Yoksa Siz Terörsüz Türkiye’ye Karşı’mısınız?

11

Suç anlayışımız çarpıklaştı. Kimlik anlayışımız da.

İktidar sevmediklerine yıllarca terörist, terörle iş birlikçisi, en azından teröriste yakın diye saldırdı. Şu anda bile çok sayıda insanı bu gerekçelerle hapiste tutuyor.

Kimliğimiz de anayasamız da devletimiz de değersizleştirildi. Bu hâle gelince mesela Türk’e hakaret etmek, anayasayı ciddiye almamak; bunlar değil suç şöyle dursun, kabahat olmaktan çıktı. Anayasa değişmeden değişmiş gibi davranmak, devlet organlarını çalışmaz hâle getirmek her gün yapılan eğlencelikler muamelesi gördü.

Anayasayı neredeyse ihale kanunu kadar sık değiştirmekle kalmadık, öyle bir baskı altına aldık ki anayasa değişmeden onu ihlâl etmek öğünülerek yapılacak bir kabadayılık hâline geldi: Kırmızıda durmayız!

Sakarya’daki savaşsız Türkiye

Bu keşmekeş içinde suç kavramı da ortadan kalktı. Tek suç kaldı geriye: Terör! Terörist! Teröriste yardımcı! Teröriste yakın! Terörist sevici… Demlenenler! Hâlbuki yalnız terör değil, teröristin Türk devletini yok etme hedefi de suçtur. Hani devleti, millî egemenliği yıkmak serbesttir. Yeter ki terör kullanmasın. Yoksa bütün değerleri çiğneyebilir, çünkü bizim değerimiz yoktur.

Tek suça inmişti bütün bir devlet felsefesi: Terör. Ve şimdi terör de tatile çıkıyor. Ortada kalıverdik. Hapishanelerin kapılarını ardına kadar açıp ne kadar mahpus varsa serbest bırakmak zorundayız. Bırakmayalım mı?

Yoksa siz terörsüz Türkiye’ye karşı mısınız?

“Terörsüz Türkiye!” Acaba bu sloganı bulana kadar çok mu düşündüler? Acaba kendileri mi buldu yoksa ABD’de veya Avrupa’dan ithal mi edildi. Öyle ya. Hadi karşı çık çıkabilirsen.

Akıllarına Sakarya Savaşı sırasında gelseydi: “Savaşsız Türkiye.” “Analar ağlamasın.” Sonra saldırgan trol sloganları: “Yoksa siz savaşsız Türkiye’ye karşı mısınız?”, “Allah Allah! Ne kadar da savaş yanlısı varmış! Geçti sizin devriniz…“

Terör için örgüt kurmak

Ne olurdu o zaman? Çok kötü olmazdı canım. Atina’dan yönetilirdik o kadar. Ne yani? Irkçılık etmenin lüzumu yok. Eh İzmir’de Konak Meydanı’na Venezilos’un at üstünde heykelini dikerdik.

Kafalarda sebep-sonuç bağlantısı olmayınca böyle oluyor. Terör suç. Teröristin amacı suç değil. Teröre yeltenmeden Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türkiye’nin Anayasası’nı tebdil ve tağyire teşebbüs serbest. Bunun için parti de kurarsınız, teşkilat da. Bunun eğitimini de verirsiniz. Yeter ki “terör” olmasın. Yanlış anlaşılmasın, terör bütün bütün yasak değil, yasak olan sadece “silahlı terör”. Allah rızası için mesela Batı’ya bir bakın. Mesela Almanya’nın “Anayasayı Koruma” mevzuatına.

Rahmetli Kadir Cangızbay Hoca, “Terörist örgüt olmaz!” demişti, Gazi Üniversitesi’ndeki bir konuşmasında. Ne demek istemişti? Bir misalle açıklayayım: Şöyle bir “terörist örgüt” toplantısı düşünebilir misiniz?

Arkadaşlar, hoş geldiniz. Haydi bir örgüt kuralım.

Ne yapacak bu örgüt?

Terör yapacak. Terörist örgüt olacağız.

He vallah. Hadi kuralım.

Terörist dediğiniz bu insanların terör dışında bir amacı yok mu? Asıl amacı terör mü? O amaçtan niçin hiç bahsetmiyorsunuz? Bu sorunun biri teorik, biri pratik iki cevabı var.

Senin teröristin onun paralı askeri

Teorik cevap: Asıl amaçları bize çok ters gelmiyor. Hatta biz o asıl amaca yakın fikirler besliyoruz. Onun için amaçlarına değil metotlarına karşıyız. Bize biat etsinler, amaçlarına eyvallah deriz. Yardımcı bile oluruz.

Pratik cevap: Batılı müttefiklerimize millî egemenlik, anayasamız falan gibi dertlerimizi anlatamayız. Ama onların hazır karşı oldukları bir şey var: Terör. Onun için terörist dersek, ne için terör falan gibi karmaşık sorulara kaçmadan… Onları da yanımıza alırız.

Bu pratik cevaptan bir takım mazarrat doğar ama zarar yok. Birkaç on yıl idare ederiz. Çünkü Batılıların çoğu terör örgütü dediğimiz kişilerin amaçlarını destekliyor zaten. Mazarrat şu: Bizim her “terörist” dediğimize onlar terörist demeyebilir. Mesela, “PKK teröristtir”, diye on yıllar boyu, SSCB’ye karşı müttefikliğimizi de kullanarak anlatıp kabul ettirdik. Ne oldu? Bir kısmı, terörist falan bakmadan teröristi, destekledi. Daha beteri, kendi elcağazlarıyla Suriye’de PKK kurdurup adını azıcık değiştirdiler. Hedef aynı, maksat aynı, terör de bâki ama senin teröristin bir başkasının hürriyet ve demokrasi savaşçısı gerillasıdır. Kabul et ve otur yerine.

Nedir bu saçmalıklar? Terörsüz Türkiye’ye karşı mıyım yoksa?

Çok mu zor terörsüzlük? Lozan’a biz de karşıydık zaten. Zafer mi hezimet mi diye sorduk, hezimete karar verdik. Anayasa da askerî. Sivilini yapacağız, “Türk”ü çıkarıp bir de başkanın ilelebet başkan kalmasını garantiye alacağız vesselam.

Önceki İçerikİyi Niyetliler ve Aptallar
Sonraki İçerikTürk Gençliği Farkında mı?
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)