-0.6 C
Kocaeli
Çarşamba, Aralık 31, 2025
Ana SayfaDin ve AhlâkYaratıcı ve Yaratılanlar

Yaratıcı ve Yaratılanlar

   Kâinat / Evren, “Lâ İlâhe İllallah.”  gerçeğine büyük bir delil.

     Gayb / görünmeyen ve Şehadet / görünenlerin lisanı / diliyle

     Allah’ı tespih edip anmaktalar.

     Allah’ın vahdetini / birliğini dillendirmektedirler.

     Bütün zerre, atom ve hücrecikler, tüm erkân ve uzuvlar;

     Allah’ı beraberce zikreden / anan birer dil hükmünde, çeşit çeşit.

     Allah’ı tespih / zikr edici / anıcı sesler, mertebe mertebe.

     Aynı gerçeğe, Allah’ın vahdetine / birliğine parmak basmaktalar.

     Sanki kâinat, büyük bir insan gibi topluca;

     Yani bütün cüzleri, tüm zerreleri ve bülend / yüksek sesleriyle

     Vahdet hakikatini terennüm etmektedir.

     Üstelik, âlem ve bütün rûh sahipleri; zikir halkası içinde,

     Nûr’un doğuş yeri olan Kur’ân’ı bir ağızdan okuyorlar.

     Şanı yüce Furkan / Kur’ân âyetleri;

     O tevhide / Allah’ın bir oluş gerçeğine;

     Sâdık bir lisan, âdeta konuşan birer delil.

     İmanın parlak ışıkları olarak, bu hakikati haykırıyorlar.  

     Eğer kulağı, Kur’ân’ın sinesine yapıştırsak;

     Derinden derine açıkça semavî / göksel bir sesle

     Dile getirilen bu gerçek duyulur.

     İşte o “Lâ İlahe İllallah.” sesi, gayet yücedir.

     Son derece ciddî, hakikî, pek samimî,

     Hem de hiç yabancı olmayan,

     Üstelik gayet ikna edici bürhan ve delille

     Tekrar edilen bir hakikat.

     Şu nurlu / parlak bürhan ve delilin birçok cihetleri var.

     Üstünde i’caz / mucize oluş sikkesi / damgası;

     Çiçek gibi kendini göstermekte.

     İçindeki parlayan hidayet nûrunu aksettirmekte.

     Altında, dokunmuş, ince mantık ve delil.

     Sağında aklı konuşturan

     Ve her taraftan “Lâ İlâhe İllallah.” altın sözü karşısında

     “Sadakte.” / “Doğru söyledin.” diyen zihinler;

     Tevhidi tasdik ederler.

     Kuzeyinde vicdanı şahit gösterir.

     Önünde hüsün ve hayır.

     Hedefindeki saadet; bu vahdet hakikatinin anahtarı;

     Yukarıdan beri belirttiğimiz gibi, “Lâ İlâhe İllallah.”

     Evet, vahdetin dayanağı semavî / göksel;

     Sırf, Rabbanî olan vahiydir.

     İşte bu cihetler, ziyalı olup,

     Burçlarında “Lâ İlâhe İllallah.” tecelli ederek, kendini gösterir.

     Hırsız vesvese, sabahın şüpheli vehmi;

     Ne haddi var ki, o dinsiz girebilsin, bu parlak kasr’a.

     O şanı büyük Kur’ân ki, tevhid bahri / tevhid denizidir.

     Misal için buna, bir damla, birtek İhlâs sûresi yeter.

     Kısa birtek remzi, şirkin işaretlerinden

     Bütün şirk çeşitlerini reddeder.

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img