Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe!

70

Bu söz, Kanuni Sultan Süleyman döneminden bu yana (Şehzadeler taht kavgasına düşmüşlerdi) devlet, her kaos ortamına sürüklendiğinde haklı olarak hatırlanıp, dile getirilen bir sözdür.

Türk Milleti tarih sahnesine çıktığı günden beri, basiretsiz ve kötü düşünceli yöneticileri tarafından devletin geleceği tehlikeye düşürüldüğünde halk, çeşitli yollarla şikâyetlerini dile getirir, yöneticilerini uyarırdı.

Memleketimiz bu günde iyi yönetilmiyor. Yöneticilerimiz ne yazık ki, delâlet ve hatta ihanet içindeler. Böyle olmadığına itiraz edenler olacaktır elbet, ama onlara şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum:

Sizce ihanet’in manası nedir?

Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre İhanet: 1 – Hıyanet, Hainlik, 2 – Sevgide aldatma, sadakatsizlik, 3 – Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme.

Peki; yöneticilerimiz, yukarıdaki tarif ölçüsü içerisinde yurdumuzu nasıl idare ediyorlar? Vatan parçası üzerinde yaşayan insanımızın tamamının yöneticisi olmaları lâzım gelirken, kendisinden olan yüzde ellinin haricindekilere bakış açısı nedir? Bir yönetici, mensubu olduğu insana “Yahudi Dölü” diye hitap edebilir mi, memleket toprağının bir kısmını teröre ve teröriste teslim eder mi, Ege Adalarının Yunanistan tarafından işgal edilmesine ( sırf iktidarının ömrünü uzatmak pahasına )göz yumar mı? (En son Suriye toprakları içerisinde bulunan son vatan toprağı, Süleyman Şah Türbesinin bulunduğu alan da İşid militanlarına teslim edilmiştir.) Bu ve bunlar gibi misalleri artırmak mümkün’ken yöneticilerimizin, ihanet ve delalet içinde olmadıklarını düşünmemek mümkün mü?

Şu açık ve net olarak görülüyor ki;

Güneydoğu bölgemiz PKK nın yönetimine terk edilmiş, asker ve polis kışlasından dışarı çıkamaz hale gelmiştir. PKK azdıkça azmış, güneydoğu yetmezmiş gibi batı bölgelerimizin de stratejik yerlerinde yöneticilerinin zaafından, korkaklığından ve ihanete varan hoş görülerinin neticesinde hâkimiyet alanı bulabilmişler, oraları zapt edebilmişlerdir.

Bütün bu saydıklarımızın başında gelen en bariz örnek: Ege Üniversitesi. Çeşitli vesilelerle oranın durumu yetkililere bildirilmelerine, meclise taşınmasına rağmen, hiçbir önlem alınmamış en son Ülkücü kardeşimiz Fırat Çakıroğlu PKK lı bebek katilleri tarafından bıçaklanarak hunharca şehit edilmiştir. (Ruhu şad olsun)

Yani PKK demek istiyor ki: “Güneydoğuyu ben yöneteceğim, Batı bölgelerini de birlikte yöneteceğiz“.

Son söz:

Bütün bu olup bitenlere ses çıkarmayan, görmezden gelen, sırf iktidarınızın ömrünü biraz daha nasıl uzatırım diye düşünenler şunu iyi biliniz ki;

Bu millet sizleri affetse bile, tarih asla affetmeyecektir.

 

Önceki İçerikErmenistan’a Uzatılan El
Sonraki İçerikHangisiyim Ben?
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.