Yağmur Suyu Grisu ve Doğal Kaynaklarımızın doğru kullanılması.

120

Su, insan hayatının ‘ olmaz ise olmaz’ şartlarından biri olduğundan, insanlar yerleşim yerlerini seçerken hep su imkânının yeterince olduğu alanları tercih etmişlerdir. Su, canlılığın yani hayatın olup-olmadığı hususundaki önemli belirleyici bir maddedir. Nitekim uzay çalışmalarında Ayda, Mars da su olup olmadığı araştırılıp tartışılmaktadır.

İnsan hayatının vazgeçilmezi olan bu değerimizin kullanımı üzerinden bir değerlendirme yapmak istedim. Bu değerimizin doğru, tasarruflu ve yerinde kullanımı başlı başına ayrı bir konudur. Konuyu bu yönü ile Kocaeli Aydınlar Ocağı internet hesabındaki yazılarımdan 5 Mayıs 2014 tarihli yazımda değerlendirmiştim. Burada ise yağmur sularımızın ve kullanarak kirlettiğimiz suların tekrar kullanılabilmesi konusunu değerlendireceğim.

Yağmur suları, insanların su ihtiyaçları için,  en kolay ve çabuk ulaşılabilen bir su biçimidir. Muhtelif şekillerde toplanıp, biriktirilerek kullanılabilir. Günümüzde özellikle su sıkıntısı çekilmeyen bölge ve yerleşim yerlerinde bu doğal imkânın pek farkında olunmamaktadır. Eski kale şehirlerinde küçüklü-büyüklü sarnıçlarda toplanan yağmur suları, bu ihtiyaca cevap veriyordu. Şehrimizde de Romalılar döneminden kalma İnbayırı Sarnıcı, Eskihisar Sarnıcı (Su Medeniyeti sayfa 57,59) gibi yerlerin olduğunu biliyoruz.  İstanbul’daki Yerebatan Sarnıcı (Bazilika Sarnıcı ), Zeyrek Sarnıcı, Şerefiye Sarnıcı (Bakınız yeraltındaki İstanbul) eski insanların su ihtiyaçlarını karşılamak için yaptıkları ve kullandıkları, bu güne kadar gelebilmiş dikkate değer eserlerdir. Ayrıca bizim şehrimizde Başiskele ilçemizin Bahçecik bölgesindeki bazı eski evlerde, bodrumlardaki yağmur sularının toplandığı su sarnıçlarının varlığı,  o dönemin insanları tarafından, yağmur sularının kullanıldığını göstermektedir.

Günümüzde yağmur suları bu şekilde pek kullanılmamaktadır. Şehirlerimizin büyümesi ve bunun getirdiği daha çok su ihtiyacı,  suyun taşınabilirliği yönünden teknolojinin çok gelişmiş olması, sağlıklı ve güvenilir su kriterlerinin gelişmesi ve buna uygun suların evlerimize kadar kolayca getirilebilir olması, böyle bir kullanımı da gerektirmemekteydi. Son yıllarda çok gündeme gelen küresel ısınma ve sebep olacağı kuraklık, bölgemizin bundan etkileneceği ve 2013 yazında yaşadığımız kuraklığın daha sık görüleceği bilgileri, doğal su kaynaklarımızın daha tasarruflu kullanılması yanında yeni su biçimlerini de bulmamızı düşündürmektedir. Bunlardan birisi yağmur sularımızdır. Yasadığımız şehirlerimizin beton, asfalt ve bina çatıları İle kaplanmış olması, bu alanlara düşen yağmur sularının toprakla buluşmasını önlemektedir. Toprağa ulaşamayan bu sular, yağmurun biraz fazla yağması durumunda, bu şehirlerde yaşayanlar için yeni sorunlara da sebep olabilmektedir. Şehirlerimizde ki su ihtiyacının, özellikle bahçe sulama ve çevre temizliği ihtiyacına yönelik kısımlarının karşılanması, hatta evlerimizdeki pisuar suyu ihtiyacının karşılanmasında yağmur suyunun kullanımı düşünülmeli ve bunun olabilmesine yönelik yeni imar yönetmelikleri yapılarak bu sağlanmalıdır. Yağmur sularının çatılardan, uygun beton ve asfalt alanlardan toplanıp biriktirilerek kullanılması, bu doğal kaynaktan daha fazla istifade etmemiz yanında,  yağmur sularının daha fazla toprakla buluşmasını sağlayarak doğal döngüye katkı verecek,  ayrıca şehir alt yapılarına gelen yükü de azaltacaktır.

