Başkanlığını yapmakta olduğum Kocaeli Aydınlar Ocağı olarak Dışişleri E. Bakanı ve E. Büyükelçi Yaşar Yakış‘ı davet ettik. Konu günceldi, “Ortadoğu’daki Gelişmeler, Suriye Politikamız ve Rusya Krizi” üzerine konuştu.
Konferanstan 2 gün önce partinin resmi açıklamasına göre, “AK Parti kurucu üyesi Yaşar Yakış, devlet içine nüfuz etmiş, ulusal güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapının yayın organlarından yaptığı açıklamalar” sebebiyle, partiden kesin ihracı için Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edildi.“
Bu yeni durum konferansı daha ilginç hale getirmişti.
Konferans öncesi yaşanan bu gelişme katılımı iki türlü etkiledi. Özellikle resmi görevlerde bulunan dostlarımızdan bir kısmı Yaşar Yakış konferansına katılmaktan vaz geçti. “Damgalanmak” korkusunu haklı bulduğumuz bu dostlarımızı anlayışla karşıladık.
“Her gün TV’lerde AKP adına çok sayıda kişi dinliyoruz. Yine aynı şeyleri dinleyemem. Bu yüzden gelmeyeceğim” diyen bir kısım arkadaşımız ise disipline sevk haberinden sonra geldi.
Sonuçta katılımcı sayısı ve kalitesinin yüksek olduğu başarılı bir organizasyon gerçekleştirebildik.
E. Bakan Yaşar Yakış hem konferansına başlarken ve hem de sonrasında “Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın güçlü ve prestijli bir kuruluşolduğunu” vurguladı. “Böyle bir Ocakta hitap etmekten büyük gurur duyduğunu” ifade etti.
“Toplumdaki çeşitli eğilimlerin Ocağınızda temsil edilmekte olduğunu görmek beni çok etkiledi. Toplantıya katılımın bu kadar yüksek olması, ne kadar prestijli bir kuruluş olduğunuzun başka bir göstergesidir. Sorulan soruların kalitesi de katılımcıların entelektüel düzeylerinin yüksekliğini gösteriyor” dedi.
*********************************************
Suriye, Mısır ve Rusya Konusunda Hatalarımız
Yaşar Yakış konferansında tecrübeli bir diplomat üslubu ile fakat oldukça net açıklamalar yaptı.
Kişilere, halen mensubu olduğu partinin yöneticilerine şahsi saldırıda bulunmadı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın liderlik yeteneklerini övdü. Ama hem O’nun ve hem de hükümetin dış politikada içinde bulunduğumuz çıkmaz sokaklara getiren hatalarını açık yüreklilikle dile getirdi.
“Suriye politikasında bir ince ayarla yeni bir rota çizmemiz gerektiğini” anlattı. “Dış politikadaki tutumu arazideki durumauydurabilirdik. Bunu yapamadığımız için, içinde bulunduğumuz duruma düştük” dedi.
Yaşar Yakış konuşmasında Suriye sürecini şöyle özetledi: “Arap Baharı Suriye’ye geldiğinde, halk ile diktatör karşı karşıya geldi. Türkiye ve uluslararası camia halkın yanında yer aldı. Ancak halka yapılan yardımların yanlış ellere gittiğini görünce uluslararası camia frene bastı. Türkiye ise frene basmadığı için ofsayta düştü.
Suriye politikasında 4 noktada hata yapıldı:
a) Diplomaside hiç yapılmaması gereken işlerden biri bütün yumurtaları aynı sepete koymaktır. Türkiye bu hatayı yaptı. Yumurtaların tamamını Beşar Esad’ın kısa zamanda düşmesi ihtimali sepetine koydu.
b) Bir ülke ile anlaşamıyoruz diye ilişkileri kesmek yanlıştır. Bilakis ortada bir gerilim varsa iletişim kanallarını daha açık hale getirmek gerekirdi. Bu yapılmadı.
c) Muhalif grupların hangisinin ılımlı sayılacağına dair kriterlerimizin uluslararası camia ile aynı olması gerekirdi. Bu uyum sağlanamadı.
d) Türkiye’nin IŞİD’e yardım yaptığına inanmam. Ama IŞİD’in bu hale gelmesini zorlaştırıcı bir tutum izleyebilirdik. Uluslararası camiada böyle bir algı oluşturamadık.”
***
Yaşar Yakış Rusya uçağını düşürmemizi de değerlendirdi:
“Rus uçağını düşürmemiz hakkımızdı, hava sahamız ihlal edilmişti. Yaptığımız doğruydu. Ancak her yaptığımız doğru şey Türkiye’nin çıkarlarını korumak açısından en doğru şey miydi? Sonuçlarına bakınca öyle olmadığı anlaşılıyor” dedi. Rusya’nın ticari ambargosundan da önemlisi, Türkiye’nin kuzey Suriye’deki hareket alanı sınırlandı.
