Araplar ve İbrani dinine inanan İsrail milletinin ataları aynıdır, her ikisi de Sami ırkından gelmedir, her ikisi de Nuh’un oğlu Sam’in sulbündendir ve bu nedenle Araplar ve İsrailoğullarına Sami kavimler denir, Türkler de Nuh’un oğlu Yafes’ten geldikleri için Türklere “Yafes’in oğulları” denildiği gibi.
Dolayısıyla ırkı aynı olanların dilleri de aynı kaynaktan beslenir, yani Sami kavimler- İsrail de dâhil- Arapça konuşur.
*
Bu iki kardeş ülke yıllardır birbiriyle vuruşurlar; orduları da birbirini çok iyi tanır ona göre taktik değiştirirler. Günlerdir devam eden çatışmalarına savaş diyemeyiz katliam diyebiliriz.
*
Günlerdir İsrail’in Filistin topraklarına yağdırdığı güçlü bombalarla binlerce çocuk kadın ihtiyar hasta.. Biçare siviller öldürülüyor.
Camiler kiliseler hastaneler başta olmak üzere Gazze şehri yerle bir ediliyor.
*
Bugün, fert, toplum ve insanlık olarak ağır bir imtihandan geçiyoruz. Hak, hukuk, ahlak, vicdan ve merhamet gibi insanı insan yapan değerler; işgalci zalimler ve destekçileri tarafından ayaklar altına alınmaktadır
*
Dış ilişkilerde Çin Devletine bağlı Soydaşımız Uygur Türklerinin Gözaltı kamplarında yaşamış kişilerden doğrudan bilgi alınması oldukça zor. Ancak BBC’ye konuşan bazı eski tutuklular ve bekçiler, kamplarda organize bir şekilde yürütülen kitlesel tecavüz, cinsel taciz ve işkence olduğunu, bunu kendilerinin yaşadığını veya gördüğünü söylüyor. Yaklaşık on bir milyonluk Uygur Devleti asimile edilmek üzere her türlü rezaletle karşı karşıyadır.
*
Bugün de Gazze’de kadın, çocuk, yaşlı demeden dünyanın gözü önünde büyük bir soykırım gerçekleştirilmektedir.
Eşi görülmemiş bu soykırımı gerçekleştiren gözü dönmüş caniler, cesaretlerini emperyal güçlerden almaktadırlar.
*
Yaşanan bu vahşet, sadece Müslümanların değil bütün insanlığın ortak sorunudur. Dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen cinayetlere seyirci kalmak hatta destek olmak, bütün insanlığın ayıbıdır. Zira kendilerini diğer insanlardan üstün tutan, yeryüzünü özel mülkleri gören zalimler, sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın geleceğine kastetmektedir. Ülkemiz, dinimiz, dilimiz, ırkımız ne olursa olsun böyle bir katliama karşı çıkmak insan olmanın gereğidir.
*
Zulüm nerede işlenirse işlensin zalime dur demek insan olarak hepimizin mesuliyetidir. Çünkü zulme rıza göstermek de zulümdür.
*
Masum canlara kıyan katillerin zulmüne karşı durmazsak ateş tüm dünyayı saracak, kimse güvende olmayacaktır. Çocukların bombalar altındaki çığlıklarını duymazsak herkesin canı yanacaktır. Unutmayalım ki herkesin, her zaman kötülüğe engel olmak için yapabileceği bir şeyler mutlaka vardır. Zulme engel, mazluma umut olmak için caydırıcı rol neyse yapılmalıdır.;
*
Kadın erkek, genç yaşlı her birimiz dünyadaki tüm zulümlerin son bulması için sorumluluklarımız vardır. Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeye giden karınca misali hakkın yanında, bâtılın karşısında yer alınmalıdır..
*
İnanıyoruz ki bu zor günler elbet sona erecektir. Zalimlerin zulmü mutlaka bitecek, mazlumların yüzü gülecek, zafer mazlumların olacaktır.