Batılılar İslam Medeniyetini karalamak için yeryüzüne İslam’ın hakim olduğu 7-17.yüzyıllar arasındaki 1000 yıllık döneme Karanlık Çağ adını takmışlardır. Halbuki gerçek hiç de onların bahsettiği gibi değil. Okul kitaplarına kadar giren bu tanımlamanın yapıldığı dönem aslında bugünkü bilim ve teknolojinin temellerinin atıldığı, modern bilime de ilham kaynağı olan binlerce icat ve keşfin yapıldığı tam anlamıyla bir Altın Çağ olmuştur.
İşte bilim ve teknoloji ile dünyaya 1000 yıl altın çağ yaşatan İslam medeniyet coğrafyasını adım adım gezerek belgesel çekmiştim. Pazar günü de İstanbul İslam medeniyetinin bilim teknik ve buluşlara yaptığı hizmeti Sultanahmet meydanında ki 1001 buluş sergisinde gördüm. Medeniyetimizle bir daha gurur duydum yarın sona erecek bu sergi 19 Ağustos’da açılmıştı. Bu sergiyi kaçırmadan belgeselini çekmenin gurur ve mutluluğunu yaşıyorum. Sergide saatlerce çekim yaptım ve birbirinden muhteşem eser ve hizmetleri görüntüledim. Türk İslam coğrafyası, Horasan medeniyeti, Babür şah imparatorluğu, Selçuklu, Osmanlı ve Endülüs İslam medeniyetinde yetişen alim ve bilginlerin icatlarını birebir kopyasını zevkle seyredip saniye saniye çekerek gelecek kuşaklara bırakmaya çalıştım.
İslam medeniyetinin bilim ve teknolojiye yaptığı katkıları anlatan “1001 Buluş” sergisi, izlenime sunulmak üzere New York Hall of Science Müzesi yetkililerine teslim edildi. Sultanahmet’te açık kaldığı süre içinde 100 binlerce kişi tarafından ziyaret edilen serginin 5 Ekim tarihinden sonraki durağı, New York olacak.
Avrupa’nın “Karanlık Çağ” diye adlandırdığı dönemi yaşarken İspanya’dan Çin’e uzanan İslam medeniyetinin “Altın Çağını” yaşadığı 7-17.yüzyıl arasındaki bin yıllık tarihi süreçte bilim ve teknolojik gelişmelerin aktarıldığı “1001 Buluş” sergisinin İstanbul’daki başarısı dolayısıyla gala gecesi düzenlendi.
Gecede konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, izlenime sunulan serginin müthiş olduğunu belirterek, “Bu sergi, bazı komplekslerden sıyrılmamız adına önemli bir organizasyondur” dedi.
Bilim tarihinde az bilinen ya da bilinmeyen Müslüman ve Türk bilim adamlarının icatlarının sergilenerek, İslam kültürünün derinliğinin ortaya konulduğunu ifade eden Topbaş, sergiyle batılı toplumların Müslümanlara karşı ön yargılarını azaltmanın amaçlandığını kaydetti.
Topbaş, bugün tıp alanında halen kullanılan bazı aletlerin geçmişte Müslüman ve Türk bilim adamlarınca icat edildiğini ifade ederek, bugüne kadar bu katkıların inkar edildiğine dikkati çekti.
Müslümanların da tarihte başka milletlerin icatlarını kullandıklarını belirten Topbaş, “Müslümanlar bu icatları kullanırken kaynak göstermişlerdir. Ancak batılılar bizim icatlarımızı kendileri icat etmiş gibi davranmışlardır” diye konuştu.
Sergiyi Türkiye’ye getiren BM Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa da batılıların Müslümanların önemli icatlar yaptığını bilmediklerini, bu sergiyi gezdikten sonra onların bakış açısının büyük ölçüde değişeceği kanaatinde olduğunu söyledi.
Bilim Teknoloji ve Medeniyet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Salim Al-Hassani ise bugün burada bulunmaktan onur duyduğunu vurgulayarak, “Bu sergi eğitimsel, eğlendirici ve bilimsel bir şovdu. Modern teknoloji ve interaktif teknikleri kullanarak gençleri bilgilendirme yolunu seçtik” dedi.
Hayatının büyük bir kısmını bu sergiye adadığını bildiren Al-Hassani, Türkiye’de kültürel faaliyetlere sahip çıkılması konusunda büyük bir potansiyel gördüğünü kaydetti.
Serginin adının “1001 Gece Masalları”ndan esinlendiğini söyleyen Al-Hassani, “Avrupalıların aşina olduklarından bu isme çabuk alışacaklarını ve kültürümüzü hafızalarında tutabileceklerini düşündük” dedi.
Gecede, Prof. Dr. Karlığa ve Prof. Dr. Al-Hassani, sergiyi New York Hall of Science Müzesi Başkanı Dr. Margaret Honey’e teslim etti.
Sergiden çıktıktan sonra oldukça yorulmuştum. Serginin hemen kapısında kurulan vinçle 60 metreye kadar yükseltilen “Dinner in sky” adlı platformla Hezarfen Çelebi’nin 300 yıl önce yaptığı uçuş keyfi yaşama imkanı buldum ve özel izin alarak Sercan Atalay arkadaşımızın kamerası ve benimde elimde foto makinemle 60 metre yükseklikten Sultanahmet ve Ayasofya camiinin orta noktasından İstanbul’un sonbahar belgesel görüntülerini çekip havada sunuşlar yaparak İstanbul’u tanıtmaya çalıştık.
Bu sergiyi gezemeyenler gerçekten büyük kayıp içinde bu sergi bilim ve teknoloji tarihinin de ezberlerini bozuyor, İslam medeniyetinin bilim ve teknolojiye katkısını gözler önüne seriyordu. İyi ki bu sergiyi gezdim Gezemeyenler önümüzdeki aylarda TGRT Belgesel TV ve TV5 başta olmak üzere birçok TV’de yayınlanacak. TEKNOLOJİYE KATKISI BELGESELİNİ izleyebilirler”