Terör olaylarının tartışıldığı ve Çukurca’da ki şehitlerimizin acısının taze olduğu günlerde Van Depreminin meydana gelmesi üzerinde durmak istiyorum. Türkiye, 30 yıldan fazladır Güneydoğu’da içte ki ve dışta ki güçlerle savaşıyor. Bir çok devlet direk veya dolaylı PKK terörü üzerinden Türkiye’ye savaş açmış durumda. Bu mücadele bir gün sona erecek ve 30 yıldır Türkiye’nin kimlerle savaştığı da gelecekte ortaya çıkacaktır.
Onlarca şehit verdiğimiz bu günlerde Van depreminin meydana gelmesi bölgeye karşı Türk milletinin kardeşlik seferberliği çok anlamlıdır. Türkiye Van depremine karşı tek yürek oldu, yardım seferberliğinin yanında destekleri ve dualarıyla Van halkına sahip çıktı. Türk milletinin bu fedakar, vefakar ve kardeşlik seferberliği dostları sevindirdi, düşmanları ise üzdü.
VAN’A HİÇ GİTTİNİZ Mİ?
Bugüne kadar hiç Van’a gittiniz mi? Gitmediyseniz Van’a gitmenin tam zamanı. Az veya çok elimize yardım taleplerimizi alarak Van’a gitmeliyiz. Dost ve düşmana karşı kardeşlik seferberliği başlatarak Vanlı kardeşlerimizin yanında olmalıyız. İnsan gitmeden, görmeden, hiçbir şeyi anlayamıyor.
Ben 2 kez Van’a gitmiştim. İlk fırsatta elime kamera ve fotoğraf makinemi olarak Van’a gidecek ve Van’da ki yaşananları belgesel görüntülerle tarihe not düşüp zamana noterlik yapacağım. 7 yıl önce THY Uçağı ile Van’a ilk gittiğimde Van Gölü üzerinden masmavi Van Gölü’nün suyu, Van dağlarında ki manzaralar, Tatvan’da ki Nemrut Dağı ve eteklerinde Malazgirt zaferi destanının yazıldığı Süphan Dağı göz ve gönül ziyafeti sunuyordu. Van’ın dost canlısı insanları, meşhur Van kahvaltı sofrasının kurulduğu sokaklar, binlerce yıllık tarihi geçmişi olan Van kalesi, Van’ın muhteşem medeniyet geçmişini yansıtıyordu. Muradiye Şelalesi ve Çaldıran Zaferi’nin yaşandığı, Çaldıran Ovaları meşhur suyuyla Bahçesaray, adeta Doğu’nun incisi olan Tatvan, mezar taşı ile Kültür tarihimizin manevi tapu senedi olan Ahlat ve Adilcevaz sadece birer ilçe değil kültür ve medeniyet tarihimizi sinesinde barındıran muhteşem yerler.
ERCİŞ’DE BİR GECE
Gece geç vakitlerde Çaldıran’dan Erciş’e gelmiştik. Bizleri Anadolu insanının misafirperverlik örneği gösteren Ercişli gönül dostlarımız gecenin saat 01.00’de Van Gölü’nden özel olarak tuttukları balıkları ikram etmeden yatırmamışlardı. Sabah erken Erciş cadde ve sokaklarını gezdiğimizde Ercişlilerin sıcak ve samimi misafirperverlikleri gözlerinden okunuyordu. Büyük binalar ve geniş Erciş caddeleri, Erciş’deki ekonomik ve sosyal kalkınmayı gösteriyordu.
Pazar günü Van’da ki deprem haberini aldığımda yukarıda ki gezi notlarım hatırıma geldi. Depremde Erciş’in yerle bir olduğunu öğrendiğimde derin üzüntü içine girdim. Erciş’de olduğumuz günlerde bizimle yakından ilgilenen o insanlar bugün ölüm kalım mücadelesi veriyor. O gördüğünüz bir çok bina ve görüntülerini çektiğimiz apartmanlar, iki minaresi birden yıkılan Erciş Banyo cami’nin perişan hali, apartmanların adeta kibrit kutusu gibi üst üste devrilmeleri beni kahretti.
KARDEŞLİK SEFERBERLİĞİ BAŞLATMALIYIZ
İlk fırsatta Van ve Erciş’e gideceğimi tekrarlamak istiyorum. Sizleri de Van ve Erciş’e davet ediyorum. Az çok demeden, elimize yardım paketlerini alarak depremzede Vanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu gösterelim. Bazı kargo firmaları, otobüs firmaları, PTT kargo’nun ücret almadan Van’a yardım paketi götürdüğünü sizlere duyurmak istiyorum.
17 Ağustos 1999 depremini bizzat Gebze’de yaşamış birisi olarak deprem felaketinin ne kadar yıkıcı olduğunu yakından biliyorum. Gün dostluğu ve kardeşliği gösterme günü. Dostları sevindirme, kardeşlerin yanında olduğunu gösterelim. 17 Ağustos depreminde Kocaeli, Sakarya ve Düzce’yi gezerek bu felaketi belgesel görüntülerle ekranlara getirip, fotoğraf ve gazete kupürleriyle arşivlerimize kaydetmiştik. Amacımız felaketlerden ders ve ibret almaktı. Türkiye deprem felaketinden önemli ders aldığını Van depremiyle bir kez daha gördüm. Yazımı noktalarken Deprem felaketine uğrayan Vanlı kardeşlerimize bir kez daha geçmiş olsun diyor, yaralananlara acil şifalar, Deprem şehitlerine yüce Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.