Uluslararası Yolsuzluk Algı İndeksi, sırf biz
kendimizi kötü hissedelim diye bize düşman Yahudi ve Masonlar tarafından icat
edilmiş, Yahudi Rockefeller’in para verdiği bir çalışmadır.
Kolinda Grabar- Kitaroviç, 2020 Ocak ayının
başında, bir basın toplantısı yaptı. O tarihte Hırvatistan’ın cumhurbaşkanydı.
Gazetecilerin hükümetteki yolsuzluklar hakkındaki sorularına cevap verdi: “Toplumun
tüm kesimlerine hâkim olan bir yolsuzluk kültürü var. Sadece siyasetle sınırlı
değil. Daha okulda başlıyor. Kopya çeken çocuklar kahraman gibi görülüyor.
Kopya için hazırlıklı gelenlere ‘çalışkan kunduz’ deniyor. Çocuklar bu yaşlarda
sistemin etrafından dolanmayı öğreniyorlar.”
Yolsuzluk denilince, haberi hazırlayan gazetenin
aklına hemen Uluslararası Yolsuzluk Algılama Endeksi gelmiş ve habere
eklemişler. Hırvatistan 180 ülke arasında 63’üncü sırada ve temizlik puanı 100
üzerinden 47.
Türkiye nerede? Biz 91’inciyiz. Aslında sıralamada
daha aşağıdayız çünkü tekrarlayan dereceler var. İki tane birinci gibi.
Temizlik puanımız 100 üzerinden 39. 2012’den beri 10 puan gerilemişiz.
Kopyaya sıfır vermenin cezası var
Bizim okullarımızda kopya var mı? Ülkede yolsuzluk
var mı? Kopya ile yolsuzluk arasında sebep- sonuç ilişkisi varsa bu bizim için
iyi bir haber mi, kötü mü? Lütfen önce kendi okul hayatınıza, çocuklarınızın
okul hayatına bakarak bu sorulara cevap vermeye çalışın. Bizde kopya çekilir
mi? Kopya çekene hangi gözle bakılır? “Ahlaksız! Atılmalı!” diye mi, yoksa “Bak
kerataya, nasıl da halletmiş işini!” diye mi? Yakalandığında ne yapılmasını
istersiniz? Sıfır almasını mı? Okuldan atılmasını mı? “Seni gidi” denip
bırakılmasını mı?
Sıfır derken dikkatli olun. Sıfırı alan öğrencinin
gelip sizi bıçaklayıp öldürmesi de kültürümüze girdi. İki yıl önce, Ankara’da
gencecik bir hoca, Ceren Damar Şenel, tam bu şekilde katledildi. Ceren Hoca’ya
rahmet olsun. O bir öğrenciye kopyadan sıfır vermişti. Ben 300 öğrencinin
uzaktan eğitimde toptan kopyasıyla, ödevde de toptan intihaliyle karşılaştım.
Ne oldu? Ben öğrencilere sıfır verdim. Okul idaresi de benim işime son verdi.
Yazık değil miydi çocuklara? Hem onlar Vakıf Üniversitesi’nin gelir kaynağıydı.
Lütfen şu (https://millidusunce.com/misak/ceren-hocanin-ardindan-sistem-boyle/)
veya şu (https://www2.karar.com/gorusler/sistem-boyle-1088929)
bağlantıya göz atın.
O makalede, bizim kopya kültürümüzle ahlakın
“tefessüh ettiği” Batı’nınkini karşılaştırmış, ve orada kopya çekenin okuldan
atıldığını, hocanın sınav sırasında sınıfı rahatlıkla terk edebildiğini, aynı
sınavı alacaklarını bilen öğrencilerin aralarında sınavdan bahsetmenin bile hoş
karşılanmadığını da anlatmıştım. İntihalci hocanın işine son verileceğini,
dolayısıyla böyle hırsızlıklara pek rastlanmadığını yazmıştım. Biz intihalciyi
rektör yapıyoruz. Dolayısıyla bir daha intihal yapmasına gerek kalmıyor. Bu da
bir yöntem.
Kopya çeken doktor sizi ameliyat edecek
Hoşgörü taraftarı olanlara, “Bakın” diyorum,
“bunlar mühendis olacak, sonra fabrika, gökdelen yapacak ve bunlar patlayacak,
yıkılacak, altında siz veya sevdikleriniz kalacak.” Yüzüme, “Bu adam sıyırmış”
edasıyla bakıyorlar. Bu noktada aklıma İzmir Atatürk Lisesi’ndeki cebir hocamız
“Kroş” geliyor. (Asıl ismini hatırlayamadım. O hep Kroş’tu. O hocalara neler
borçluyum!) Sayfalar dolusu cebir ifadesi sadeleştirmeleri yapardık. Sonuç
yanlışsa sıfır alırdık. İtiraz ederdik: Ama hocam bir işaret hatası, gerisi
doğru. Ve hoca eliyle batışı göstererek şöyle derdi: “Bir işaret hatasıyla
tasarladığınız denizaltı batar ve bir daha çıkmaz!”
“Bakın, kopya çeken doktor sizi ameliyat
edecek!” Bu defa işi biraz daha ciddiye alır gibi oluyorlar. Mevzubahis
özüyse gerisi teferruattır değil mi? Tabi tıp eğitiminin sınıfta kâğıt
doldurmaktan ibaret olmadığını faş etmiyorum. Biraz sarsılsınlar… Sonra, bu
kopyacıların diplomat, kumandan, siyasetçi, en en üstlerde yönetici
olabileceğini, vatanı, milleti ameliyat edebileceklerini söylüyorum. “Sıyırmış
bu!” bakışı geri geliyor. Yani, diplomayla memleket idaresinin ne ilişkisi
var!
Bunlar hep komplo!
Bundan sonra bu misallerime eski başkan
Grabar-Kitaroviç Hanım’ın tesbitini ekleyeceğim: “Bakın. Kopya ilerde
yolsuzluğa götürüyormuş insanı.” Kibarca gülümseyip saatlerine
bakacaklardır. Yolsuzluktan kim ölmüş? Yapmayan mı var. Ne yani?
İki düşünceyle moralimizi düzeltelim. Uluslararası
Yolsuzluk Algı İndeksi, sırf biz kendimizi kötü hissedelim diye bize düşman
Yahudi ve Masonlar tarafından icat edilmiş, Yahudi Rockefeller’in para verdiği
bir çalışmadır. (Rockefeller’in Hrıstiyan olduğunu çaktırmayın.) Adı üstünde
“Yolsuzluk Algı İndeksi”. İki: İndeksteki sözde gerileme,
ileri atılmak üzere hızlanma hazırlığımızdır. Pek yakında en yukarılara sıçrayacağız.
Tepelere, Danimarka, Yeni Zelanda ve Finlandiya’nın yanına.
Kilit nokta şu: Bu ülkeler, kopyadan yolsuzluğa bu
davranışları yaramazlık veya kabahat değil, ahlaksızlık ve hırsızlık olarak
değerlendiriyor. Ülke deyince hem kanunları hem de halkı.
Biz, Hırvatlar, daha doğrusu puan ve sıralamada
bizim civarımız, “Keratalar!”, “Canım yapmayan mı var?”, “Kopyanın,
intihalin, yolsuzluğun ahlakla ne ilgisi var?” diye bakarız. (Alıntı: Milli Düşünce Merkezi)