Yeni Öğretim Yılı

98

Bir eğitim-öğretim yılına daha ulaşmış bulunuyoruz. Bu
vesileyle yeni eğitim ve öğretim yılının geleceğimizin umudu olan
yavrularımıza, her kademeden öğrencimize, değerli öğretmenlerimize ve
velilerimize hayırlar getirmesi dileğiyle evlatlarımıza, sağlıklı, huzurlu ve
başarılı bir dönem geçirmelerini; ülkemizin, milletimizin ve bütün insanlığın
faydasına kullanacakları bilgi, beceri ve tecrübeyle donanmalarını görmek;
yaşamak, Türk Milleti adına; ülkemin parlak geleceği adına, geleceğimizin
vizyonlu ellerde olması adına Atatürkçü/ Milliyetçi Türk vatandaşını mutlu
eder; sevindirir; güvenimizi arttırır.

Biline ki;

Cumhuriyetimizin eğitim sistemi bir fırsat eşitliği
sağlıyordu. Anadolu’nun küçük bir köyünden çıkmış zeki bir çocuk kendisine
sağlanan fırsat ve imkânlarla Türkiye yönetiminde söz sahibi olabileceği makam
ve mevkilere yükselebiliyordu.

Cumhuriyetin kurup geliştirdiği sistemde eğitim sürecinde
verilen bilgiler hayatın içinde kullanılabilecek işe yarar bilgilerdi.

Uzman Eğitimcilerimizin ifadesiyle ‘’öncelikle öğretmen
okulları gitti, sonrasında köy okulları gitti, değişmedik bir şey kalmadı.
Bunun beceriksizlikten değil gayet isteyerek (taammüden) yapıldığını
düşünülüyor. . Bu kadar bilimden, sürekli değişen dijital dünyaya uyum
sağlamaktan uzak; sadece parası olanın çocuklarını okuttuğu bir eğitim
düzeniyle karşı karşıyayız”

*

Öncelikle eğitimli insanın toplumsal ve ekonomik kalkınmanın
temeli olduğu vurgulanmalı.

İyi bir eğitimle zihnin özgürleşmesi, aklın ve vicdanın
birlikte gelişmesi, yeteneklerin keşfedilmesi, var olan potansiyelin
gerçekleştirilmesi, bugünün ve yarının becerilerini kazanması, bilgiye dayalı
fikir geliştirmesi sağlanır.

Bu ölçütlere bakınca ülkemizde “İyi Bir Eğitim” vardır
diyemeyiz.

*

Eğitimde başarısızlığımızın temel sebeplerinden biri de
“eğitim sisteminin tüm kademelerinde görevlendirme ve atamalarda liyakat,
objektiflik ve hesap verebilirlik ilkeleri yok sayılmaktadır.”

Dalında uzmanlaşmış eğitimciler eğitimde de liyakat,
şeffaflık ve hesap verebilirliğin olduğu bir sistem öngörüyor. Öğretmenlerimizi
“mesleki açıdan sürekli gelişen itibarlı ve yüksek isteklendirme sahibi” hale
getirilmeli.“

*

Sahabeden olup birçok defa haksızlığa uğramış, çocukları
katledilmiş Hz. Peygamberin Amcasının oğlu ve damadı Hz. Ali; aynı zamanda peygamberin
methiyesine mazhar olmuş devrinin ilim insanıdır. Ne yazık ki çocuklarından
önce kendisi de katledilmiştir.

Rivayet edilir ki on kişi gelir Hz. Ali ‘ye sırayla
sorarlar;

İlim mi üstündür, Dünya Malı mı?

Hazreti Ali (ra) efendimiz birinciye;

“-İlim üstündür; çünkü ilim peygamberlerin mirasıdır, dünya
malı ise

Firavunların mirasıdır.”

İkinciye;

“-İlim üstündür; çünkü ilim dağıttıkça artar, dünya malı ise
dağıttıkça azalır.“

Üçüncüye;

“-İlim üstündür; çünkü ilim sizi korur, dünya malını ise siz
korumak zorundasınız.”

Dördüncüsüne;

“-İlim üstündür; çünkü ilim seninle mezara girer, dünya malı
ise seni bırakır

Kabre girmez.”

Beşincisine;

“-İlim üstündür; çünkü ilim sahibini seven çok olur, dünya
malına sahip olan ise

Kıskanılır ve düşmanı çok olur.”

Altıncısına;

“-İlim üstündür; çünkü ilim sahipleri onurla azametle
anılır, dünya malına sahip olanlar ise cimrilikle suçlanır.“

Yedincisine;

“-İlim üstündür; çünkü ilim eskimez, yıpranmaz, bozulmaz,
dünya malı ise,

Eskir, yıpranır ve bozulur.“

Sekizincisine;

“-İlim üstündür; çünkü ilim kalbi nurlandırır, yumuşatır;
dünya malı ise kalbi katılaştırır.”

Dokuzuncusuna;

“-İlim üstündür; çünkü ilim sahipleri kıyamet günü şefaat
ederken, dünya malına sahip olanlar hesap verecekler.”

Onuncusuna;

“-İlim üstündür; çünkü ilim sahipleri mütevazı alçak gönüllü
olur, dünya malına sahip olanlar ise enaniyetine düşkün gururlu olurlar.”

Cevaplarını vermiş.

*

İlim için lazım olan aklın, din için de lazım olduğuna
inananlardanım.

Okumak, öğrenmek bir ibadet haline gelmişse;

İnsanlar birbirlerinin yaşam tercihlerini sorgulamak yerine,
kendileriyle meşgul oluyorlarsa;

Şekilci anlayışın yerini, ahlak ve bilgi temelli bir
dindarlık almışsa;

İşte oradadır huzur… Oradadır başarı… Oradadır insanlık…
Oradadır İslam…

*

İlim, insanlığa her alanda rehberlik eden çok değerli bir
hazinedir. Zira insan, kendini ilimle bilir. Rabbini ilimle tanır. Allah’ın
mesajlarını ilimle anlar. Varlığın gaye ve hikmetini ilimle kavrar. Nefsini
ilimle terbiye eder. Hakkı, adaleti, ahlakı, fazileti ve doğruyu ilimle
öğrenir. Yaratıcısına karşı sorumluluklarını ve kulluk görevlerini ilimle
yerine getirir.

*

Dünyayı yaşanır kılan; insanlığı aydınlatarak önünü açmış;
rehber olmuş insan onurunu öne çıkaran; gelmiş/ geçmiş bütün münevverlere selam
olsun,