Böyle Gider mi?

99

Bir önceki yazımda haklı olarak, “Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe” demiştim. Gelişen olaylar ne yazık ki haklılığımızı teyit eder nitelikte.

Hedeflerimizi Avrupa standartlarına endekslemişken bırakın Avrupa’nın herhangi bir ülkesini, Türkiye’mizde gelişen olaylar, dünyanın herhangi bir yerinde zuhur etse hiçbir hükümet ayakta kalamaz.

Buna rağmen iktidar, bütün pişkinliği ile vatandaşın karşısına geçip, yaptıkları en olumsuz, en büyük hataları dahi algı yöntemleriyle böbürlene böbürlene anlatıp, haklı olduklarını ispat etmeğe çalışıyor.

Hadi bizler yalanlarına alıştık inanmıyoruz da kendi yandaşlarına bu kötülüğü nasıl yapıyorlar, şaşmamak elde değil. Ertuğrul Özkök’ün deyimiyle destekçilerini (Bidon Kafalı, Göbeğini kaşıyan adam) yerine koyduklarının, onlara hakaret ettiklerinin farkında değiller mi? On üç yıl kendilerini iktidara taşıyan insanlara bu hakaretleri yapmayı nasıl reva görürler?

İktidar yandaşları, Burhan Kuzu‘nun dört eski bakan hakkında hırsızlık ve yolsuzluktan yüce divana gönderilmesi için yapılan oylamadan sonra:

Yahu bunları nasıl yüce divana gönderirim, bunların kimisi kanka’m, kimisi akrabam, aklımı peynir ekmekle mi yedim ben

Açık açık söylediği itiraftan sonra daha ne demesini bekliyorlar? Gerçekten hâlâ bunlara inanıyorlar mı, yoksa inanmayıp ta inanıyormuş gibi’mi yapıyorlar?

Bir başkası, Mehmet Metiner:

(Siz peygamberin sözlerini, hadisleri inkâr mı ediyorsunuz, orada diyor ki , “Akrabalarınızı koruyup kollayınız”.)

Yapılan hırsızlıkları, yolsuzlukları Hz. Peygambere kadar bulaştırdılar ya aşk olsun demekten kendimizi alamıyoruz.

Süleyman Şah Türbesini dahi bir kahramanlık edasıyla anlatmaları, hangi aklın hangi mantığın eseridir Türkçede karşılığını bulmak gerçekten zor.

Günlerdir İç Güvenlik Yasasını meclis çoğunluğuna güvenerek kavga dövüş çıkarmağa çalışıyorlar, millet’e izahları da; polise taş atmak, bonzai kullanmak, Molotof kokteyli atmak, sapan kullanmak, yüzünü poşu ile kapatmak. İyi de bunların mevcut yasalarımıza göre zaten hepsi suç! Sıkıyorsa Güneydoğuda bu suçu işleyenlere engel olsanızya!

Yok dertleri başka, yarın çözüm sürecine karşı; Mili olmayan, Türk Milletini dışlayan bir anayasaya karşı ayaklanacak olan Türk Milet’ine kullanacakları bir tuzaktır meclisten geçirmek istedikleri yasa.

Ya bebek katilinin yazıp gönderdiği on maddelik anlaşılması güç mektubun Dolmabahçe Sarayında PKK temsilcileriyle birlikte deklere edilmesi, Türk Milletine karşı yapılan en büyük hakaret değil de nedir?

Yukarıda saydıklarımın hangisi demokrasi ile idare edilen bir hukuk devletin de olabilir bu mümkünmü, Türk Milleti daha ne kadar tahammül edecek bu rezalete?

1970 Li yılların Almanya Başbakanı Wily Brant’ın sekreteri Doğu Almanlara karşı casusluk faaliyetinden yakalanmıştı da Wily Birant derhal istifa etmişti. Türkiye casus kaynıyor, 12 yıl memleketi idare ettiğiniz ve bugün adını Paralel Yapı olarak adlandırdıklarınız dinlenmedik telefon bırakmamışlar, yani bunca sene sizi uyutmuşlar. Polis teşkilatını, Adliye kurumlarını hallaç pamuğuna çevirdiniz lâkin sizler büyük bir pişkinlikle hala yerinizdesiniz! Peki ama bunda sizin hiç suçunuz yokmu?

Türk Milletinin son şansı, yedi Haziran seçimleri. Millet, bu seçimde gereğini yaptı, yaptı yoksa devletin sonu hiçte iyi görünmüyor herkes aklını başına toplasın.

 

Önceki İçerikEkran
Sonraki İçerikHaram Saltanatı
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.