Türkiye, sosyal adaletin bir türlü tesis edilemediği büyük bir ülke…
Adaletsizliğin her türlüsünün kol gezdiği Türkiye’de insanlarımız garip ve mazlum.
Memleketin kaymağını hep krema bir kesim yiyor. Büyük çoğunluk bu küçük azınlığın insafsızca götürdüğünü, şaşkınlık ve çaresizlik içinde izliyor.
İşsizliğin kol gezdiği Türkiye’de, sırf sosyal güvencesi olsun diye asgari ücretin altında 200 – 300 TL’ye çalışan nice insan var. Kaçak çalışanları ise hiç saymıyorum bile.
Türkiye’nin zenginliğinin üstüne oturmuş küçük azınlık siyasal iktidarların gelişinde gidişinde önemli rol oynuyor. Sendikacılık ise hepten sararmış ve doğru dürüst işçinin hakkını arayan kalmamış. Zaten sosyal ve ekonomik sorunlar, ülkeyi baştanbaşa sarmış. Herkes ağır bir işsizlik ve hesapsız konut, araba ve banka kartlarının kredi tuzağında zor soluyor.
Şimdide bunlar yetmezmiş gibi çalışanın yani işçinin elinden kıdem ve ihbar tazminatları alınmaya çalışılıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer “kıdem tazminatı”nı bir sorun olarak niteliyor. Evet, böyle bir sorun var. Ama bu sorun kaymağı yiyen azınlığın sorunu. Etini, kemiğini, iliğini sömürdüğünüz halkın, elindeki bir hakkı daha elinden alma sorunu.
Bakan Dinçer, 2009 yılında yaklaşık 2,5 milyon insanın işini kaybettiğini buna karşılık ancak %8’inin kıdem tazminatını aldığını söylüyor.
Doğrudur, işverenlerin çoğu işi yargıya götürerek uzatmak ve ortalama en az iki yıl süren yargılama sonunda, işçinin hakkı olan kıdem tazminatını ödemek istiyor. Para çıkacaksa cepten geç çıksın mantığıyla hareket ediyorlar. Yoksa çoğu ödeme güçlüğü içinde değiller.
Bakan Dinçer, işçinin hakkını arayacağı yerde, işverenlerin hakkını korumaya çalışıyor. Ve imkansızlık içine sokulan işçiyi bu haktan vazgeçirmek için ikna metodunu deniyor. Çünkü kendisini iktidar yapan, çalışan emekçi kesim değildir.
Bakan Dinçer’in partisi AKP’nin iktidarının devamı için çalışan çaresiz hale getirilmek isteniyor. Tıpkı hisseleri elinden alınan Karabük’teki Kardemir işçileri gibi.
Kıdem ve ihbar tazminatı, çalışan kesim için önemli bir haktır. Bu hak sadece işçilere değil her türlü statüde çalışan emekçilere ve özellikle devlet memurlarına da tanınmalıdır. Ancak kamudan istifa yolu ile ayrılmış 657 sayılı yasaya tabi olanlara, emekli olduklarında Emekli Sandığından ikramiye ödenmesini bile Anayasa Mahkemesi’nin kararının hilafına kanun çıkartarak engellemeye çalışanlar, işçiye de kıdem ve ihbar tazminatını çok görmektedir.
Uyan işçi kardeşim uyan! Sahip olduğun hakları kaybetme. Halkın başına tebelleş olmuş bu vahşi kapitalistlere dur de. Yoksa evdeki bulgurdan, kıçtaki dondan bile edecekler, haberin olsun.