Yeter taş olduğun, birazda toprak gibi ol diyor
Ötekiler, tusunami çamuru gibi oluyorlar
Ne olursan ol, yine gel diyor,
Ötekiler, sunni, alevi, kürt, türk diye ayırıyor.
Ya göründüğün gibi ol ya olduğun gibi görün diyor.
Ötekiler, yüzlerine maske takıp, hiç olmadıkları gibi görünüyor.
Düne dair ne varsa söylendi ,
Bu gün yeni şeyler söylemek lazım diyor,
Ötekiler, papağan gibi aynı şeyleri söylemekten bıkmıyor.
Ne kadar iyi bilirseniz bilin,
Karşınızdakinin anlayabileceği kadar anlatabilirsiniz diyor
Ötekiler, nasıl işlerine gelirse öyle anlıyorlar.
Hamdım, piştim, yandım diyor.
Ötekiler, yemek tarifi sanıyorlar.
Soruda bilgeden doğar, cevapta diyor
Ötekiler, kendileri sorup kendileri cevaplıyor.
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır diyor
Ötekiler, çıkar için dost arıyor, ayıplı, ayıpsız aramıyor.
Ne elbiseler gördüm içinde insan yok
Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok diyor
Herkes, urbasına göre ikram görüyor.
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle, diyor
Ötekiler, yandım diye diye ciyak ciyak bağırıyorlar
Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek, diyor
Ötekiler kolunda takılı saate bakıyor, sabır bilmiyor
Her şey neye layıksa ona dönüşür, diyor
ötekiler, bile bile üç maymunu oynuyorlar
Merhamette güneş gibi ol; diyor
Ötekiler, merhametlerine siyah sürerek dolaşıyorlar
Cömertlik te akarsu gibi ol; diyor
Ötekiler adeta, su çekilmiş çeşme oluyorlar
Tevazu da toprak gibi ol; ayıpları
Kusurları örtmekte gece gibi ol
Ötekiler, ayıbı görmede projektör gibi oluyorlar
Gönül sevgiyi bulmuşsa kuru dal bile çiçek açar, diyor
Ötekiler, ne sevgiyi, ne yeşili bilmiyor
Gönül ehli insanları deli sanıyorlar
Ötekiler benim
Ötekiler sensin
Ötekiler biziz
Kalbine elini koy da gel
Ayıplarım seni ey gönül; hal bilmeze hal sorarsın
Bülbül dururken kargadan gül sorarsın…
Kül ol ey gönül kül
Kül olmadan olunmaz ki gül
Ham ol, piş, yan işte
Yanmaktan bul derdinin şifasın
Kapı açılır, yeter ki sen vurmayı bil
Yeter ki sen sabırla durmayı bil..
(zeytinden kelimeler)