Türklerin, “1915 olaylarında” Ermenilere soykırım yaptığı iddiası, ABD senatosunda kabul edildikten sonra son olarak ta İsveç Parlamentosunda kabul edildi.
Başlangıçta, tarihi bir olayın alakasız üçüncü ülkelerin parlamentolarında kabul edilerek bir baskı aracı olarak kullanılması deli saçması ve mantıksız görünüyordu. Ancak Ermeni Diasporasının sistemli ve azimli çalışmaları semeresini vermeye devam ediyor. Böylece 20 ülkenin parlamentosu soykırım iddialarına destek vermiş oldu. Bu ülkeler şöyle: Uruguay (1965), Kıbrıs Rum Kesimi (1982 , Arjantin (1993), Rusya (1995), Kanada (1996), Yunanistan (1996), Lübnan (1997), Belçika (1998), İtalya (2000), Vatikan (2000), Fransa (2001), İsviçre (2003), Slovakya (2004), Hollanda (2004), Polonya (2005), Almanya (2005), Venezuela (2005), Litvanya (2005), Şili (2007), İsveç (2010).
Bütün bunlar bizleri muhakkak rahatsız ediyor. Ancak beni bunlardan daha çok rencide eden içimizdeki “tarihimizle hesaplaşmalıyız” sloganı altında “Türk’ü Türk’e yerenler.” Ermenilerden özür dileyen sözde aydınlar, 30 bin Kürdü öldürdüğümüzü söyleyerek Nobel ödülü alan yazar ve benzerleri. Devletten beklentisi sadece iş ve aş olan çeşitli alt kimlik mensuplarından, azınlık yaratmaya çalışan, etnik ayrımcılığa çanak tutan siyasetçiler.
Her fırsatta utanılacak bir geçmişimiz olduğuna dair yayınlar yapan, medyanın demirbaşı olan eski sosyalist, neo- liberal yazarların başını çektiği ve maalesef muhafazakâr (!) yandaş medyanın Türk olmaktan utanan yazarlarının iştirak ettiği koro, bizi Türk olmaktan utandırmaya çalışıyor.
“Türk’ün Türk’e propaganda yapması” diyerek küçümsedikleri için, güzel hasletlerimizi, tarihimizde övünülecek başarılarımızı ve mevcut üstünlüklerimizi farkındalık yaratabilmek açısından dahi anlatamaz olduk.
Bizim söylediklerimizi pek dikkate almazlar. Ancak pek hayran oldukları Batılıların Türkler için söylediklerini hatırlatmak istiyorum. Türk milletinin hain kontenjanından geçinen bu yazar taifesine inat... Türk olmanın gururunu bir kere daha yaşamak ve şöyle derin bir temiz hava teneffüs etmek için…
İsterseniz öncelikle Ermeni soykırımı iftirasını kabul eden İsveçlilerin atası Demirbaş Şarl ile başlayalım.
“Poltava’da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum.
Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar âlicenap, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen ne kadar tatlı.” (Demirbaş Şarl -İsveç Kralı -Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)
İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler” (Napoleon Bonaparte – Fransız İmparatoru.)
“Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenedir. Dini, sosyal ve örfi faziletleri, tarafsız kimseler için birer takdir ve hayranlık kaynağıdır.” (Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.)
Türk, asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir. (Pierre Loti)
Türk’ü anlamamak için tarihe göz yummak gerekir. Haksız saldırılar ve adi iftiralar önünde Türk’ün vakur kalışı, kuşku yok ki körlerin gerçeği, eşyayı anlamadıklarını düşündüklerinden ve körlere acıdıklarındandır. Bu soylu davranış o adi iftiralara ne açık bir cevap oluyor.(Pierre Loti)
Türklerle dost ol ama düşman olma. (Gianni de Michelis)
Türkler bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli insanlarıdır. (La Martine)
Türkler kahramandırlar. Dostlarına zarar vermezler. Fakat kazanç getirirler. (Comenius -Çek Bilgini)
Türk askeri cesurdur. Anavatanını sever ve onun için gerekirse çekinmeden canını feda eder. (Albert Einstein)
“Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır.” (Feldmareşal von Moltke -Alman Genelkurmay Başkanı)
Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.” (William Martin)
Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır. (William Pitt -İngiliz Devlet Adamı)
Her biri kendi alanında ünlü ve saygın yabancıların, biz Türkler için sarf ettiği bu övgü dolu sözlerin muhatabı olarak Türkmen, Kürt, Laz, Çerkez, Roman, Sünni, Alevi ayrımı var mı? Bu sözlerin muhatabı bütün alt kimlikleriyle bir bütün oluşturan Türk Milletidir.