Yaşar Yakış Mısır‘da da büyükelçilik yapan ve bu ülkeyi çok iyi tanıyan bir diplomat. “Bir ülkede otoriteyi sağlamış olan rejimi tanımamak diplomatik ilişkilere zarar verir. Aynı fikirde olmasanız bile tanımalısınız. Hapisteki Mursi’yi Mısır devlet başkanı sayan tek ülke Türkiye. Mısır 42 ülkeyi etkileme gücünde olan bir devlet. İlişkilerimizi kesmek, daha da kötüsü karşımıza almak ülke menfaatine uygun değil.”
*******************************************
Provokatif Sorular ve Cevapları
E. Bakan Yaşar Yakış’a konuşmasına başlamadan, “bu salonda bulunan kişiler Kocaeli’yi rahatlıkla yönetir” demiştim.
Yaşar Yakış’ın “provokatif sorular sorabilirsiniz” diye başlattığı soru-cevap bölümünde, bu dostlarımız sordukları nitelikli ve provokatif sorularla çok önemli açıklamalar yapılmasını sağladı.
- Yaşar Yakış, Suriye, Mısır ve S. Arabistan’da büyükelçilikler yapmış bir diplomat. Üstüne AKP’nin ilk Dışişleri Bakanı. “Bu bölgede yaşanan kaos ortamında hükümet size danışıyor mu, en azından bir rapor istedi mi? sorusuna cevabı diplomatik oldu.
“Dışişleri teşkilatımızda siyasi otorite istediği takdirde bütün ihtimalleri, riskleri ve fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilecek yetkinlikte kadronun olduğunu” söyledi. Ama “her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Mevcut yönetimin tarzı belli. Bunun sonuçları da hepimizi etkiliyor.” Anlaşılan Dışişleri kadrosu bile gerektiği gibi çalıştırılmıyor.
- İki saatlik konuşması içinde cevap vermekte en çok zorlandığı soru,Egedeki adalarımızın Yunanistan tarafından işgal ve ilhak edilmesinekarşı Türkiye’nin neden tepkisiz kaldığı” sorusu oldu. “Ben görevde iken böyle bir olay olmadı. Daha sonra, Türkiye’nin izole olduğu itibarımızın ve önemimizin irtifa kaybettiği dönemde yaşanmış olabilir” dedi. Oysaki adaların işgal ve ilhak edildiği 2004-2009 arası AKP iktidarının dışarıdan en çok desteklendiği, en itibarlı dönemi idi.
- Doğu Akdeniz’deki yeni bulunan gaz yataklarıkonusundaki açıklaması önemli gelişmelerin habercisi gibiydi.
“Doğu Akdeniz’de, İsrail ve Mısır’a ait münhasır ekonomik bölgelerde bulunan gaz yatakları bölgede yeni bir durum yarattı.
Çıkarılacak gazın müşterisi Avrupa olabilir ve nakil için en ekonomik olanı Türkiye üzerinden boru hattı geçirmektir. Türkiye’den geçmeden Yunanistan ve İtalya’ya denizden döşenecek boru hattının maliyeti daha yüksek olacaktır. Bu Türkiye için bir avantaj.
Uluslararası güçler bu sebeple Kıbrıs meselesinin ve Türkiye-İsrail sorununun bir an evvel çözümünü isteyecektir.”
- Hukuk devleti konusunda gerilememizi izah eden cümlesi meşhur bir sözü tekrarlamak oldu:“Güç insanı bozar, mutlak güç mutlaka bozar.”
Yaşar Yakış çok beyefendi bir zat. Katılmadığım görüşleri de var. Ancak “bu konularda anlaşamadığımız hususunda anlaşabileceğimiz” olgun bir devlet adamı. Kendisini tanımaktan mutlu oldum.
*************************************************
İstişare Yerine İhraç
Türkiye’nin dış politika sorunları son derece derinleşmiş vaziyette. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlubu konuda bilgi ve tecrübesinden faydalanılabilecekleri çok iyi yetişmiş tecrübeli insanlarımızı çağırsa ve istişare etse iyi olmaz mı?
Yaşar Yakış ve Abdullah Gül kendi partilerinin kurucuları. Öncelikle Dışişleri konusunda uzman olan bu eski arkadaşlarını dinleyebilirler. Ayrıca mesela MHP milletvekilleri olan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Prof. Dr. Ümit Özdağ, CHP’den E. Büyükelçiler Onur Öymen veŞükrü Elekdağ benim ilk aklıma gelenler. Daha başka önemli isimleri de dâhil ederek, Dışişlerinin mevcut kadrosundan da yararlanarak bir ortak akıl üretseler diye hayal kuruyorum.
Tabii bir hayal bu. Bırakın aklına başvurmayı, fikrini beyan etti diye partiden ihraç etmeye kalkışanlar bunu yapabilirler mi?