Referandum sonuçları daha kesinleşmeden “yeni parti kurulması” haberleri ve yorumları gündeme geldi.Meral Akşener’e en yakın birkaç ismin MHP’den istifa etmesi de bu yorumları artırdı.
Bu belirsizlik ortamında, yeni parti kuracağı veya mevcut bir partinin başına geçeceği haberleri üzerine Meral Akşener “bir parti çalışması olmadığını” açıkladı.
MHP’den ihraç edilen muhaliflerin (başta Meral Akşener’in) parti kurmaması ve MHP bünyesinde mücadeleye devam etmesini savunan bazı samimi ülkücüler var.
Ancak duygularını önceleyerek bu kanaatlerini paylaşan MHP’lilerin gözden kaçırdığı bir takım temel meseleler olduğu görülüyor.
1- MHP içinde mücadele etmesi istenen adaylar Devlet Bahçeli ve ekibi tarafından (ki bunlar kısaca Balgat diye anlıyorlar) ihraç edildi.Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Sinan Ogan‘ın parti içinde fiilen mücadele edebilmesi için yapılmış fakat Balgat’ın tanımadığı kurultayın geçerli sayılması gerekiyor. Bunun için Balgat’ın açtığı davanın reddi kararı verilmesi gerekir.
2- Normal bir hukuk düzeninde üç saatte verilebilecek karar neredeyse bir senedir verilemiyor. Mahkemelerin özellikle siyasi ve siyasetçileri ilgilendiren konularda “bağımsız ve tarafsız” olduğuna kimse inanmıyorsa bir sebebi olmalı.
3- Beştepe ve Balgat işbirliği devam ettiği sürece Mahkeme ya karar veremeyecek veya kararı muktedirlerin istediği bir zamana kadar erteleyecektir. Karar verdiği zaman da Balgat lehine bir sonuç çıkması kuvvetle muhtemeldir.
4- Balgat’ın“partiyi o kadına teslim etmektense yakarım” kararlılığı devam ediyor. Yapılan il ve ilçe kongrelerinde Genel Merkezin istemediği başkan adaylarının kongre salonuna sokulmaması, gerekirse kongrenin iptal edilmesi gibi antidemokratik davranışlar pervasızca sürdürülmekte.
Mesela Korkuteli’ndeMHP ilçe kongresine Başkan adayı Berna Karakoyun ve ilçenin MHP’li Belediye Başkanı Hasan Gökçe salona alınmadı. Buna rağmen salona alınmayan aday Berna Karakoyun başkan seçildi.
Burdur’unBucak ilçesinde de aynı uygulama yapıldı. Salona alınmayan başkan adayının kazanacağı anlaşılınca kongre Genel Merkezin talimatıyla iptal edildi.Burdurmerkez ilçe kongresi de iptal edildi.
Bunlar MHP’den ihraç edilen genel başkan adaylarının MHP içinde mücadele yapmasını imkansız hatta anlamsız hale getiriyor.
Mahkeme sürecinden medet ummak senaryosu Beştepe ve Balgat’ta yazılan bir oyunu oynamaya razı olmak demektir.
*******************************
MHP’ye Alternatif Değil, AKP’ye Rakip Bir Parti
Türkiye’de 16 Nisan referandumu sonrası maalesef “parlamenter sistem” dönemi bitmiştir.Nasıl uygulanacağı ve sonuçlarının neler olacağını çoğunluğun düşünemediği veya tahmin edemediği bir “Başkanlık modeli” uygulanacak.
Cumhurbaşkanlığı seçimi en geç 2019 da olacak. 16 Nisan’da “evet” cephesinde yer alanların adayı bellidir: Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.
“Hayır” cephesinde yer alanların adayı belli olmadığı gibi, bu cephenin önemli figürleri olan MHP’nin 4 eski Genel Başkan adayının partisi bile yoktur.
Yeni “Cumhurbaşkanlığı sistemi”ne geçiş sürecinde uyum yasaları çıkartılırken bugün hayal dahi edemediğimiz köklü değişikliklerin olacağı anlaşılmaktadır.
Mesela seçim sistemindeki barajın kaldırılması veya düşürülmesi, dar bölge seçim sisteminin bir milletvekilinin bir bölgeden veya 5-7 milletvekilinin bir bölgeden seçilmesi gibi seçeneklerin uygulanması gibi değişikliklerin her biri farklı siyasi sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.
Seçilecek milletvekili sayısı eskisi kadar önemli olmayacak. Çünkü yasama yetkileri de büyük ölçüde Cumhurbaşkanında olacak.Partinin asıl fonksiyonsiyonu Cumhurbaşkanı seçtirme başarısında olacak.
Yani yeni parti MHP’ye alternatif değil, AKP’ye rakip olmak zorunda.
Bir başka ifadeyle Meral Akşener’in rakibi Devlet Bahçeli değil, Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Referandumun (şaibe iddialarının doğru olmadığı farz etsek bile) resmi sonuçlara göre yüzde 49 / 51oranı ile kabul edilmiş olması 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminin hiç kimse için çantada keklik olmadığını göstermektedir.
Ancak “hayır” cephesinin mutabık kalacağı Cumhurbaşkanı adayının bulunması çok önemli.
Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkabilecek adayın siyasi tecrübesi olan ve milliyetçi- muhafazakar ve sol kanattan oy alabilecek özellikte olması gerekiyor. Bu sebeple CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun aday olması beklenmiyor. Ekmeleddin İhsanoğlu gibi çok az kimsenin tanıdığı, siyasi tecrübesi de olmayan bir adayın da seçim kazanamayacağı artık biliniyor. Aranan vasıfları taşıyan muhtemel aday sayısı pek de fazla değil.
Meral Akşener’in liderliğindeki yeni parti 2019’da Cumhurbaşkanını seçtirecek bir başarı sergilemek üzere kurulmalı.
Bu sebeple bu hareket pergelin sabit ayağını milliyetçi ülkücü tabana basıp, diğer ayağıyla içine merkez sağ ve merkez solu da alacak geniş bir daire alanı oluşturmak zorunda.
Bütün bunların bir kadro hareketi olarak hayata geçirilmesi için çok aceleedilmemeli. Ancak 2019’a hazırlanabilmek için yeterince hızlı da olmak lazım.
Meral Akşener kararı yol arkadaşlarıyla birlikte, geniş istişarelerden sonra vermek isteyecektir. İller bazında yapacağı toplantılarla mı yoksa Türkiye çapında toplantılarla mı, yoksa her iki türlü istişare mekanizmalarımı işletecek bilemem. Ama dar bir kadronun kararının açıklanması şeklinde olmayacağını tahmin ediyorum.
Yeni parti kurulurken atılacak ilk adımlar çok önemlidir. İlk açıklanacak program, vitrin ve teşkilatların kimlerden oluşacağı hareketin geleceğinde belirleyici olur.
Bütün bu sebeplerle Ak Parti’nin “Yenilikçi Hareket” adıyla başlattığı kuruluş aşaması zannederim 6-7 ay sürmüştü.
Meral Akşener liderliğinde yeni bir siyasi oluşum olacaksa, böyle bir hazırlık sürecine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.