Zahmetsiz Rahmet ve Mucize Çözüm Yok

63

İktidarın
yeni denediği “düşük faiz ve yüksek kur” esaslı ekonomi modelinin
etkileri çok sancılı. Hergün sağanak yağmur gibi gelen zamlar vatandaşı
şimdiden bunaltmış durumda.

İnsanlarımızın
çoğu temel ihtiyaçlarını karşılama derdinde. Geleceklerine dair umutsuz,
eskiden rahatça yapabildiği seyahat ve harcamaları artık hiç yapamayacağı
düşüncesiyle karamsar. Gençlerimizin geleceğe dair olumlu hayalleri
kalmadı.

Buhran
denilebilecek bu karamsar tablo içinde bir umut yaratmak gerekiyordu. İktidar “olguyu
değiştiremiyorsan algıyı değiştir”
tavsiyesine uydu. “Çin Modeli ile
kalkınacağız
” mesajı vermeye başladı.

****

Çin Modeli

Çin, pazar
ekonomisine geçtiği 1978’den sonra müthiş bir ivme yakaladı. Günümüzde dünyanın
en büyük ikinci ekonomisi, en büyük sanayi ülkesi, en büyük mal ticareti ülkesi
ve en çok döviz rezervine sahip ülkesi haline geldi.

“Çin modeli” neydi ki
böyle bir başarı sağladı?

Çin’deki
değişim, dönüşüm ve gelişme birden, kolayca ve kendiliğinden olmadı. Mao’nun
1976’da ölümünden sonra Deng Şiaoping’in başlattığı reformlarla ekonomide
değişim başladı. “1979’da ABD ile Çin arasında diplomatik ilişkilerin yeniden
kurulmasıyla ülke yabancı yatırımlara açıldı. Ucuz işgücü ve düşük kira
maliyetinin sağladığı avantajlar nedeniyle yatırımcılar Çin’e para akıtmaya
başladı.”

AKP
iktidarının, 20. Senesinde ve ekonomiyi duvara toslattıktan sonra, keşfettiği
mucize çözüm işte bu cümleden ibaret. Biz de “ucuz işgücü ve düşük kira
maliyetinin sağladığı avantajlar sağlarsak, Türkiye’ye de para akmaya başlar”

diye düşünmeye başladılar.

1978’de
Çin’in ihracatı sadece 10 milyar dolardı ve dünya ticareti içinde payı yüzde 1
kadardı. Bu miktar 1985’te 25 milyar dolara, bundan 20 yıl kadar sonra ise 4,3
trilyon dolara ulaştı. Çin’in ihracatının yüzde 80’i imalat mallarından oluşuyor.
2019’da ekonomik büyüklüğü (GSYİH) 14,4 trilyon dolara ulaştı. Bu gelişme
sonucu 1 milyar civarında Çinli, uluslararası ölçütlere göre, yoksulluktan
kurtuldu.

Bütün
bu başarının altında “ucuz işgücü ve ucuz kira” olduğunu sanan AKP iktidarı
yanılıyor.

Şu
anda TL’nin hızlı değer kaybı sonrası, dolar bazında, en ucuz işgücü ve en
düşük kira ve en düşük arsa maliyetine sahip ülkelerden biri olduk.

İktidara göre dış yatırımcılar bunu görüp yatırım için koşacaklar. Türkiye
öyle çok ve nitelikli ihracat yapacak ki, cari fazla verecek…

Olmayacak.
Çünkü böyle mucize çözümler yok, zahmetsiz rahmet mümkün değil.

*************************

Çin Modelinde Temel İlkeler

Soner Yalçın
Sözcü’deki köşe yazısında, son 70 yılda “Avrupa’ya gönderilen Çinli öğrencilerin
hem Marksist öğreti ile tanışıp hem de Fransa’da kapitalist bir ülkede planlı
ekonomi pratiğini yaşamasının” Çin’deki etkisini anlattı. Paris’e gidip dönen
öğrencilerden biri Başbakan olmuş. 1963’te O’nun geliştirdiği “Dört
Modernizasyon”
adlı manifesto bu hızlı kalkınma döneminin temel ilkeleri
olmuş. Bakın bu ilkeler nelermiş?