Bir diğer su biçimi de Gri sudur. Evlerimizde,  işyerlerimizde kullandığımız su, atık su olarak kanalizasyon alt yapısı ile arıtma tesislerimize ulaştırılmaktadır. Günümüzde arıtma tesislerine gelen bu kirli su değişik derecelerde arıtılarak, çamuru ayrılıp çevreye zararlılığı minimize edilerek dere veya denizlere verilir. İşte suyun yetersiz olduğu gelişmiş ülkelerde bu su önemli bir kaynaktır. Bu su, daha ileri sistemlerden geçirilerek tekrar kullanılabilir hale getirilmektedir. Gri su denilen bu arıtılmış sular,  sanayi suyu, park, bahçe ve tarım alanlarının sulama suyu, hatta bazı ülkelerde çok ileri arıtma sistemlerinden geçirilerek günlük kullanım suyu olarak da kullanılmaktadır. Şehrimizde de bu konuda örnek uygulamalar yapılmaktadır. Sapanca gölünden temiz su alarak ihtiyacını karşılayan Tüpraş, artık körfez arıtma tesisinin suyunun bir kısmını alıp ileri arıtmadan geçirerek sanayisinin ihtiyacını karşılamaktadır. Bu, önemli miktardaki bir suyun artık sapanca gölünden alınmaması demektir.  Ayrıca diğer bazı arıtma tesislerinden çıkan suların bir kısmı da ileri arıtmadan geçirilerek, uygun alanlarda kullanılmaktadır. Böylece önemli miktardaki su, ikinci defa kullanılarak daha verimli kullanılmış olmaktadır. Ayrıca musluklarımızdan akan su iki ayrı gruba ayrılabilir. Birincisi mutfak-banyo-çamaşır yıkamak gibi günlük ihtiyaçlarımızın giderilmesinde kullandığımız yüksek güvenirlikli- iyi kaliteli su; İkincisi ise tuvaletlerimizin pisuar suyu. Evlerimizde kullandığımız mutfak, lavabo, banyo suları küçük bir yatırımla, süzme sistemlerinden geçirilip tuvaletlerdeki pisuar suyu için ikinci defa kullanabiliriz.  Bu konu, Kocaeli Kent Konseyi Başkanlığım döneminde, çevre komisyonu başkanımız çevre mühendisi Sn. Mustafa Görgün bey ve ekibinin yaptığı bir çalışma ile rapor haline getirilip Kocaeli Büyük Şehir Başkanlığı’na sunulmuştur. Bu raporda belirtildiği üzere, böyle bir sistemle, kullanılan suyun en az  %30 a yakın bir kısmı ikinci defa kullanılarak önemli bir tasarruf yapılabilmektedir. Bu sisteme evlerin çatı yağmur sularının eklenmesi ise yapılan ek yatırım masraflarını 5-6 yılda karşılamaktadır.

İnsanların şehirlerde toplanması, iklim değişikliği sebebiyle kullanılabilir suların azalması, suyun teminini zorlaştırmakta ve maliyetini artırmaktadır. Bu vazgeçilemez ihtiyaç maddesinin tüketiminde daha çok dikkatli olmak mecburiyeti kaçınılmazdır. Bu sebeple yağmur suyu ve gri su gibi doğal imkânlarımızdan daha çok istifade etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kuraklığın ve susuzluğun büyük doğal afetler olduğunu unutmadan bu konuda gerekli tedbirlerin alınması ve Allah’tan tüm doğal afetlerden bizleri koruması dua ve temennisi ile…