Yeter Artık!

111

Son 24 saat içerisinde tam ON BİR şehit haberi ile sarsıldığımı yazarken, bir haber daha geldi. İki şehit daha var.

Kahroluyoruz.

Kavruluyoruz.

İçimiz yanıyor.

Her bir Şehit haberi bizden bir parça koparıyor.

Bütün bunlara ilave olarak, bugünleri bize yaşatanların, hem de göz göre göre, bilerek yaşatanların, hâlâ bu ülkede yönetici olmaları, konuşuyor olmaları, acımızı, üzüntümüzü daha da artırıyor.

Bu kadar olmaz, olamaz.

Analar Ağlamasın uyutması, yutturması, kandırması bu ülkeyi bu hale getirdi.

Analar bugüne kadar bu kadar kısa sürede bu kadar ağlamadı.

Türk Milleti ve onun Güvenlik Güçleri tarihin hiçbir döneminde bu kadar aciz duruma düşmedi.

Türk Milleti, bu kadar ümitsiz hale hiçbir zaman gelmedi, getirilmedi.

İnanılmaz, inanılmaz, inanılmaz.

Söyleyecek hiçbir şey yok.

Ey!

Yiğitler(!), dünyaya meydan okuyanlar(!), dünyayı susturanlar(!), dünyaya meydan okuyanlara destek verenler…

Neredesiniz?

Yürüyün, ülkeyi ayağa kaldırın…

Ne zaman yapacaksınız bunları?

Neyi, kimi bekliyorsunuz?

Başkanlık işinin hallolması için mi bekliyoruz?

Tek derdimiz bu mu?

Aleyhte konuşanlar sizinle hareket etmiş olsa bile, sussunlar mı?

Vicdanlar bu kadar mı köreldi?

Beyinlere takılan çiplere emir gelmedi mi?

Yeter Artık!

Yeter Artık!

Yeter Artık!

İsyan ediyoruz.

İsyanımızı haykırıyoruz.

Heyhat!

Elimiz, kolumuz bağlandı.

Dolayısıyla, taşlar bağlandı.

Bu şartlar altında, bu duygularla başka ne yazabilirim ki!