Cumhuriyet Halk Partisinin “İkinci Yüzyıla Çağrı” başlıklı
toplantısına çok önemli uzmanlar katıldılar, değerli fikirlerini paylaştılar.
Programda konuşan CHP’nin ekonomi kurmayları Faik Öztrak, Selin
Sayek Böke’nin ve yeni ekonomi danışmanı Daron Acemoğlu’nun
konuşmalarını dinledim.
Faik Öztrak “Fert başına gelirimizi 20
bin doların üstüne çıkarma” vaadini gerçekleştirecek unsurları şu başlıklarla açıkladı:
“Demokrasisi, kurumları ve kuralları güçlü bir Türkiye… Üreterek zenginleşen rekabetçi bir Türkiye… Zenginliği adil
paylaşan bir Türkiye… Temiz ve yeşil bir Türkiye…”
“Neden kurumları ve kuralları güçlü Türkiye? Güçlü bir demokrasi,
kurum ve kurallar; toplumda can ve mal güvenliğini, istikrar ve huzuru sağlar.
Yatırımı, istihdamı, aşı, işi artırır. Zenginliğin önünü açar.”
Bu açıklamayı ve Öztrak’ın “BİZE KRAL DEĞİL, KURAL GEREK”
sözünü çok beğendim.
****
CHP toplantısında konuşanlardan biri de dünyanın önde gelen
ekonomistlerinden Prof. Dr. Daron Acemoğlu idi. Daron Acemoğlu gelir
dağılımı eşitsizliği, verimli büyüme, ifade özgürlüğü, yolsuzluk, işsizlik ve
yeni bir teknolojik atılım yapma ihtiyacı gibi konuları içine alan bir sunum
yaptı.
Daron Acemoğlu ekonomi alanında Nobel ödülü alması muhtemel
görülen, dünyada saygı duyulan bir bilim adamımız.
Bir arkadaşım bu ünlü ekonomistin sunumunu büyük beklenti içinde
izlemiş. Biraz da hayal kırıklığı ile “Daron Acemoğlu sunumunda yeni ve
bilmediğimiz bir şey söylemedi” dedi.
*************************
Sihirbaz ve Sihirli Değnek Yok!
İçinde bulunduğumuz ekonomik buhran o kadar derin ki… Toplum
olarak sihirli çözümler ve sihirbaz yöneticiler beklentisi içindeyiz.
Oysaki sorunlarımızın çözümü için sihirli değnek yok. Akıl
ve bilim çerçevesinde istikrarlı ve gerekirse acıtıcı tedbirlerle bu sarmaldan
çıkabileceğiz.
Esasen bunların ne olduğunu bütün uzmanlar biliyor. Hatta iktidardakilerin
çoğu da biliyor. Ama iktidarın bu çözüm yöntemlerini uygulama iradesi yok.
Çünkü ekonomist olduğunu iddia eden tek adamın iradesine teslim olmuş
durumdalar. Yaptıkları yanlışlardan dönemiyorlar.
AKP iktidarının ekonomi kadrosu kendi tarihlerinin de en zayıf
ekibi. Maliye ve Hazine Bakanının ekonomi tahsili
yok. Merkez Bankası Başkanı hiç Merkez Bankası tecrübesi yokken başkan oldu.
Bunların alt kadroları ve ekonomiyle alakalı önemli kurumların başına da hep liyakatsiz
ama Saraya sadakati olanlar atandı.
Buna karşılık 6’lı Masada buluşan partilerin çok değerli
ekonomi kurmayları var. Bu kadar iyi yetişmiş kadroya ilaveten akıl ve bilim ne
diyorsa onu yapma iradeleri var.
*************************
Sürpriz, Alışılmadık, Heterodoks Yöntemler
2022 yılı içinde, CHP’nin bu toplantısına benzer şekilde, İYİ
Parti ekonomi alanında iki önemli çalıştay yaptı. Bu toplantılarda konuşan
ekonomi kurmayları Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Ümit Özlale, Erhan Usta ile akademisyen
ve bürokrat diğer uzmanların konuşmalarında da sürpriz ve heterodoks
çözümler görmemiştik.
