Mantar

150

Mantar mevsimi ile birlikte acı haberler de gelmeye başladı.

 

Ormanlık bölgelerde yetişen mantarlar, fakirin ve meraklısının sofrasında yer alıyor. Evvelki senelerde yaşanan ıstıraplı olaylar unutulmuş olmalı… Mantar zehirlenmesinden ilk kurbanın verildiği haberi, geçen hafta gazetelerde yer aldı. Aman dikkat yeni kurbanlar vermeyelim.

 

Mantar; ince veya kalınca bir gövdenin tepesinde yer alan şapkasıyla hepimizin tanıdığı ve ‘bitki‘ olduğunu zannettiği bir organizmadır. Evet! Mantar bitki değildir. Yetişme, çoğalma, büyüme şartları itibariyle bitkilerden tamamen farklıdır. Renksiz, basit ve herhangi bir bitkiye benzemeyen değişik bir yapısı vardır.

 

Mantar deyip geçmeyiniz. 60.000 çeşit mantar olduğu söyleniyor. Lezzetli ve besleyici değeri yüksek bir gıda maddesidir.

 

Mantarın, ülkemizde çokça tüketilmeyişinin sebebi, bir bölümünün insanı öldürecek kadar zehirli olmasıdır. Zehirli mantarla, zararsız mantarın ayırt edilmesindeki güçlükler de tüketimi azaltmaktadır. Her ne kadar zehirli mantarla zehirsizini ayırt edecek, halk tarafından bulunmuş ve geliştirilmiş yöntemler varsa da, bunlar ilmî olmaktan uzaktır. Neticeleri kesin ve güvenilir değildir.

 

Pek çok mantar çeşidinin pek azı zehirlidir. Buna rağmen, Hûda-i nâbit olarak, kırlık, ağaçlık ve bol rutubetli yerlerde yetişen bütün mantarlardan uzak durmakta fayda vardır. Onun yerine, suni ortamda yetiştirilen, aynı besleyici değere sahip kültür mantarları tercih edilmelidir.

 

Kültür mantarları kesinlikle zehirsizdir.

 

Kültür mantarı, mütevazı bir yatırımla yetiştirilebilir. Dikkat ve ihtimam şarttır. Konusunda uzman, bilgili ve tecrübeli bir ziraat mühendisinin nezaretinde, her türlü problemin çözümü mümkündür.

 

Bol rutubetli ve ışıksız mekânlar, kültür mantarı üretimi için mükemmel bir ortamdır. Doğrudan gelen güneş ışıkları üremeyi ve gelişmeyi yavaşlatır.

 

Mantar, tohumdan değil, ‘spor‘ olarak adlandırılan tozlardan üretilir. Spor, üzerinde koruyucu bir örtü bulunan ve protoplazma içeren, çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar minik bir hücredir. Çok hafif olduğundan en ufak bir esintide bile uçuşarak çevreye dağılır. Çevreye dağıldıktan sonra bir müddet canlılığını koruyabilen spor hücreleri, nemli bir ortama rastladığında gelişerek ipliksi bir hüre oluşturur ve nispeten katı bir kütle meydana gelir.

 

Mantarların büyümesini sağlayan iki temel etken nem ve sıcaklıktır. Ortamdaki besin kaynakları da önemli rol oynar. Mantarların büyükçe bir bölümü için toprak, ideal bir yetişme ortamı olmasına rağmen, bâzı mantarlar, temiz ve serin sularda daha iyi yetişir.

 

Bilindiği gibi belli bir yaşı aşmış kişiler; damar sertliğine yol açtığı için sığır, dana, keçi, koyun ve kuzu etini sofralarından uzak tutmaya çalışıyorlar. Böylece kendilerini proteinli gıdalardan mahrum ediyorlar. Mantar, kırmızı etten sakınanların tercih edeceği mükemmel bir gıdadır.

 

Uzakdoğu ülkelerinde mantardan çay ve kola türünden içecekler de yapılmaktadır. Bu içeceklerin; serinletici, yorgunluğu giderici ve dinlendirici özelliklere sâhip olduğu söylenmektedir. Mantarın yeni tüketim şekilleri gün geçtikçe artmaktadır.

 

100 metrekarelik rutubetli alanlarda, ek gelir temin edilebilecek miktarda mantar yetiştirilebilir.

 

Ticari maksatlı mantar yetiştiriciliğinin her safhasında özel dikkat gerekir. Zamana karşı bir yarışma söz konusudur. Çünkü mantar, taze olarak tüketilmesi gereken bir gıdadır. Hasat edilen taze mantarın en geç 7 gün içerisinde tüketilmesi gerekir. Bu süre içerisinde 40 C sıcaklıkta bekletilmelidir. Oda sıcaklığında dayanma süresi ise 24 saattir. Bu müddet dolunca kararmaya başlar. Hasattan sonraki işlemlerdeki yanlışlıklar, eksiklikler ve dikkatsizlikler sebebiyle kültür mantarları da tabiattaki zehirli mantar gibi tehlikeli olabilir, hastalıklara ve ölümlere yol açabilir.

 

Tabii ve suni mantarlar; pişirilmeden önce başındaki yapışkan deri, çekilmek suretiyle çıkartılır. Sapı, keskin bir bıçakla iyice kazınır. Sonra bol suda iyice yıkanan mantarlar, bir emici bez veya kâğıt üzerine seyrekçe yerleştirilir. Bir müddet beklenerek yıkama suyunun süzülmesi sağlanır. Daha sonra arzu edilen büyüklükte doğranıp pişirilir. Pişirme kabının, çelik veya emaye olması gerekir. Kesinlikle alüminyum tencere kullanılmamalıdır.

 

Mantar, mutlaka pişirildiği gün yenilmeli, ertesi güne bırakılmamalıdır. Lezzeti ve besleyici değeri kaybolur.

 

Yapılan incelemelerden anlaşıldığına göre zehirsiz veya kültür mantarı olmak şartıyla, mantarda insan vücuduna zararlı hiçbir madde yoktur. Özellikle fazla kilolarından kurtulmak isteyenlerin tercih edeceği bir gıda maddesidir. Kansızlığın giderilmesinde önemli katkıları vardır. Kandaki şeker oranının düşürülmesinde etkili olduğu belirlenmiştir. Ayrıca böbrek ve karaciğerinden rahatsız olanlara da tavsiye edilmektedir.

 

Usulüne uygun olarak yetiştirilmiş mantarlar, üreticisine ve ihracatçısına ciddî ölçüde para kazandırır. Tesis, kendisini altı ayda amorti eder.

 

Mantar; kuzu eti lezzetinde, proteince zengin, besleyici ve değerli bir gıda maddesidir. Kültür mantarı ise; afiyet olsun.

 

Ormandan toplanmış mantarlardan kesinlikle uzak durunuz hatta kendinize ve yakınlarınıza yasak ediniz.

 

Kültür mantarını bizzat yetiştiriyorsanız veya satın almışsanız; üzerinde kahverengi ve sarı lekeler oluşmuşsa, özellikle de kararmışsa yemeyiniz.

 

Bütün okuyucularıma sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

 

Önceki İçerikMillet Belli Bir Irktan İbaret Değildir
Sonraki İçerikBiz Aynı Bahçenin Çiçekleriyiz
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.