Tarım, sanayi, ulusal savunma ile bilim ve
teknolojiyi içeren dört alanı güçlendirmek hedeftir.

-Çin’in
ekonomik gelişimi için bilim teknoloji öncelikli amaçtır.

–Siyasi
tasfiyelerle felce uğratılan nitelikli kadrolar işe döndürülmeli, liyakat
temel öncelik olmalıdır.

-Bireysel
beceri ve girişimler teşvik edilmelidir. İşgücü profesyonel olmalıdır.

-Çinli
öğrenciler Batı’ya eğitime gönderilmelidir. Vs.

Bu ilkeleri
ister sosyalist bir piyasa ekonomisinde ister tam liberal bir
ekonomide
veya başka bir modelde uygulayabilirsiniz.

Çin gibi otoriter bir rejim bile olsanız, eğer gelen yatırımcılar, geldikleri
ülkede uluslararası hukuk kapsamında kendini güvence altında hisseder
ve
devletin özellikle de ekonomi yönetiminin öngörülebilir olduğunu görür
ve test ederse yatırım yapar.

Çin bugün bilim ve teknoloji devidir. Her bilim dalında ve teknik alanda yetiştirdiği bilim
insanlarıyla
, akademik yayınlarıyla, ürettiği yüksek teknolojili
ürünlerle
dünya liderliğine oynamakta. Çin’e yatırım yapan uluslararası
firmalar nitelikli işgücü bulmakta sıkıntı çekmiyorlar.

Ayrıca
büyük nüfusu sebebiyle ölçek ekonomisinin avantajlarını kullanıyor. Yani
her yatırımı dünyaya ihracat yapmaya elverişli büyük kapasitelerle yapıldığı
için birim maliyetleri düşük oluyor.

Bütün
bunların üstüne Çin, parasını asla aşırı değerli hale getirmeden ihracatı
teşvik ediyor.

*************************

Türkiye Modeli

Çin gibi bütünlüklü bir plan çerçevesinde birkaç on yıl sürecek
istikrarlı bir program uygulayabilecek bir iktidarımız var mı?

Sadece gelecek seçime odaklanmış, devlete doldurduğu liyakatsiz kadrolarla, yandaş zengin etme
esasına göre yürüyen bir sistem Çin modeline benziyor olamaz.

Akıl
ve bilimden uzaklaşmış, eğitim kalitesi yerlerde sürünen, en büyük yatırımları
İmam Hatip ve Diyanet’e yapan, yüksek teknolojili ürün ihracat oranı her yıl
düşen bir ülke Çin modeline benzetilemez.

Ekonominin başına atanan bakan ekonomi tahsili yapmamışsa, kamu bankasının yönetim kuruluna bir güreşçi
atanıyorsa, hukuk fakültelerini veteriner dekanlar yönetiyorsa ne modeli
seçerseniz seçin kalkınamazsınız.

Merkez Bankası, TÜİK, YSK gibi bağımsız olması gereken kurumlara hep “söz dinleyen”
başkanlar
atıyorsanız… İki sene içinde 3 Ekonomi bakanı, 4 Merkez
Bankası Başkanı
değiştiriyorsanız… Kurumların içindeki çok nitelikli
uzmanları bezdirip kovuyorsanız… DPT ve Sayıştay gibi kurumları
çalıştırmıyorsanız size kimse güvenmez ve yatırım yapmaz.

Ancak
Katar ve BAE gibi sonradan görme petrol zenginlerine, ülkenin mevcut
varlıklarını yok pahasına satarak döviz bulmaya çalışırsınız.

Önceki İçerikVatandaşlaştıramadıklarımızdan mısınız?
Sonraki İçerikMooreeffoc Etkisi
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.