Yeni Anayasa Gizli

26

İktidarın sık sık anayasaları tutuyor. Onlar anayasada ne gibi değişiklikler yapmak istediklerini biliyor. Aslında başka bilenler de biliyor ama ezik halk bilmiyor. Üst kademelerin zihniyetine göre- çok demokratiktir onların zihniyeti- halkın böyle şeyleri bilmesine de gerek merek yoktur. Hele yeni anayasanın ortalıkta tartışılması yalnız gereksiz değil, muhataralıdır da. Halkın tartışmaması gereken şeyler vardır; tartışacağı şeyler de vardır ki bunlar berber dükkânlarına münhasırdır… Büyüklerimizin tartışacağı şeyler vardır, bunlar da özel mekânların duvarları arasında kalmak zorundadır. Hikmeti hükûmet, derin devlet bunu gerektirir.

Gel gör ki bu berber dükkânı ahalisinin kanaatleri ve oyları olmadan anayasa değiştirilemiyor. Belki ilk değişiklikte bu gerekliliğin etrafından dolaşmanın bir yolunu da yeni ve sivil anayasamıza koyarız.

Siz darbe anayasası mı istiyorsunuz?

Şimdi açmaz şu: Büyüklerimizin anayasa değişiklik ihtiyacı, her seferinde çok şiddetle tezahür ediyor. Mesela geçen iki seferde de öyle olmuştu. Fakat değişiklik gerekçesini seçmene açıklamaktan çekiniyorlar. “Anayasayı değiştirelim, öyle bir anayasa olsun ki ben her şeye kadir olayım ve kimse bana soru soramasın.” Hayır! Hiç böyle söylenir mi? Onun yerine mesela “Anayasayı değiştirelim, darbecileri yargılayabilelim.” deriz. Tabii asıl istediklerimizi de teklife koyarız ama onlardan pek bahsetmeyiz, hatta hiç bahsetmeyiz. Öyle bir hava estiririz ki ahali anayasayı sırf darbecileri yargılamak için değiştirmek istediğimizi zanneder. Sonra sorarız, “Siz darbecilerin yargılanmasını istemiyor musunuz?”.

Bu hâller gelip gelip gidiyor. Periyodik olarak tekrarlanıyor. Bakınız 14 yıl önce, ta 22 Ağustos 2011’de “Yeni Anayasa İsteyen Parmak Kaldırsın” başlıklı bir yazı yazmışım.  Şimdi baktım, 2022 yılında bir karar yazımda da aynı ankettenkarar yazımda da aynı anketten bahsetmişim. Ne yapayım, yeni anayasa iştiyakı hiç bitmiyor ki. Yanlış anlaşılmasın, seçmende değil, iktidarda hiç bitmiyor. O seçime giderken de yeni anayasa AKP’nin seçim vaatleri arasında önemli bir yer tutuyordu. “Halkımız artık darbe anayasasından kurtulmalı.”, “Toplum kesimlerinde yeni anayasa ihtiyacı kuvvetle dillendiriliyor.”, “Halkımıza sivil bir anayasa vaadimiz/ borcumuz var.”  Bu arada başka vaatler de yapıldı. Sonra seçim oldu. Seçimden sonra AKP kendi seçmeni arasında bir anket yaptı ve şu soruyu sordu: Ak Parti’nin seçim vaatleri arasında hangisi sizi en çok etkiledi. Bu vaatlerden hangisi bize oy vermenizi sağladı?

Oylanan 10 vaat vardı. “Kısa ve öz, demokratik ve çoğulcu yeni anayasa yapılacak.” En az oy alan vaatti.  45 puanla onuncu ve sonuncu gelmişti. Bir numarada “Milli Tank üretimi başlıyor. İlk Türk muharebe tankı ‘Altay’ için hazırlıklar son aşamaya geldi (232 puan)”, “Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz. (208 puan)”, vs. vardı. Son baktığımda Ak Parti sitesinde bu anketi bulamadım. Kaldırılmış.

Oturup susun demokratik demokratik

Yerine getirilmeyen, hatta yerine getirmenin yanına bile yaklaşılmayan vaatlerden bahsetmek değil maksadım. Bunlara alışmamamız lazımdı ama alıştık. Aldatılmak hoşumuza gidiyor biraz galiba. “Oh ne güzel yine aldatıldık!” mı diyoruz ne. Bu sefer vurgulamak istediğim başka bir şey. Bu başka bir şey, her anayasa serenadında, her anayasa methiyesinde olmuş. Anayasanın neresinin nasıl değiştirileceği katiyen açıklanmıyor. Açıklanan gerekçeler gayet yuvarlak ve sık sık anlamsız laflar: Darbe anayasasına son! Zahir darbe anayasası olduğundan uymuyorlardı bugüne kadar. Vesayet gölgesi olmayan bir anayasa. Sivil anayasa. Demokratik anayasa… Daha ne kadar klişe, ne kadar “buzz word” denilen pırıltılı, cazip fakat anlamsız kelime varsa art arda sıralanıyor.

Peki ne? Ne demek ne? Madde falan mı istiyorsunuz? Ne yapacaksınız maddeleri! Maddeler teferruat.

Herkesin, DEM’in ve PKK’nın bile “benim” diyeceği bir anayasa. Vesayetten, 1924’ten ve Lozan’dan kurtulacağız.

Peki, neden açıklamıyoruz? Çünkü DEM’in “benim” diyeceği anayasayı açıklarsak kıyamet kopar. Bir daha oy moy alamayız… Devlet meseleleridir bunlar. Halk anlamaz.

Her şey açık açık konuşulmaz. Ne yani anayasayı da mı halk arasında tartışacağız. Demokratik dedik ya! Susun, demokratik demokratik oturun!

Önceki İçerikEy Türkler!
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)