7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde Tercih Ne Olmalı?

95

Bir ülkede ülkenin çıkarları, kuruluş amacı ve felsefesi ülkeyi yönetenlere karşı korunuyorsa; o ülkede hayati sorunlar var demektir. Böyle bir ülkenin ve devletin varoluş gerekçesinin de tehdit altında olduğu kabul edilebilir. Bu tehditleri savuşturmak, caydırıcı olabilmek, gerekli tedbirleri alabilmek, karşı atakları yapabilmek ve güvenlik güçlerini gerektiğinde kullanabilmek siyasi iktidarların işidir. Eğer iktidarlar bunun tersini yapıyor ve anayasayı sürekli çiğniyorlarsa; bunun bir sorumluluğu da vardır. Anayasayı çiğnemenin gerekçesi “Biz zaten bu anayasayı beğenmiyoruz” gibi saçmalamalar olamaz.

Milli kimliğin ve Türk Milleti gerçeğinin dışlanarak dünün aşırı solcularıyla birleşen “Türkiye halkları” iddialarının kabulü, Türkiye’de Türk’ü halklardan biri gibi görmektir. “Türkiye bir halkın değil” safsataları ve ihanet örnekleri son yıllarda dikkatle izleniyor.

Zaten yeni anayasa da ihtiyaçlara uygun olarak gerekli değişiklikleri yapmak için ileri sürülmüyor. Yeni dedikleri ulus-devletin (milli devlet) ortadan kaldırılması, devletin tahrip edilmesi ve Müslüman azınlık yaratma sevdasıdır. Devlete ortak aranıyor. Milli Mücadele ve Cumhuriyet Anadolu’da iki üç devletçik kurulsun diye yapılmadı ve kurulmadı.

Bazı yayın organlarında son yıllarda etnik ırkçılığı Türk Milletine aidiyete tercih edenlerin çoğaldığını görüyoruz. Yeni Türkiye’ye uymak üzere logosundaki ay yıldızı bile değiştiren sağ eğilimli bir gazetede yazar derdini açıklamış ve içini dökmüş. Yazara göre, Çerkezler azınlık sayılmadığı için kardeşlik olamazmış. Bu ülkede çoğunluk haklarından her alanda faydalananlar içinde o yazar gibi azınlığa acaba kim talip olurdu?

Balkanlarda Büyük Sırbistan, Arnavutluk ve Bulgaristan idealleri öne çıkarken, Türkiye’de demokratikleşme ve çözüm süreci adı altında ufalma, toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi ve ülkenin Türk Devleti olmaktan çıkarılması tartışılıyor. Böyle bir ülkede istikrarı hiç sağlayamazsınız.

Biz Türkler tarih boyu kurduğumuz devletlerde Türk olmayanları, kendilerini Türk hissetmeyenleri de koruduk, kolladık, yaşadık ve yaşattık. Eritme ihtiyacı duymadık. Hele Müslümanları. Bunu etnik yobazlar anlayamaz.

Coğrafyaya yüzyıllardır damgasını vurmuş ve değişik alanlarda hâkim kültür olmuş bir yaşama tarzını reddederek, mahalli veya yan kültürlerin bütünü zenginleştireceğinden bahsedemezsiniz. Hiçbir ciddi devlette hoşgörü ile karşılanamayacak olan etnik taassup ve ırkçılık bizde de hoşgörü ile karşılanmamalı ve iç politikada yönetenlerce desteklenmemelidir. Bir ülke zorla farklılaştırılarak, ufalanarak daha iyi bütünleştirilemez. Böyle bir ülkede huzur, istikrar olamaz. Tarih boyu dış tavsiyelerle türlü açılım ve garip çözüm tutkularımızdan sıyrılamadık. Yabancıların “reform yap” dayatmaları ile hep toprak ve güç kaybettik. Bu haince ve namussuzca süreç bugün de hilale karşı haçın mücadelesi olarak devam ediyor. 7 Haziran 2015 genel seçimleri iki tercihlidir: Ya Türkiye Cumhuriyeti ve milli devlet, Türkiye’yi Türkiye yapan milli ve manevi değerlere sahip çıkılacaktır; ya da Türk Devleti ve Cumhuriyet tasfiye edilecektir. Karar uyuşturulma ve uyutulmakla uğraşılan seçmenin uyanmasındadır. Aziz Nesin’i haklı çıkarmayalım.

 

Önceki İçerikÇanakkale Zaferinin ve “Sarı Siyah”ın 100. Yılı
Sonraki İçerikProf. Dr. Orhan Türkdoğan
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)