Helikopterle seçim gezisi, onun yaptığı ikinci hatadır (Birinci hatası ile ilgili olaylardan inşallah daha sonraki yazılarda bahsederiz). Öncelikle olayın kaza olduğuna inanmıyorum. Bu ne menem olaydır, bu ne karanlık bir kazadır?
Öncelikle olayın kaza olduğuna inanmıyorum. Bu ne menem olaydır, bu ne karanlık bir kazadır?
Daha olayın üzerinden birkaç saat geçmeden kaza yerine ulaşıldığının, “Yazıcıoğlu Göksun Hastanesine getirildi, Kayseri’ye sevk ediliyor, Ankara’ya sevk ediliyor” haberlerinin yayınlanmasını, sadece ayağının kırık olduğunun söylenmesini; arama-tarama çalışmalarının yavaşlatılması veya geciktirilmesinin sağlanması için yapıldığı konusunda şüphelerim var.
Kahredici bekleyiş ve özlenen tablo iç içe;
İnanılmaz bir bilgi kirliliği ve teknoloji kullanımındaki acizlik milletimizi kahrettiği gibi, Türkiye’yi de dünyaya rezil etmiştir…
Helikopter faciasından önce de 17 defa ölümcül kazaya(!) maruz kalmış olması, helikopter faciasının pek de masum olmadığını göstermektedir!
Umarım en kısa zamanda olay aydınlanır.
Özlenen tablo dedik; PKK yandaşı parti dışındaki tüm parti ve sayın liderlerinin olaylara karşı sergiledikleri hassasiyet özlenen bir tablodur.
Muhsin YAZICIOĞLU sevgisi, bir anda Türkiye’de farklı düşüncedeki siyasetçilerin yüreklerini yumuşatmış ve siyasi barışa vesile olmuştur.
* BBP lideri Sayın Yazıcıoğlu ile defalarca aynı sofrayı paylaştık, defalarca aynı masa etrafında kaynaştık, sohbetlere daldık, konvoylarda koşuşturduk.
Bir elde Ay-Yıldızı, diğer elde Ay-Gül’ü salladık…
BBP Kocaeli İl Başkan vekili olduğum dönemlerde genellikle basın bültenlerini âcizane ben hazırlardım.
Yönetimden ayrıldıktan sonra da zaman zaman parti adına hazırladığım basın bültenleri, muhtelif yerel gazetelerimizde yayınlanırdı.
Irak’ın Kuzeyinde 11 Askerimizin başlarına çuval geçirilmesinin ardından bir yazı hazırlamıştım. Ancak yazı ne hikmetse yayınlanmamıştı. Ya da benim gözümden kaçmıştı.
O yazıdan kısa bir süre sonra da Sayın Genel Başkanımız İzmit’e gelmişti.
Genç Kocaelililer Derneğindeki sohbet sırasında o günkü İl Başkanımız Sayın Sedat AYHAN, yazmış olduğum yazıdan bahsettiğinde, özellikle yazının başlığını çok beğenmesi beni oldukça gururlandırmıştı.
Yazının başlığı ise şu idi; Destanlara sığmayan Türk Askeri birkaç çuvala sığdırıldı.
* Yazıcıoğlu’nun kişiliği hakkında çok şey söylemeye gerek olduğunu sanmıyorum, çünkü Türk milleti o’nu çok iyi tanıyor ve tanıdıkları ölçüde de çok seviyorlar.
Bilindiği üzere Cenab-ı Hak sevdiği kulunu tüm insanlara sevdirirmiş. Yazıcıoğlu’nu oy verenler de vermeyenler de bu yüzden çok seviyorlar.
O yüzden genel başkanlığını yaptığı Büyük Birlik Partisi, Türkiye’nin gönüllerdeki en büyük partisidir.
Yani diğer partilerin taraftarlarının ikinci partisi sıralamasında BBP birinci partidir. Hatta bunların birçoğunun birinci partisi BBP.
Ancak barajı aşamaz endişesiyle BBP yerine ikinci partilerine oy vermemektedirler.
Büyük bir üzüntü ve endişeyi aynı anda yaşadığım bir zaman diliminde yazdığım yukarıdaki yazıyı yayınlanmak üzere bir türlü göndermek istemedim.
Ta ki olaydan yaklaşık 71 saat sonra BBP Genel Merkezinden saat 14:14’te hak baki olduğu haberi yayınlanana kadar.
Mantık ölümü kabul etmişti ama gönül hala bir mucize peşindeydi.
Biz biliyoruz ki, tabiat şartları neticesi hayatını kaybeden müminler şehit olurlar.
Geçmişinde (bir kişi hariç, bu konudan inşallah daha sonraki yazılarda bahsederiz) hiç kimseyi kırmayan, herkesin gönlünde taht kuran bir mümine de Cenab-ı Hak elbette şehitlik mertebesini nasip edecekti, öyle de oldu.
Resulullah efendimiz (sav) in “hoş geldin komşu” dediğini duyar gibiyiz.
Sen hep “Allah Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini bozmasın” derdin ya,
Ben de en kalbi duygularımla ÂMİN diyorum.
Ben, sensizliğin boşluğundayım,
Başıboş, çaresiz, bir yerlere düşüyorum.
Sen Resulullah’ın şefkatli ahuşunda,
Ben sıcacık odamda üşüyorum.
Sen soğuk beton üzerinde üşüyordun,
Biz sıcacık odamızda üşüyoruz be koca Reis.
Bir idealin hariç, kafana koyduğun her hayalini gerçekleştirmiştin.
Gerçekleştiremediğin en büyük hayalin olan Büyük Birliği ise, sen görmedin ama öldüğün gün gerçekleştirdin, ne mutlu sana, ne mutlu Türk milletine.
Tüm İslam Âleminin, Tüm Türk Dünyasının ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun.