Bir parti lideri düşünün, gün geçmesin ki, sosyal
medyada paylaşılan yalan haberleri gündeme taşıyıp rezil olmasın. Bu liderin
kim olduğu, hususu herhalde herkes tarafından kolayca anlaşılacaktır
Bu liderin, en son yaptığı açıklamaya
şaşmamak mümkün değildir. Milyonlarca gencin iştirak ettiği Üniversite giriş imtihanına
saatler kala T24 haber sitesi “Katarlı gençlere
Türkiye’de imtihansız tıp eğitimi hakkı veridi” diye vermiş olduğu yalan
haber sebebiyle özür diledi. Ancak özür
dilemek için imtihanın ilk etabının tamamlanmasını bekledi. T24 haber sitesi, İmtihanın sona ermesinin ardından,
adeta, bir nevi hile-i şeriyye yapmak suretiyle,“haberi düzeltir özür dileriz” şeklinde paylaşımda bulunmuştur.
T24 haber sitesi tarafından yapılan bu özür
beyanına rağmen, bunu görmezden gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
Üniversite giriş imtihanı için ter döken milyonlarca öğrenci ve onların
ailelerinin kafalarını karıştırmak, morallerini bozmak gayesiyle, son yılların
en büyük yalan kampanyalarından birini devreye sokarak, “Kendi gencine bu kadar sevgisiz bu kadar saygısız bir iktidar işte.
Hiç mi utanmıyorsunuz, bunları yaparken ey AK PARTİ? Aranızdan biriniz çıkıp da
bu adaletsizliktir diyemedi mi? Bizim çocuklar o okullara girebilmek için bütün
gençliklerini heba ediyorlar!” diye bir tweet atmıştır.
Hâlbuki, sağlanan bu kolaylıktan bütün
Katarlı gençler değil, sadece Katar Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan asker
sivil personel ile Katar silahlı kuvvetlerinde görev yapmak üzere eğitim alacak
personel faydalanacaktır. Ayrıca,
bu anlaşma sadece katar ile yapılmamış, Katar’ın haricinde 20 ülkeyle daha
buna benzer anlaşmalar yapılmıştır.
****
Bilindiği üzere, yalan kişinin gerçeği
saklayıp, bildiğinin aksini söylemesidir. Yalancılık çok kötü bir huydur.
Dinimiz yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamıştır. Yalan söylemek ruhi bir
hastalıktır. Müslümanların kendilerini bundan korumaları icap eder. Çocukları daha
küçükken doğru söylemeye alıştırılmalı, yalanın zararları kendilerine
anlatılmalıdır.İmandan sonra en güzel haslet doğruluktur. Doğruluk ulvi bir
sıfat olup, bunun karşılığı olarak da yalancılık çok kötü bir huydur. Yalan,
insan vicdanını tahrip eden, kendisine ve topluma saygısını yok eden çirkin bir
davranıştır ve günahtır. Mümin bir insan yalan konuşmaz. Zira mümin güvenilir
bir kimse demektir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de yalanı ve yalancılığı yasaklamış,
bunun zararlarına işaret etmiştir.
Ancak
bu cümleden olarak şu hususu ifadeedeyim ki, bu açıklama kendisini bilen
kimseler için geçerlidir. Bir partinin lideri olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun
bunları bilmemesi düşünülemez. Öyle anlaşılıyor ki, yapılan konuşmaların yalan
olduğu bilindiği halde bilhassa bilerek yapıldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, yapılan iddiaya göre, bir
öğrenci yurdundan silahlar çıkmış. Hem de ağır silahlar. Dahası bahsi geçen
yurt AK PARTİ’ye yakınmış.
Hale bakar mısınız? Türkiye’de
üniversiteler Katarlı öğrencilere peşkeş çekiliyor, üniversite yurtlarında
öğrenciler silahlanıyor iddiasında bulunulmaktadır. Peki, gerçek ne? Bahsi
geçen fotoğraflar bir film setine ait. Silahlarda gerçek değil. Ne olacak
şimdi? Olacağı şu, bu yalan haberleri bile bile gündeme taşıyanların
yalancılığı ispatlanmış olacak. Fakat onlar yine yüzleri kızarmadan yeni yalanlar
söylemeye devam edeceklerdir. Fakat, memnuniyet verici bir durum var ki, o da
şudur: Onların bu yalanlarına artık pek itibar eden bulunmamaktadır. Amiyane
tabirle kendileri çalıp, kendileri oynamaktadırlar. CHP, adeta “at duvara çamuru, tutmasa da izi kalır”politikasını
uygulamaktadır.
Ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
“Türk Palet Fabrikasının Katar’a peşkeş
çekilmesi Türkiye’ye bir ihanettir” şeklinde açıklama yapmıştır. Bu mevzu ile alakalı olarak şu hususu açık
bir şekilde ifade edeyim ki, Fabrikanın hiçbir kimseye peşkeş çekildiği filan yoktur.
Fabrikada üretim, TSK’nın ihtiyaçları istikametinde ve askerin kontrolünde
devam etmektedir. Bu arada, her türlü denetim yetkisi MSB’na aittir.
****
1973
yılında Tank- Palet Fabrikası hizmete girdiği zaman, dönemin bazı gazeteleri “Erbakan Hoca, paraları Arifiye bataklığına
yatırdı” diye manşetler atmıştı.
Yakın zamanda bir CHP milletvekili de Arifiye’deki,
fabrikadan yola çıkarak “Devletin ordusu
Katar’a satılmış ”deyip TSK’ ne hakaret etmiştir. Bunun üzerine Ankara
Cumhuriyet savcılığı tarafından “Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin askeri teşkilatını alenen aşağılama” suçlarından
resen soruşturma başlatılmıştır.
Türkiye’ye 2003 ile 2020 tarihleri arasında
toplam olarak 165 milyar dolar doğrudan sermaye girişi olmuştur. Bu yatırımların
büyük bir kısmı Hollanda, ABD ve İngiltere şirketleri tarından yapılmıştır. Bu
yatırımlar arasında, Katar 2,7 milyar dolarlık yatırımları ile ancak 17. Sırada
yer almaktadır.
Keşke bu yatırımlar daha fazla artsa da,
sadece çıkar maksatlı değil, Katar gibi dostane duygularla Türkiye’ye yatırım
yapan ülkelerin sayısı ve yatırımları çoğalsa.
Ayrıca Katar’ın Alman Mercedes Firmasında %4,
Porche ve Volkswagen’de de hisseleri mevcuttur. Bu arada İngiltere doğalgaz
şirketinin %67’si ve Londra Borsasının %10’nun Katar’a ait olduğu
bilinmektedir.
Burada ehemmiyetine binaen şu hususu ifade
edeyim ki, Katar’ın yatırım yaptığı yukarıdaki ülkelerden hiçbirisi yapılan
yatırımlardan şikâyetçi değildir. Hal böyle iken, Katar’ın Türkiye’ye yapmış
olduğu çok az bir miktardaki yatırımı devamlı olarak gündeme getirilmek suretiyle
algı operasyonu yapılmaktadır. Burada karşı olunan husus, yapılan yatırımdan
ziyade Katar’ın Müslüman bir ülke olmasınadır. Aksi takdirde, sadece
Hollanda’nın Türkiye de yaptığı 16 milyar dolarlık yatırıma herhangi bir şey
söylemeyen, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, muhalefet mensuplarının tutumlarını
başka türlü izah etmek mümkün değildir. O
Katar ki, toplam nüfusu üç milyon civarında olup, bunun da çoğunluğunu yurt
dışından çalışmak için gelen yabancılar teşkil etmektedir.
Son olarak bir hususa daha temas etmek
istiyorum. O da şudur: Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki, “iktidara geldiğim
takdirde, İstanbul Kanalı’nı yapan müteahhitlerin paralarını ödemeyeceğim,
onlara kredi veren banka ve ülkelere de tavır koyacağım”diyor.
70 yıldır iktidara
gelemeyen CHP ne zaman iktidara gelecektir ki, Kılıçdaroğlu yapmış olduğu bu tehditleri
yerine getirebilsin. Öyle tahmin ediyorum ki, CHP’nin iktidara gelmesini
görmeye, Kılıçdaroğlu’nun ömrü kâfi gelmeyecektir. Böylece yapmış olduğu
tehditler, söylemiş olduğu yalanlar havada kalacaktır.