Uzman Bir Gönül Erbabından

205

İş dünyası temsilcilerinin ortak düşüncesi şu: Siyasi
gerginlikten yorulduk. Genel seçimin galibi belirlendi. Şimdi iş-aş zamanı.

Bir ağaç gibi kökünden, bedenine, bedeninden dallarına,
dallarından yapraklarına kadar birlik ve beraberlik içinde yaşarsak, ağaç gibi
dik dururuz.

Zenginiyle fakiriyle, köylüsü şehirlisi, bürokratı işadamı,
eğitimcisi sporcusu ile bu ağacı birlikte sulayacak, birlikte koruyacağız.

Artık şucu bucu ayrımını bırakacağız.

Evin içinde kavga etmeye devam edersek, dışarıdan kapıyı
kimlerin zorladığını anlayamayız.

Şimdi siyasetçilerin tabiriyle pazar günü maç bitti; Şimdi
maç sonrası ortalığı toplama zamanı, kırılan gönülleri onarma vakti, örülen
duvarları yıkma günü, aynı topraklarda yaşadığımızı ve yaşamak zorunda
olduğumuzu hatırlama, aynı dine, aynı dile, aynı kültüre, aynı kadere, aynı
değerlere sahip olduğumuza göre davranma zamanı.

Düşmanlarımızın evet ve hayırcı ayrımı yapmadan bu ülkenin
bütün insanlarına düşman olduğunu,

3 ayrı biri ayrı topladığımızda sonucun 3, birlikte
yazdığımızda 111 gibi bir güce eriştiğini,

Kırmak için elimize aldığımız bir tahta parçasını kırmanın
kolay olduğunu,

İki veya daha fazlasının ise kırılamayacak kadar güçlü
olduğunu bilme zamanı.

Ne diyorduk: Bölünürsek yok oluruz, bölüşürsek tok oluruz.

*

Bu topraklarda yaşıyorsak güçlü olmak zorundayız.

Güçlü olmak için de birlik olmak zorundayız.

Başka bir formül yok.

*

Son yıllarda Türkiye ekonomisini etkileyen gelişmelerin
normal olmadığını iş dünyası da biliyor.

İş adamları 2023 yılına girerken biraz daha belirgin bir
gelecek bekliyordu.

Ne kadar sıra dışı olay varsa hepsi 2016 dan itibaren  gelişti.

Dışarıdaki durumlar da Türkiye’yi etkiledi.

*

Yaşanılan bu olayların ekonomiye etkisi de olumsuz oldu.

Komşularda yaşanan savaş, Avrupa’nın siyasal ve ekonomik
sıkıntıları dış ticareti daralttı.

İçerde kronik işsizliğin sürmesi, üretimin azalması,
enflasyonun yükselişe geçmesi ekonomiyi sıkıntıya soktu.

ABD ve Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de ağırlaşan siyaset
ve terör ekonomik gündemin üstünü örttü.

Şimdi ne yapmak lazım?

Topyekûn feragat lazım.

Çünkü bizim başımıza gelenlerin hiçbirisi normal değil.

Kriz ortamında yatırımlar kısıtlanmamalı.

Türkiye’nin zengin ülkelere göre en büyük gücü eğitilmiş genç
nesli.

Türkiye’yi ileriye taşıyacak bir fitilin gençlerle birlikte
ateşlenmesi lazım.

İşsiz bırakılan her gencin potansiyel olarak israf
edildiğini unutmamamız lazım.

*

Yurtdışında faaliyet gösteren işadamlarından biri durumu
şöyle anlatıyor:

Eski ABD Başkanı Kennedy’nin, ‘Ben ülkem için ne yapacağım’
sözü bugün bizim için geçerli.

İş dünyası için geçerli.

Türkiye bugünleri hak etmiyor.

Bizden başka kimse bize yardım etmez.

1994’lerden bu yana çeşitli ekonomik krizlerden geçtik.

Ama bugün bakıyoruz, dünyanın ilk 20 ekonomisi içerisindeyiz
ve bu bizi motive ediyor.

Ülke ekonomisinin düzelmesi için bölgede barış şart.

Kimseyle düşman olma gibi bir lüksümüz yok.

Aksine yakın coğrafyamızda barış içinde Avrupa ve Amerika
ile beraber çalışıyor olabilirsek, biz bu dünyadaki ilk 10 hedefine ulaşırız.

*

Ne diyordu Mehmet Akif:

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

*

Ne diyordu Yunus Emre de:

Adımız miskindir bizim

Düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmayız

Kamu âlem birdir bize.