“Yeni Türkiye” Yoluyla Çözülme

97

Türkiye’ye makas değiştirtme ve 1923 yörüngesinden uzaklaştırarak tanınmaz hale getirme teşebbüsleri Yeni Türkiye örtüsü altında sürdürülüyor. Bu yolda önce Kürt açılımı, daha sonra demokratik açılım ve artık çöken çözüm süreci kullanılıyor. Milli devlete ve egemenliğe ortak aranıyor. Ortaklık devleti ileri demokrasi diye yutturuluyor. Devletin ve egemenliğin asla paylaşılamayacağı hâlâ anlaşılmış değil. Bu o kadar anlaşılmamış ki, çözüm süreci macerasına devam etme peşindeki fanatikleri izliyoruz.

Ülkeyi 12 sene içinde çözülme sürecine ve ortaklık devletine sürükleme peşindekiler, halktan da destek bularak seçimlerde %40 dolayında oy alabiliyor. Kuvvetler ayrılığının zedelendiği, hukuk devletinin parti devletine dönüştürülmek istendiği, temel hak ve hürriyetler üzerinde baskı, sindirme politikalarının sürdüğü eksik bir demokrasi içindeyiz. Genel seçimler ülkede olup bitenlerden, gerçeklerden habersiz kılınmış bir seçmen kitlesinin sadece türban için yaptığı referandumlara dönüşmüştür. İktidarların sandıktan gelip sandıktan gitmesi, askeri darbelerle olduğu kadar, sivil darbelerle de önlenebilir.

İleri demokrasi adı altında çözüm süreci kamuflajı ile içine sürüklendiğimiz çözülme sürecinin ve dış etkenleri vardır. Çözülme, değişmenin eksilerle dolu alanıdır. Artılar ile dolu olan kısmı bütünleşmedir. Ülkemizde milli kimliği reddederek sosyal bütünleşmenin sağlanacağını ve ancak bu yolla farklılıklara saygılı olunabileceğini zanneden gafiller vardır.

Çözülme, değişmenin toplumu işleten, sürdüren kurumların (müesseselerin) fonksiyonlarını yerine getiremez hale dönüşmesidir. Tabii ki sosyal bilimlerde tek bir tanım olamaz. Çözülmeye farklı yaklaşımlar olabilir. Devletin vatandaşına, vatandaşın da devletine bakışında olumsuzlukların ortaya çıkması, geleneksel devlet anlayışında yabancılaşma, vatandaşa müşteri gözüyle bakma çözülme belirtileridir. Artan intihar ve boşanma oranları, uyuşturucu bağımlılığı, fuhuş, cinayetler, çatışmacı davranışlar, anomi (hedefsizlik ve gayesizlik), manevi tatminsizlik, sosyal bağların zayıflaması, Türkçe yer adlarının değiştirilmesi çözülme işaretleridir. Çözülme, bir bakıma fert ve sosyal gurupların Türk Milletine mensubiyet şuurunu kaybetme eğilimidir. Yaşama tarzında olan ile olması gereken arasındaki mesafenin açılmasıdır. Devlet olmanın fonksiyonlarının (egemenlik dahil) zedelendiği bir ortamdır. Büyük çaplı yolsuzlukların yadırganamaz hale gelmesi siyasi nüfus sahiplerince hukuksuzluğun teşviki de çözülme işaretidir. Türk Milletine mensup olma duygusu yerine aşırı hemşehrilik, etnik mensubiyet ve sosyolojik açıdan cemaatçi yapılaşma çözülmenin doğurduğu boşluğu gidermede sığınılacak liman olmaktadır.

Terörle mücadele yerine müzakere ve muhabbet yolunun açılması, devlet olmadan verilen tavizler, Türk Milletini ırk veya etnik gurup olarak anlayan basiretsiz ve ufuksuz çarpık zihniyet, etnikçi politikalar çözülme sürecini hızlandırmıştır. Resmi kanaldan insanlar birbirine soğutulmuş, ötekileştirilmiş ve kamplaşmalara yönlendirilmiştir. Etnik karmaşa ve taassup, ileri demokrasi veya çözümün anahtarı olamaz. Hiçbir ülkenin ufalanarak daha iyi bütünleştirildiği görülmemiştir. Türkiye’de bu deneniyor. Dini alanda hangi İslâm sorusu maalesef gündeme gelmektedir. “Ferdin devleti ve milleti olmaz” şeklindeki çarpık zihniyet, liberal rüzgarların da etkisiyle çözülmeyi hızlandırmaktadır. Küreselleştirme süreciyle milli devletlere açılan savaş çözülmeyi tetiklemektedir. Ancak, çözülmeye karşı tepki ve direnç de artmaktadır.

Anlaşılan ne Osmanlı’da, ne de Cumhuriyet döneminde açılımlara ve bizi küçülten çözüm süreçlerine bir türlü doyamadık. Nihayet Anadolu’ya sıkışıp kaldık. Şimdi Anadolu’da da bizi çok parçalı devlet modeline sürüklemek isteyenler var. Bu herhalde stratejik derinlik değil, stratejik sefalet anlamını taşıyabilir. Stratejik sefaletin somut örneklerini bazı bakanların, iktidar milletvekillerinin, danışmanların Öcalan’a övgü dolu beyanlarında ve çözülmedeki ısrarlarında görüyoruz.

 

Önceki İçerikDurun Bakalım
Sonraki İçerikOsmanlı Adliyesinden Anılar
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)