(Üçüncü Bölüm)
03 Mayıs 1944 Türkçülük Dâvâsı’nda Yargılananlar:
ALPARSLAN TÜRKEŞ
Dünya Türklüğü’nün son lideri. Kuleli Askeri Lisesi’ni 1936’da, Kara Harp Okulu’nu 1938’de, Piyade Atış Okulu’nu 1939’da bitirdi. 1944’te yüzbaşı iken Irkçılık-Turancılık Davası’nın mağdurları arasında yer aldı, beraat etti. 1948’de Harp Akademisi’ni bitirerek kurmay subay oldu. ABD’ye gönderildi. Orada da Harp Akademisi’ni ve Piyade Okulu’nu bitirdi. 1955 – 1957 yıllarında Washington’da NATO Daimi Komitesi’nde görev aldı. 1959’da Almanya’da Atom ve Nükleer Okulu’nda ihtisas yaptı. Dönüşünde Kurmay Albay olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı NATO Şubesi Müdürlüğü yaptı. Bu görevde iken 27 Mayıs 1960 İhtilali’ni gerçekleştiren kadro içinde yer aldı ve Milli Birlik Komitesi (M.B.K.) üyesi oldu. İhtilalden sonra oluşturulan hükümette Başbakanlık Müsteşarlığı’na getirildi. M.B.K. üyeleri arasında çıkan görüş ayrılığı sebebiyle 13 Kasım 1960’da orgeneral rütbesiyle emekliye sevk edilerek Hindistan Büyükelçiliği’nde danışman olarak görevlendirildi. 23 Şubat 1963’te Türkiye’ye giriş yasağı kaldırıldı. 16 Ağustos 1965’te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (C.K.M.P.) Genel Başkanlığı’na seçildi. Parti Programını Dokuz Işık – Ülkücü Yol olarak adlandırılan milliyetçi-Türkçü görüş doğrultusunda yeniden düzenledi. 1969’da partinin adını; Milliyetçi Hareket Partisi (M.H.P.) olarak değiştirdi. 1965’te Adana’dan, 1969’da Ankara’dan milletvekili seçildi. 1975 – 1978 yılları arasında başbakan yardımcısı olarak hükümette görev yaptı. 12 Eylül 1980 Harek3atı’ndan sonra tevkif edilerek M.H.P. ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda yargılandı. 6 Eylül 1987’de, diğer siyasilerle birlikte, hakkındaki siyaset yapma yasağı, referandum sonucu olarak kaldırılınca, Milliyetçi Çalışma Partisi (M.Ç.P.) Genel Başkanlığı’na seçildi. 4 Ocak 1993’de partinin adı, eski şekline döndürüldü, Milliyetçi Hareket Partisi oldu.
Yayınlanmış kitapları: Dokuz Işık (1964), 1944 Milliyetçilik Olayı (1968), Türkiye’nin Meseleleri (1969), Yeni Ufuklara Doğru (1972), 27 Mayıs – 13 Kasım – 21 Mayıs ve Gerçekler (1977), Temel Görüşler (1977).
O yalnız Türkiye Türklerinin değil, bütün Türklük Aleminin Başbuğu idi. Ömrünü adadığı Türk Dünyası’nın bağımsızlığına kavuştuğunu görmek saadetini tattı. Bağımsızlığın, Türk Birliği haline dönüşmesi için gecesini gündüzüne katarak çalışmalarını sürdürdü. Dünya üzerinde yaşayan her Türk hür olmadıkça saadet tam olamazdı. Kurultaylar düzenledi. Türklüğün meselelerini dünya kamuoyuna anlattı. Çözümler bulmak, Türk Birliği’ni oluşturmak için kendini feda edercesine çalıştı.
Türklük aşkı ile dolu kalbi, o aşkla büyüdü büyüdü ve artık bu dünyaya sığmaz oldu. Türklük için yoğun koşuşturmalarla geçen bir günün gecesinde Hakk’a yürüdü. O’nun yüreğinde Dünya Türklüğü vardı. Dünya Türklerinin kalbine yerleşti. Aziz hâtırası Türkçü gönüllerde yaşıyor. Fikirleri ve ülküsü de daima yaşayacak.
Duruşmalar sırasında Piyâde Üsteğmen idi.
İlk durumlalar sonunda 9 ay 10 gün hapis cezâsına çarptırıldı.
CİHAT SAVAŞ FER
Duruşmalar sırasında Yüksek Mühendis Mektebi Dördüncü sınıf öğrencisi idi.
İlk duruşmalar sonucunda 4 sene hapis, 2 sene Uşak’ta gözetim altında tutulması ve 4 sene amme hizmetlerinden mahrumiyet cezasına çarptırıldı.
DEMİRCİOĞLU CEBBAR ŞENEL
Duruşmalar sırasında Adana Adliyesi hâkim adaylarından idi.
İlk duruşmalar sonucunda 11 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
FAZIL HİSARCIKLILAR
Duruşmalar sırasında yedek subay asteğmen idi. Bir iddiaya göre, Mahkemenin ilk safahatında şâhit olarak bulundu. Temyiz sırasında da, askerlikte işlediği bir suç sebebiyle, Türkçülük Dâvâsı’nın mağdurlarıyla olan arkadaşlığı sebebiyle beraberlik söz konusu olmuş. Zaten ismi, ilk duruşmalar sonrasında mahkûm olanlar arasında da, beraat edenler arasında da yer almıyor.
FAZLIOĞLU CEMAL OĞUZ ÖCAL
(Seydişehir, 1913 – İstanbul, 1971)
Duruşmalar sırasında Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Pedagoji Bölümü öğrencisi idi.
