Bu Kadro Hepmi Böyle

95

49 rehinemiz tam 101 gün sonra kurtulup geldiler. Elbette, burunları bile kanamadan gelmiş olmaları son derece sevindirici ve büyük mutluluk. Bu konuda, farklı düşünmek ve farklı davranmak hiç bir Türk için mümkün değil.

Ancak, tam 101 gün ülkenin yöneticisi olduğunu iddia edenler tarafından şantaja uğradık.

Nasıl bir şantaj?

Sakın ola Türk Konsolosluğunun nasıl basılıp, çalışanların nasıl rehine alındıklarını sormayın ve bu konuda konuşmayın, yazmayın, çizmeyin. Yoksa, hain ve insanlık düşmanı olursunuz.

Hoppala!!!

Sustuk, sustuk, bir de baktık ki, bu terör örgütü en ilginç bir dönemde rehineleri serbest bırakıverdi.

Şimdi ülkenin idarecisi olduğunu söyleyen kişiler, bu serbest bırakıvermenin ve zamanlamanın nedenlerini çarpıtmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ve hem de birbirlerine ters beyanatlar verme pahasına. Konuyu çarpıtma adına öylesine demagoji üretiyorlar ki, adeta birbirleri ile bu konuda yarışıyorlar. Onun için bu kadro hep mi böyle diye soruyorum.

Halbuki, konu çok basit, değil mi?

Soruyorum;

Bu terör örgütü, Türkiye’nin kendisini vuranlarla beraber vurmak istemediğini, çünkü, bunların ellerinde rehinelerimiz olduğu bahanesini ileri sürdüğümüzü bilmiyor mu?

Biliyor olmaması mümkün olmadığına göre, bu rehine kozunu elinde tutup Türkiye gibi bir ülkenin kendisini vurmamasına devam etmesini sağlayacağına, rehineleri verip de neden vurulmak ister, anlayan var mı?

Bu terör örgütü, Amerikalı, İngiliz ne bulursa kafa kesip, videoya çekip dünyaya servis ediyor da, bizim Türk rehinelerinin kılına dokunmadığına göre, acaba çok şükür vicdanlı bir tarafı mı varmış, yoksa öteki görüntüler mi palavra?

Bu terör örgütü, takas, makas düşünecek kadar planlı, programlı ve vicdanlı da, bugüne kadar neyi bekledi?

Bu terör örgütünün elinden bu kadar usta bir şekilde rehinelerimizi kurataracak gücümüz var dı da, 101 gün bizim yüreğimizin ağzımıza gelmesini neden bekledik?

Bakın, rahmetli ECEVİT bile, hiç olmazsa doğruyu söyleme basiretini, gerçekçiliğini ve hatta tutarlılığını gösterdi. Abdullah Öcalanı bize ABD niye verdi bilmiyorum dedi.

Bu kadro bunu bile yapmıyor. Hem de en büyük yalakalarının bazılarının cıa teslim etti söylemlerine rağmen.

Bölgemizdeki oyunların bu aşamasında, daha doğrusu şimdilik son perdede bu terör örgütünün ortaya çıkması durumu gerekmektedir. Bölgemizde, İsrail devletinin beka stratejisi için bu durum dünyaya yansıtılmaktadır. Dolmayı yutan yutacaktır, yutmayan da seyredecektir anlayışı gelmektedir. Bu anlayışı kim kullanmaktadır? Dünyanın egemen güçleri ve onların bölgedeki, bizim ülkemiz dahil işbirlikçileri.

Harita değişikliğinin en önemli ayağı, inanın ki, bizim ülkemiz ile ilgili olan ayağıdır. Çünkü, en zor ayak bu ayaktır. 10-15 seneden beri bu konu, yaniülkemizin parçalanması, en azından federatif bir yapının oluşması konusu artan bir hızla uygulanmak istenmektedir. Bir çok konuda başarılı olunmuş gibi görünmesine rağmen, gerek egemen güçlerin ve gerekse içerideki işbirlikçilerinin istediği tam sonuç bugün gelinen durum değildir.

Çünkü, istenen sonucun tarihi bile planlanmıştı. 2015 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş ilke ve felsefelerinin yıkılış tarihi idi.  Bunu  ben söylemiyorum, 1990-2000 arasındaki dünya basınını takip edenler bu gerçeği açıkça görebilirler.

Işte, adı geçen terör örgütü bölgemizdeki tiyatronun yeni bir perdesidir.Ancak bu perdede oyun daha kötü şartlarda oynanmaktadır. Çünkü, bizim için yolun sonuna gelinmiş bulunmaktadır.

Tek kurtuluşumuz, Yüce Türk Milleti’nin topyekün uyanması ve gerçekleri görmesi ile olacaktır. Türk Milleti, Millî Mücadele döneminde o zamanki üzerimizde oynanan oyunu görmüş ve önce bir avuç olan Türk aydınının arkasında kenetlenerek egemen güçleri ve onların işbirlikçilerini yenmeyi başarmıştır.

Haydi, Milletim bir daha.