Olayı bilimsel ve veriye dayalı analizler yaparak değerlendiren
bilim adamları ve uzmanların ürettikleri çözümler “şapkadan tavşan çıkarır
gibi” sürpriz, alışılmadık, heterodoks yöntemler olmuyor.
Dünyanın çoğu ülkesinde yaşanmış tecrübeler, bilimsel yöntemlerle
analiz edilip yayınlanıyor. Benzer durumlarda alınması gereken tedbirlerin ne
olduğu uzmanlarca biliniyor.
Faik Öztrak’ın, Daron Acemoğlu’nun söylediklerinin birçoğunu, ben dahil, çok sayıda kişi söyledi ve
yazdı.
Elbette bazen “karenin dışında düşünmek” denilen yönteme
başvurulabilir. Ancak bu bilimsel düşünce ve yöntemden uzaklaşmak değil, bazen
alışılmış kalıpların dışında ama mutlaka yine bilimsel yöntemler içinde
çözüm aramayı ifade eder.
Yanlışlığı defalarca ispatlanmış “faiz sebep, enflasyon sonuçtur”
gibi hiçbir bilimsel temeli olmayan ve bilim çevrelerinin kabul etmediği saçma
teoriler peşinde gitmenin maliyeti ağır oluyor.
*************************
Demokrasi, Hukuk, Bilim, Liyakata Öncelik
Daron Acemoğlu sunumunda “Türkiye’nin
temel problemi devlet güçlü olsa bile toplum güçsüz kalıyor. Toplum
güçsüz olduğu için devletin kurumları iyileşmiyor. Bu yüzden demokrasi,
sivil toplum, ifade özgürlüğü Türkiye için çok önemli” dedi.
“2006’dan sonra yolsuzluk artıyor, reformlar tam tersine
gidiyor. Türkiye 2006’dan beri düşük kaliteli büyümekte. Malezya, Meksika,
Çin gibi ülkeler; Türkiye’den çok daha ilerideler, daha fazla teknoloji içeren
ürün ihraç ediyorlar ve fark giderek artıyor” dedi.
Yolsuzluk ve AB normlarından uzaklaşmanın sonucunun verimsiz
bir ekonomi olması dikkat çekici değil mi?
Daron Acemoğlu’nun şu tespitlerine yanlış diyebilir miyiz?
“Düşük kaliteli, verimsiz büyümenin en önemli unsurlarından biri
de Türkiye’nin kaynaklarını özellikle insan kaynakları doğru kullanmaması.
Eğitim düzeyi ve eğitim kalitesi çok kötü durumda.”
“Teknolojiye yatırım yapmamak, verimsiz büyüme, insan kaynaklarını
doğru kullanmamak… Bunun çok net bir sonucu var: Düşük
verimli istihdam, düşük ücret düzeyi, yoksulluk. Türkiye’de olan gelir de
çok eşitsiz bir şekilde dağılıyor.”
“Devletin ve toplumun güçlerinin bir denge içinde olması gerekiyor. Bu denge olmadığında; demokrasi, özgürlük ve yüksek
kaliteli büyüme mümkün değil.”
Bunları benim gibi birileri yazdığında kavramlar soyut olduğu
için önemi anlaşılmayabilir.
Çünkü vatandaşlarımızın üçte ikisinin Türkçe seviyesi orta
düzey ve altında. Bu vatandaşlarımız soyut kavramları, deyimleri,
atasözlerini, hiciv ve nüktelerdeki mesajları anlayamıyor. Neden-sonuç ilişkisi
kuramıyor.
Ama Daron Acemoğlu, Bilge Yılmaz vd ciddi ekonomistlerimizin
anlattıklarını devleti yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların iyi anlaması ve
içselleştirmesi gerekiyor:
Çünkü demokrasi, hukuk, adalet, ifade özgürlüğü, sivil toplum ne
kadar gelişirse; devlet güçleri arasında denge ve denetim mekanizmaları ne
kadar iyi çalışıyorsa o kadar zenginiz, o kadar güvenli, mutlu ve huzurluyuz.
Yani demokrasi ve hukuk, eğitim sisteminin iyileştirilmesi,
liyakat ve ehliyetli kadrolar bizim için birer fantezi değil, ekmek
meselesidir.