Yaşasın Cumhuriyet

7

     Cumhuriyet: Adâlet, meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvet

     (Kuvveti tek elde bulundurmaktan) ibarettir.

     Kuvvet ise kanunda olmalı. Yoksa istibdat / baskı; tevzî / dağıtılmış olur.

     “İnnellahe lekaviyyün azîzün.” / “Muhakkak ki Allah, elbette Kavî (çok kuvvetli olan)dır,

     Azîz (kudreti daima üstün gelen)dir.” (Hac: 40)

     Âyeti hâkim ve vicdanen âmir / emredici olmalı.

     O da tam bir biliş ve umum medeniyet yahut İslâm dîni adına olmalı.

     Yoksa istibdat / baskı daima hükmünü sürdürür.

     Çünkü ittifak / bağlaşmak hüdâda / doğru yoldadır, hevâda ve heveste değil.

     Zira insanlar hür oldular, ama yine abdullah / Allah’ın kuludurlar.

     Başkasının kusuru; insanın kusuruna senet ve özür olamaz.

     Yeis / ümitsizlik her yükselişin engelidir. Havale etmek, her zilletin kaynağıdır.

     “Neme lâzım, başkası düşünsün” istibdadın yadigârıdır.

     Evet Cumhuriyet ve Demokrasi;

     Anayasa denilen adalet, meşveret ve kanunda kuvvetin toplanmasıdır.

     Fakat mânasız isim ve resim değil,

     Belki gerçek adâleti ve din hürriyetini benimsemiş bir rejimdir.

     Vicdan hürriyetini düstur ve prensip edinerek, ne dinsizlere ne de dindarlara ilişir.

     Cumhuriyet, hürriyetin en geniş şeklidir.

     Nitekim, hakikî, kat’î ve reddedilmez ilmî kanaati

     Ve doğru sözleri -asayişe dokunmamak şartiyle- cumhuriyetin hürriyeti;

     O ilmî hürriyeti, istibdat altına alamaz, onu bir suç sayamaz.

     Cumhuriyet, sırf adaleti gözetir. Vehim ve şüphe sahiplerini şaşkınlık çukurundan kurtarır.

     Cumhuriyet, istikbal / gelecek ve ahiretimizi külfetlerden âzâd eder.

     Cumhuriyet, umumun menfaat ve yararını içeren hukukullahı, izinsiz tasarruftan halâs eder.

     Cumhuriyet, millî hayatımızı muhafaza eder, korur.

     Cumhuriyet, umûmun ittihadını tesis eder, kurar.

     O ittihadın ruhu olan kamu oyunu tevlid eder / ortaya koyar.

     Cumhuriyet, medeniyetin çürük olan fenalık ve kötülüklerini;

     Müsbet medeniyet ve hudûdumuza girmekten men’ eder / yasaklar.

     Cumhuriyet, bizi Avrupa dilenciliğinden kurtarır.

     Geri kaldığımız uzun gelişme mesafemizi, kısa zamanda kat’ ettirir.

     Cumhuriyet, Anayasa’nın ruhunu yaşatır.

     Avrupa’nın yanlış zanlarını ve medeniyetin yıkıcısı olan anarşiliğe yol açan dinsizliğe set çeker. 

     Fikirlerdeki zıtlık ve uyuşmazlık karanlıklarını giderir.

     Görüşlerin dağınıklığını, görüş ayrılıklarını; aydınlığı sayesinde açıklığa kavuşturur.

     Cumhuriyet, âlim ve vaizlere ittihadı sağlamakta yol gösterici olur.

     Milletin saadetini temin edecek zemini hazırlar.

     Hükümetlere, icraatlarını meşruiyet dairesinde yürütme imkânı verir.

     Cumhuriyet, ülkede yaşayan herkesi;

     Müslüman olsun olmasın, birbirleriyle kenetlendirerek,

     Tam bir âhenk içinde, samimî bir uzlaşı içinde yaşatır.

     Cumhuriyet, en korkak, cesaretsiz ve bilgisiz / câhil adamı;

     En cesur, en has adam gibi; gerçek ilerleme hissi ve fedakârlık ve vatan sevgisi ile

     Mütehassis eder. Onları aynı his ve duygulara sahip kılar. 

     İşte bunlar gibi, daha nice maddî-mânevî hedefleri gerçekleştirdiği

     Ve gerçekleştireceği için, diyoruz ki:

     YAŞASIN CUMHURİYET!

Önceki İçerikBugün Mondros Mütarekesi İmzalandı… Yani Osmanlı’nın Bittiği İlan Edildi!
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.