etkili kaşkırların sözlerine aldanarak. Sürüden ayrılanı kurt kaparmış. Gelin ezelden ebede şerefli, büyük Türk Milleti ailesinin başköşesindeki mümtaz yerimize sahip çıkalım, Atalarımıza layık evlatlar olarak emanete ihanet etmeyelim diyenler dışlandı. Geleceğimiz gençlere bol yıldızlı otel salonlarında ayrılık tohumları ekilmeye çalışıldı. Estirilen inkâr ve ret modası rüzgârıyla bölücü kelimeleri kullanma merakı camiayı ur gibi sardı. Öyle ki Kırım Türküyüz dememek için dil bilgisi ve mantık oyunlarıyla cümlelere taklalar attırıldı.

Nihayet bıldır/güzün yediğimiz hurmalar gün geldi boğazımızı tırmaladı. Bizi bölmeye, bütünden ayırmaya gebe idraksiz söylemler, Kırım’da yaşatılan can pazarında önümüze kondu. Hem de kimliğini kaybetmiş midesiyle düşünüp, Rus ağzıyla konuşanların: “Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları da Rus Dünyasına ait.” sözleriyle. Türk dünyasının şerefli bir mensubu olma yüceliğini, gönlünüzden öteleme gaflet ve dalaletine düşerseniz; yabanın oğlu, Rus dünyasının eteğine bırakıverir insanı. Cami avlusunda bulunmuş sahipsiz çocuk misali. Hatırlatalım, Kırım Tatar Türkleri; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asli unsuru, kurucu üyesidir. Kırım Tatarları Atatürk’ün: ” Türkiye Cumhuriyeti Devletini Türk Milletine ve Türk Kültür unsurlarına dayalı olarak kurdum.” sözündeki: Türk Milletinin Kıpçak, Kuman ve Tatar boyuna mensuptur. Göktürkler, Altınordu, Selçuklu, Kırım Hanlığı, Osmanlı ve diğer Türk Devletleri hepsi biziz. Biz bir ve bütünüz.

Kırım’da doğan, Kırım’da yaşayıp Kırım Özerk Cumhuriyeti vatandaşı olan Kırım Tatar Türkleri için Kırım Anavatandır. Kırım dışında yaşayan Kırım Türklerinin yaşadığı ülkelerde diasporadır. Ancak Türkiye’de doğan, Türkiye’de yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kırım Tatar Türkleri için Türkiye Anavatandır. Diaspora değildir.. Kabul etseler de etmeseler de bu bilimsel bir gerçekliktir. Biz dedik, biz yaptık oldu. Kırım Türklüğü avucumuzun içinde diyenler başımıza neler açtılar. Akıllarını başlarına almadıkları sürece daha neler açacaklar! Görüldüğü gibi kargadan kılavuzu olanın yeri çöplükmüş.

Sevgi ve saygıyla

Sevginaz Hamevioğlu