Tarih bir para atışıdır; ‘yazı’ya
ve ‘tura’ya ne anlam yükleneceğine parayı
cebinden çıkaran karar verir. ‘Dik’
diyen oyunbozan muamelesi görür.
İlk
Savaşın enkazından can havliyle yeni bir Devlet
çıkaran kadrodan artakalanlar İkinci
Savaşta Birinci Savaşın sismik sendromunu yaşadılar. Savaşa girmediler ama Savaş bütünüyle bize girdi.
Akabinde
yazı attık, Amerika geldi ve Amerikancı
olduk; tura gelseydi Sovyetçi olacaktık. Kurbağalar
mı, karıncalar mı; su seviyesine
bakarak karar verildi.
Mâli
namusu tartışılmaz, muhafazakâr Cumhuriyetçi İsmet İnönü dik diyen bir adam değildi ama dik diyen, dik giden ve
yeni sistem meydana getiren Birinin
sağ kolu görünümünde olduğu için ona pek Amerikancılık yaptırmak istemediler. O
zamanki Devlet aklı İktidarın
içinden Sam Amca’ya en
sevimli/sempatik gelecek ağa/âyan tiplileri ABD’den çalıntı bir parti adıyla alelacele iktidara
hazırladılar; bir 10 yıl da
ekmeğini yediler.
Sonra
ne oldu: Sofrayı kuran kaldırdı.
Yeniçerilerin kazan devirme
alışkanlığı bizde siyasî iradeyi devirme
teamülüne dönüştü. Neticede NATO’ya
girmiştik, NATO da bize girmişti. Son sahne: 15 Temmuz.
Hazine ve Maliye Bakanımızın istifasını hakemin yeni başlama vuruşu için yazı-tura
hazırlığına yormuştuk. Danılt Tıramp’ın
damadı Cerıt Kuşner’in kankası
sayılan Berat Albayrak’ın Co Baydın’a adaptasyonu sırıtacağından Delavere’den bir ortak nokta
kurulabilen Lütfi Elvan getirildi. Devlet aklı 70 sene sonra gene aynı.
Hatta
Sıcak Denizler’de (Doğu Akdeniz ve
Levant) Rusya’yı denkleme katan Üst Aklı boşa çıkarmayan Devlet aklımız
Ergenekon Kumpasından 15 Temmuz demirlerini eriterek çıkan ekipten Avrasyacı olanları ‘fahrî danışman’ kılarak Çin’e yanaştılar.
Korona Kurgusu hem halklara format hem ABD/AB ekonomik üstünlüğünün Çin’e devri
projeksiyonuydu. Amerikan Şirketokrasisi,
Biden’le birlikte Çin’le kanka
olmaya geliyor. Trump kalsaydı Birilerinin
egemenliğin devrine ayak diremeleri III’ncü
bir Büyük Savaşa sebebiyet verebilirdi. Bizimkilerin
çıkışı zaten Biden’di, Trump koronal açıdan yanlış tercihti.
Dahası Azerbaycan’ımızdan kimilerinin Turan Yolu dedikleri Tek Kuşak – Tek Yol (Made in China)
geçecek. İran partner; öyleyse Biden
de Obama gibi anlaşma yoluna gidecek.[1]
Dağlık Karabağ ‘Sorun’ olmaktan
çıkacak, Rusya garantörlük hizmeti
sunacak. Çin Kuşak-Yol’unun üst
güvenliği ise Blackwater gibi Özel
Askerî Şirketlerce sağlanacak.
Rusya ABD’ye Çin’den
daha yakın(dı). Hem ticarete yol verecek
hem bölgeyi
(Türkiye-İran-Azerbaycan-Ermenistan) kontrol
edecek. Trump’un antiÇin
politikaları bundan gayri antiRus Biden
politikalarına dönüşebilir. Rus
Ekonomisi de bizim gibi kan kaybediyor; GSYİH 1.700’den 1.460’a (milyar
dolar) geriledi.
Herkesin herkese
muhtaç olduğu bir oyun bu. Rusya; ne Azerbaycan’dan ne Ermenistan’dan
ve ne Türkiye’den ne İran’dan vazgeçer. Suriye’den Libya’ya dek resetlenecek coğrafyalardan avına düşen payını alma hesabında fakat Petrolün 40 dolar seviyesinde seyrettiği bir süreçte askerî harcamalar gitgide “Sepetumun ipleri keseyi omuzumi”
noktasına sürüklüyor.
Bizse “Ne
vereyim abime?” havalarında günü kurtarmanın derdindeyiz. Kanal İstanbul’u bile güncelleyerek Marmara çıkışındaki Kumport Limanı’nın %
65’ini Çin’e devretmişiz. Karadeniz çıkışındaki İstanbul Havalimanı’nda Belediye ile İktidar arasındaki Çincilik yarışı ise sürüyor.
Ne fenayız;
elimizle Amerika gösterirken Çin’i
işaretliyor, ağzımızla Avrupa derken
Rusya’yı kastedebiliyoruz. Hakikaten şu yazı-tura oyununu adamakıllı
içselleştirmişiz. Dik gelmediği sürece sıkıntı
yok anlaşılan.
[1] Bu arada İran ekonomik
olarak Türkiye’yi yakalamak üzere: İMF, 2020 yılı sonu tahminlerinde 19.sırada
gösterdiği Türkiye’ye 650 milyar dolar ve 21.sırada gösterdiği İran’aysa 610
milyar dolar GSYİH rakamı öngörmektedir.