İktidarın sık sık anayasaları tutuyor. Onlar anayasada ne gibi değişiklikler yapmak istediklerini biliyor. Aslında başka bilenler de biliyor ama ezik halk bilmiyor. Üst kademelerin zihniyetine göre- çok demokratiktir onların zihniyeti- halkın böyle şeyleri bilmesine de gerek merek yoktur. Hele yeni anayasanın ortalıkta tartışılması yalnız gereksiz değil, muhataralıdır da. Halkın tartışmaması gereken şeyler vardır; tartışacağı şeyler de vardır ki bunlar berber dükkânlarına münhasırdır… Büyüklerimizin tartışacağı şeyler vardır, bunlar da özel mekânların duvarları arasında kalmak zorundadır. Hikmeti hükûmet, derin devlet bunu gerektirir.
Gel gör ki bu berber dükkânı ahalisinin kanaatleri ve oyları olmadan anayasa değiştirilemiyor. Belki ilk değişiklikte bu gerekliliğin etrafından dolaşmanın bir yolunu da yeni ve sivil anayasamıza koyarız.
Siz darbe anayasası mı istiyorsunuz?
Şimdi açmaz şu: Büyüklerimizin anayasa değişiklik ihtiyacı, her seferinde çok şiddetle tezahür ediyor. Mesela geçen iki seferde de öyle olmuştu. Fakat değişiklik gerekçesini seçmene açıklamaktan çekiniyorlar. “Anayasayı değiştirelim, öyle bir anayasa olsun ki ben her şeye kadir olayım ve kimse bana soru soramasın.” Hayır! Hiç böyle söylenir mi? Onun yerine mesela “Anayasayı değiştirelim, darbecileri yargılayabilelim.” deriz. Tabii asıl istediklerimizi de teklife koyarız ama onlardan pek bahsetmeyiz, hatta hiç bahsetmeyiz. Öyle bir hava estiririz ki ahali anayasayı sırf darbecileri yargılamak için değiştirmek istediğimizi zanneder. Sonra sorarız, “Siz darbecilerin yargılanmasını istemiyor musunuz?”.
Bu hâller gelip gelip gidiyor. Periyodik olarak tekrarlanıyor. Bakınız 14 yıl önce, ta 22 Ağustos 2011’de “Yeni Anayasa İsteyen Parmak Kaldırsın” başlıklı bir yazı yazmışım. Şimdi baktım, 2022 yılında bir karar yazımda da aynı ankettenkarar yazımda da aynı anketten bahsetmişim. Ne yapayım, yeni anayasa iştiyakı hiç bitmiyor ki. Yanlış anlaşılmasın, seçmende değil, iktidarda hiç bitmiyor. O seçime giderken de yeni anayasa AKP’nin seçim vaatleri arasında önemli bir yer tutuyordu. “Halkımız artık darbe anayasasından kurtulmalı.”, “Toplum kesimlerinde yeni anayasa ihtiyacı kuvvetle dillendiriliyor.”, “Halkımıza sivil bir anayasa vaadimiz/ borcumuz var.” Bu arada başka vaatler de yapıldı. Sonra seçim oldu. Seçimden sonra AKP kendi seçmeni arasında bir anket yaptı ve şu soruyu sordu: Ak Parti’nin seçim vaatleri arasında hangisi sizi en çok etkiledi. Bu vaatlerden hangisi bize oy vermenizi sağladı?
Oylanan 10 vaat vardı. “Kısa ve öz, demokratik ve çoğulcu yeni anayasa yapılacak.” En az oy alan vaatti. 45 puanla onuncu ve sonuncu gelmişti. Bir numarada “Milli Tank üretimi başlıyor. İlk Türk muharebe tankı ‘Altay’ için hazırlıklar son aşamaya geldi (232 puan)”, “Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz. (208 puan)”, vs. vardı. Son baktığımda Ak Parti sitesinde bu anketi bulamadım. Kaldırılmış.
Oturup susun demokratik demokratik
Yerine getirilmeyen, hatta yerine getirmenin yanına bile yaklaşılmayan vaatlerden bahsetmek değil maksadım. Bunlara alışmamamız lazımdı ama alıştık. Aldatılmak hoşumuza gidiyor biraz galiba. “Oh ne güzel yine aldatıldık!” mı diyoruz ne. Bu sefer vurgulamak istediğim başka bir şey. Bu başka bir şey, her anayasa serenadında, her anayasa methiyesinde olmuş. Anayasanın neresinin nasıl değiştirileceği katiyen açıklanmıyor. Açıklanan gerekçeler gayet yuvarlak ve sık sık anlamsız laflar: Darbe anayasasına son! Zahir darbe anayasası olduğundan uymuyorlardı bugüne kadar. Vesayet gölgesi olmayan bir anayasa. Sivil anayasa. Demokratik anayasa… Daha ne kadar klişe, ne kadar “buzz word” denilen pırıltılı, cazip fakat anlamsız kelime varsa art arda sıralanıyor.
Peki ne? Ne demek ne? Madde falan mı istiyorsunuz? Ne yapacaksınız maddeleri! Maddeler teferruat.
Herkesin, DEM’in ve PKK’nın bile “benim” diyeceği bir anayasa. Vesayetten, 1924’ten ve Lozan’dan kurtulacağız.
Peki, neden açıklamıyoruz? Çünkü DEM’in “benim” diyeceği anayasayı açıklarsak kıyamet kopar. Bir daha oy moy alamayız… Devlet meseleleridir bunlar. Halk anlamaz.
Her şey açık açık konuşulmaz. Ne yani anayasayı da mı halk arasında tartışacağız. Demokratik dedik ya! Susun, demokratik demokratik oturun!