İlk duruşmalar sonucunda 11 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
FEHİMAN (ALTAN) TOKLUOĞLU
20 Eylül 1922 Târihinde Kayseri’nin Tavlusun köyünde dünyaya geldi. Kasap Ahmet Efendi’nin oğludur. İlkokulu Kayseri’de okuduktan sonra parasız yatılı imtihanına girdi, kazandı ve ortaokul ile liseyi bu şekilde bitirdi. O zamanki adı ile Yüksek Mühendis Mektebi olarak anılan İstanbul Teknik Üniversitesi’nden İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu.
Savcı, Fehiman Tokluoğlu için 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezâsı istemişti. Duruşmalar sebebiyle okulda bir yıl kaybı oldu. Okuldaki siciline ‘izinli’ olduğu yazıldığından ve duruşmalar sonunda beraat ettiğinden, Yüksek Mühendis diplomasını aldıktan sonra, devlet dairelerinde çalışması mümkün olabildi. Bayındırlık Bakanlığı’nda 5 yıl çalıştı. Bir burs kazanarak Amerika’ya gitti. 5 yıl kalıp lisans eğitimi gördü, staj yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra Devlet malzeme Ofisi’nde çalıştı. İnşaat Daire başkanlığı’na kadar yükseldi. 1987’de emekli oldu. Bir müddet inşaat müteahhitliği yaptı.
Duruşmalar sırasında Yüksek Mühendis Mektebi 4. sınıf öğrencisi idi. O dönemde Altan soyadını kullanıyordu. Sonradan soyadını Tokluoğlu olarak değiştirdi.
Dr. FETHİ TEVETOĞLU
(İstanbul, 31.01.1916 – Ankara, 27.12.1989)
Politikacı, diplomat ve edebiyatçı-yazar. Yazarlık ve yayıncılık hayatına, Askerî Tıbbiye öğrencisi iken 1939 yılında Kopuz Dergisi’ni çıkararak başladı. Şiirlerini Bir Bayrak Altında (1939), Türklüğe Kurban (1943) isimli kitaplarda topladı. Hamâsî Türk Şiirleri Antolojisi isimli kitabını 1997 yılında yayınladı. Büyük Türkçü Ahmet Hikmet Müftüoğlu (1951), Enis Behiç Kor yürek – Hayatı ve Eserleri (1951), Faşist Yok Komünist Var (1962), (Dört dilde yayınlanan) Dış Politika Görüşümüz (1963) diğer yayınlanmış kitaplarıdır. Adalet Partisinden Samsun Senatörü olarak parlâmentoya girdi. Bu görevi, aralıksız 12 yıl devam etti.
Duruşmalar sırasında Üsteğmen rütbesinde askerî doktor idi.
İlk duruşmalar sonucunda 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkûm edildi.
HAMZA SÂDİ ÖZBEK
Duruşmalar sırasında Aydın’da Maliye Tahsil Servisi Şefi idi. Beraat etti.
Dr. HASAN FERİT CANSEVER
(Antalya, 1891 – İstanbul, 20.06.1969)
Fikir adamı, tıp doktoru ve yazar. İstanbul Tıp Fakültesi’nden askerî doktor olarak mezun oldu. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda önemli hizmetlerde bulundu. Bsavaşı’nda Sîna Cephesi’ndeki Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Hastahânesi’nde başhekim olarak gönderildi. Hastahâne, Sîna’dan sonra Kudüs’e naklediliyor. Küdüs’ün 1919’da elden çıkmasından sonra İstanbul’a geldi. Ordudan ayrıldı ve Haydarpaşa Hastahânesi’ne başhekim oldu. Kısa bir süre sonra da Antalya’ya İl Sağlık Müdürü olarak tâyin edildi. Gerek Antalya’da gerekse daha sonra görev yaptığı Anada’da, o dönemin en önemli ve öldürücü hastalığı olan Sıtma ile savaştı, başarılı sonuçlar aldı. Sıtma Savaş Kurumu, bu çalışmalar üzerine oluşturuldu. Hasan Ferit Cansever Sağlık bakanı olan arkadaşı Adnan Adıvar ile bazı konularda anlaşamadığından devletteki görevinden istifa ederek İstanbul’a yerleşti ve serbest hekim olarak meslekî çalışmalarını sürdürdü. Türk Ocakları’nın kuruluşunda asıl ocaklılar nüvesini oluşturan Tıbbiyelilerin öncüsü idi. Kuruluştan sonra da hayatı boyunca Türk Ocakları Merkez Heyeti’nde Genel Sekreter olarak görev yaptı. Türk Ocakları’nın kapalı olduğu dönemde, Türk Yurdu’nun 12 sayısını yayınladı.
Dr. Hasan Ferit Cansever’in, tevkif edilip 1944 Türkçülük Dâvâsı sanıkları arasında yer almasının sebebi, Zeki Velidi Togan ve İsmail Hâmi Danişmet ile birlikte yayınladıkları “Türklük” isimli dergidir.
Cansever, 1944 Türkçülük Dâvâsının 24 mağdurundan biridir. Duruşmalar sırasında yüzbaşı rütbesinde askerî doktor idi. Mahkeme süresince 1,5 yıl tutuklu kaldı. Duruşmalar sonunda mahkeme, beraatına karar verdi.
HİBETULLAH İDİL
Kazakistan Türklerindendir. Rus zulmünden kaçarak Türkiye’ye gelmişti. Türkçülük aleyhtarı idarenin zulmüne mâruz kaldı. Çok iri-yarı bir insanmış. Tabutluğa sığmadığı için hücresinde işkence görmüş. Mahkeme, beraatına karar verdi.
(DEVAM EDECEK)