Türkiye’nin Sonu mu?

96

     Hiç ama hiç merak etmeyin.

     Sakın endişeye düşmeyin.

     AB Türkiye’ye müzakere tarihi verecek.

     Ama şöyle ama böyle,

     Şartlı veya şartsız,

     Deli mi ki AB?

     Müzakere tarihi vermesin.

     Çünkü Türkiye;

     Koyun uysallığı içinde,

     AB’nin peşinde,

     Herşeyi çekmiş sineye,

     Sövülse de, dövülse de,

     Övülse de sözde,

     Sızlanıp mırıldanıyor

     Varsa da, yoksa da AB

     Türkiye gibi böyle bir uyduyu

     Türkiye gibi bir peyki;

     Bırakır mı hiç kendi başına?

     Bıraksın da,

     Kendine mi gelsin?

     Uyuyan dev.

     Deli mi kuzum AB?

     Elbette böyle bir koyunu;

     Kurt olarak AB;

     Bırakır mı hiç?

     Türkiye’yi kendi başına.

     Bırakmak hiç,

     Yakışır mı canım AB’ye?

     Hem yakışık alır mı?

     Çünkü, yolunan bir kaz misali;

     Her an elinin altında Türkiye!

     Böyle bir sömürgesinden,

     Vazgeçer mi hiç Avrupa?

     Hem vazgeçmeli mi?

     Aptal mı ki Avrupa?

     Böyle bir pazarı,

     Kendi ayağıyla tepsin.

     Kendini, böyle bir kaynaktan

     Mahrum etsin!

     Olacak şey mi bu Allah aşkına?

     Evet, hiç tereddüt ve kuşkuya mahal yok!

     Asla korkulmasın ki AB;

     Verecek Türkiye’ye müzakere tarihi.

     Hem niye vermesin ki,

     Tarih vermekle Türkiye’ye

     Vermiş olmuyor ki bir şey

     Aksine kazanıyor, kaybetmiyor.

     Kuyumuzu kazıyor!

     Fitne fesat saçıyor!

     Asla zarar etmiyor.

                        X

     Başımıza nice nice çorap örüyor.

     Türk insanı hiç durmadan serap görüyor!

     Batı, bu tatlı rüyadan uyandırmadan,

     İstediğini AB aldıkça alıyor!

     Türkiye buna ancak seyirci kalıyor!

     AB bu şekilde yol aldıkça alıyor.

     Türkiye kaybettiklerine yanamıyor.

     Çünkü AB, uyanmasına fırsat vermiyor.

     Uykusunu derinlettikçe derinletiyor.

     İşte bu gafletin gölgesinde,

     Serinliyor serinledikçe

     Ayol düşün, Avrupa deli mi?

     Vermesin müzakere tarihini

     Uzattığı havuçlar sayesinde

     Güdüyor Türkiye’yi yedeğinde

     Hem niye vermesin müzakere tarihini?

     Bir bir gerçekleşirken durmayan istekleri!

     Bitmedi henüz istekleri Rum’un!

     Ermeniler’in bilmem ne belânın!

     Henüz olmadığı için Türkiye; tekrar param parça!

     Müzakere tarihi gibi ihtiyaç var bir araca!

     Böylelikle kesiyor Türkiyemizi AB; haraca!

     Emiyor amansız sülükler gibi, bu vatanı çokça!

                                    X

     Hem niye vermesin tarih kuzum AB?

     Bitmeyecek  ki bir türlü müzakere!

     Henüz bölünmemiş iken Türkiye dörde beşe!

     Avrupa’da ne gezer a kuzum sevinç ve neşe?

     Ne ortada eyalet var daha!

     Ne de Türkiye’de umursama!

     AB erişiyor emeline yavaş yavaş.

     Türkiye’de insan bulamazken ne iş ne aş.

     Evet, AB verecek beklenen bir tarih;

     Fakat bu, başka değil; olacak kör talih!

     Ver ver ödün; yok mu ey Avrupalı bu işlerin sonu?

     Olmasın bu gidişat canlar! Sakın Türkiye’nin sonu!

     Ey ehli vatan uyan! Yine mi uykudasın?

     Hâlâ elin kolun bağlı gibi durmakdasın!

     Kalk silkin, uyan daldığın derin fecî uykudan!

     Düşman çıkmak üzere, saklandığı gizli kuytudan.

     Seyirci Dünya, vurulurken hem dindaşın hem de soydaşın!

     Söyle Allah aşkına, sen hangi kıyıdaki bir koydasın?

     İster misin, düşmanların zil çalıp oynasın?

     Gerçi henüz, vatanın şefkatli koynundasın.

                                        X

     Ayıl da kendine gel artık.

     Bak, halini gör bir yol çabuk.

     Bugün 2004’den farkımız ne?

     İnsan düşünmeden edemiyor yine de.

Önceki İçerikAydın, Kültür ve Toplumsal İlerleme
Sonraki İçerikKEŞKÜL
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.